Ateizm Mezbahasında Akıl

İşte biz, insanlara bu misalleri anlatıyoruz ama bunların hik­metini gerçek bilgi sahibi olanlardan başkası akledemez.” (Anke- bût, 29:43) “Bütün evrendeki her şeyi açıklayan bir teori. Ancak sağlık­lı düşünebildiğimize inanmayı imkânsız hâle getirdiği gibi şahit­liklerimizin de kabulüne alan tanımamaktadır.” C.S. Lewis Nizam-ı İslam’da aklın konumu nedir? İslam’da akıl, şerefe mazhar olmanın kaynağı; mükellefiyetin temeli, övgü ile […]

Daha fazla oku
Yolcular ve Mir’aclar

  ÜÇÜNCÜ Mİ’RAC Oluş ve bozuluş âleminde, muhdes olan cisimlerin var ol­ması için bir müsebbibi olması konusunda ittifak vardır. Bu müsebbib ya bir yaratıcı olabilir ya da beş duyumuzla algıla­dığımız tabiat ve ay altı âlemi olabilir. İhtilafa düşülen konu ise ay üstü âlemdir. Filozoflar gök cisimleri, galaksiler ve yıl­dızların durumlarının önemli bir konu olduğu hakkında […]

Daha fazla oku
Feridüddin Attar – Musîbetnâme (Alıntılar)

  Ne kadar düşüneyim? Canım yandı Canımın hararetinden dilim yandı Kimse sesini çıkaramayacaktır Kim bunun sırrını anlayacaktır? Yüz kişi bana övgüde bulunsa Bir gönül sahibinin zevki yeter bana Biri Eflatun’un huzurunda dedi: “Filan kişi seni çok övüyordu Hünerde seni çok methetti Senin makamını göklere yükseltti” Eflatun bu söz üzerine ağladı Derdinden yüzünü adama çevirdi Dedi: […]

Daha fazla oku
Hace Abdullah el-Ensari-el Herevi – Ey Derviş!

  Notlarım: .. Ey yokluğumun varlığıyla yeksan olduğu İlâhi, beni kederden sevince ulaştır. Müflislik ve kimsesizlikte karar kıldım, Ey her şeyden müstesnâ ve yegâne olan Allahım, son nefesinde yetişsen bir müflisin imdadına yetiş n’olur…) Sıradan insanlar, “…üd’uni estecib lekum… “…Bana dua edin ki ben de kabul edeyim…”’ kerimesinin latif mânâsına bakarak duânın gerçekleşmesini Hüdâ’nın icâbetine […]

Daha fazla oku
Dini Tecrübe, Mistisizm ve Tasavvufun Benzerlikleri ve Farklılıkları

Dinî tecrübe ile mistik tecrübe arasındaki ilişkiden sonra mistisizm ve tasavvuf arasındaki ilişkinin de ele alınması gerekir. Çünkü birçok yazar mistisizm başlığı altında tasavvufî tecrübeyi ele almaktadır. 182 Guénon, Batılıların özellikle İslâm tasavvufunu belirtmek için “sûfizm” diye bir kelime uydurduklarını, bu terimin tamamen itibari bir isimlendirme olmakla kalmadığını ayrıca son derece üzücü bir durum arz […]

Daha fazla oku
Allah Güzeldir, Güzeli Sever

İslam’ı, adalet, merhamet, kardeşçe bölüşüm ahlakı, digerkâmlık (isâr), kardeşlik, barış (silm) vb. pek çok vasıfla niteleyebiliriz. Bu nitelemeler yanında, İslam’ın bir başka vasfı daha bulunur ki, bu ondaki tüm mükemmel niteliklerin beslendiği ana damarı gösterir. Güzellik sıfatı. İslam’a nispetle söylersek, İslam, bir güzellik dinidir. Güzellik, yani cemal ve ihsan kavramları, Müslüman bireyin olduğu kadar, Müslüman […]

Daha fazla oku
Garânîk Safsatası

Hicretten bir müddet sonra, Mekke’deki atmosfer değiş­mişti. Birkaç senelik gayretin neticesinde tabir caizse güç bela iman dairesine giren Müslümanların çok büyük bir kısmı ar­tık Resûlullah’ın yanından ayrılmış, Peygamberimiz yeniden yalnız kalmış, kendisine ve davetine karşı bilenmiş azılı bir ahaliye karşı âdeta tebliğ mücadelesine sıfırdan ve yeniden başlamak zorunda kalmıştı. Üstüne birde Mekke kabileleri ara­larında anlaşarak […]

Daha fazla oku
Haberi Sıfatlar

Medine dönemi, Müslümanlarla “ötekiler” arasında fiilî savaşların başladığı ve devamla sürdüğü bir dönemdir. Sa­vaşlar, sebepleri, hikmetleri, ahkâmı vb. yönlerden daha çok fıkhî ve tarihî müktesebata dâhil görülüp oraya katkı sunsa da zaman zaman itikâdî meselelere de malzeme sunduğu ol­muştur. Meselâ bu örneklerden biri ve belki de en meşhuru, Müslüman olduğunu beyan edip, küffarla kahraman bir […]

Daha fazla oku
Amel

  13 Aynasında, varlıkların suretleri sabit olan bir kalb, nasıl parlayabilir? Yüce Allah insana, yüzü tertemiz aynaya benzeyen bir kalb bağışlamıştır. Ayna gibi, karşısına gelen her şey, olduğu gibi içinde yansımaktadır. Bu kalbde sadece bir yansıma yönü vardır. Kalb nereye yöneltilirse o nesne içinde temsil olunur. Yüce Allah bir kuluna lütfederse düşüncesini mana ve melekût […]

Daha fazla oku
Ehl-i Hakikate Göre Muhabbet ve Nevileri

Şeyh Ebû Hafs Ömer ibnu 1-Fârız[I] hazretleri —ki 576’da Kahire de doğmuş, 632’dc yine orada vefat ederek türbe-i mahsusa dahilinde medfun bulunmuştur— sofiyye ricali arasında âşıkane ve ârifâne sözleriyle şöhret almıştır. Taklit edilemeyecek şiirleri ihtiva eden ve Mısırda tekrar tek­rar basılan Divan mın çok sayıda şerhi, Kaside-i Hamriyyesiyle, Kaside-i Tâiyyesinin de ayrıca izahları vardır. “Biz» sevgilinin yâdı […]

Daha fazla oku