Bediüzzaman Said Nursi – Muhakemat -Notlar

İlim ilme kuvvet verir. Tahakküm etmemek şarttır. Şöyle müsellemattandır ki: Hendese gibi bir san’atta mahir olan zât, tıb gibi başka san’atta âmi ve tufeylî ve dahîl olabilir. Muhakemat – 28 —————————————— Ve hem de çok defa lisan, kalbin dilini tamamen anlamıyor. Lâsiyyema kalb bazan mes’elenin derin yerlerinden -kuyu dibinde gibi- bir tıntın eder ise lisan […]

Daha fazla oku
Sanat Eseri

Mutlak varlık kendi başına şeylerin başka bir deyişle idelerin biçimlerini kendisinde görünüşe çıkarır. Sanatın biçimleri mutlak olandan yansıma veya kendi başına nasıl ise öyle olan şeylerin biçimleri olmalıdır. Mutlak varlık baş­ka hiçbir şeye bağlı olmayan koşulsuz varlıktır. Bir karşıtlıklar dünyası olan doğa dünyasının karşısında bir başka dünya daha vardır. Bu da genellikle bir tin dünyası […]

Daha fazla oku
Risale-i Nurda Zaman

Bediüzzaman’ın eserlerinde kullandığı zaman birimleri bir mekan üze­rine oturtulmuş, bizim yıl ve bölümlerine dağılan zaman birimleri değildir. Belli tarihleri içine almaz. O dehaların zamanı olan bütün zamanlarda geçer­li olan zaman birimleri kullanır, bunlar da bir zaman, bir süre sonra ve benze­ri zaman kalıplarıdır. Bediüzzaman zamanı çeşitli şekillerde tarif eder. Allah’ın bütün kâinatı içine alan faaliyetleri […]

Daha fazla oku
Risale-i Nurda Akıl

Akıl, en genel anlamda, düşünüp yargılama gücü, doğru olanı yanlış olandan ayırma kabiliyetidir. Bediüzzaman’ın eserlerinde akıl, âdeta bütün konuların yörüngesinde yer alır. Onun okulu bir akıl terbiyesidir denilebilir. Bediüzzaman günlük insanın yeni perspektifler kazanmasını dolaylı ola­rak düşünmüştür. Onun belirgin iddiasına böyle bir isteği yerleştirmek baş­langıçta yadırganabilir. Ama Risale-i Nur’u sürekli okuyan ve hayatla ve sa­natla […]

Daha fazla oku
Bediüzzaman’ın Kurmaca Şahısları

Bunların başında “Haşir”deki kahraman gelir. Sabit bir kişiliğe sahip olan kurmaca şahısları gibi değildir, o sürekli değişen önü açık bir kişilik sergiler. Bediüzzamanın kahramanları sürekli değişmeye endeksli kişilerdir. Onlar bilgi ve gözlemleri arttıkça gelişir ve geliştikleri oranda eski kişiliklerini terk ettiklerinden memnun olurlar. Onlardaki değişimi izleyelim. Anlatıcı iki şahsa da aynı uzaklıkta durur. İkinci adamı […]

Daha fazla oku
Insan Şu Dünyada Memur ve Misafirdir

İnsan, şu dünyaya bir memur ve misafir olarak gönderilmiş, çok ehemmiyetli istidad ona verilmiş. Ve o istidadata göre ehemmiyetli vazifeler tevdi edilmiş. Ve insanı, o gayeye ve o vazifelere çalıştırmak için, şiddetli teşvikler ve dehşetli tehdidler edilmiş. Başka yerde izah ettiğimiz vazife-i insaniyetin ve ubudiyetin esasatını şurada icmal edeceğiz. Tâ ki, “ahsen-i takvim” sırrı anlaşılsın. […]

Daha fazla oku
Bu Asrın Bir Özelliğinin Beyanı

Otuzbirinci âyetin işaretinin beyanında, ﻳَﺴْﺘَﺤِﺒُّﻮﻥَ ﺍﻟْﺤَﻴَﻮﺓَ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَﺎ bahsinde denilmiş ki: Bu asrın bir hâssası şudur ki; hayat-ı dünyeviyeyi, hayat-ı bâkiyeye bilerek tercih ettiriyor. Yani kırılacak bir cam parçasını, bâki elmaslara bildiği halde tercih etmek bir düstur hükmüne geçmiş. Ben bundan çok hayret ediyordum. Bugünlerde ihtar edildi ki: Nasıl bir uzv-u insanî hastalansa, yaralansa sair a’zâ […]

Daha fazla oku
Musbitlerin En Büyüklerinden Birisi…

Musibetlerin en büyüklerinden birisi de: Ecnebilerden gelip içimize girmiş, onların hissiyatları ile meşbu’ tarz-ı üslüblarındaki, hamele-i din ve medrese âlimlerine karşı hiss-i istihfafdır. Halbuki bu din âlimleri şu insanların kâffesinden daha çok hürmet, merhamet ve muhabbete layıktırlar. Hem de kusur ve hata onların vücûdundan değil, belki zamanın müsaadesizliği ile kâmil muhakkiklerin bulunmamalarındandır. Evet, din âlimleri […]

Daha fazla oku
İçtihad kapısı açıktır fakat şu zamanda oraya girmeye altı mâni vardır

İçtihad kapısı açıktır. Fakat şu zamanda oraya girmeye altı mani vardır. Birincisi: Nasıl ki kışta, fırtınaların şiddetli olduğu bir vakitte, dar delikler dahi seddedilir. Yeni kapıları açmak, hiçbir cihetle kâr-ı akıl değil. Hem nasıl ki büyük bir selin hücumunda, tamir için duvarlarda delikler açmak gark olmaya vesiledir. Öyle de şu münkerat zamanında ve âdât-ı ecanibin istilası anında ve […]

Daha fazla oku
İlâhî isimlerin tecellîsinde mertebeler

İkinci Dal Çok esrarın anahtarlarını tazammun eden iki sırrı beyan eder. Birinci Sır: Evliya, niçin usûl-ü imaniyede ittifak ettikleri halde meşhudatlarında, keşfiyatlarında çok tehalüf ediyorlar? Şuhud derecesinde olan keşifleri bazen hilaf-ı vaki ve muhalif-i hak çıkıyor? Hem niçin ehl-i fikir ve nazar, her biri kat’î bürhan ile hak telakki ettikleri efkârlarında, birbirine mütenakız bir surette hakikati […]

Daha fazla oku