Dini Tecrübe, Mistisizm ve Tasavvufun Benzerlikleri ve Farklılıkları

Dinî tecrübe ile mistik tecrübe arasındaki ilişkiden sonra mistisizm ve tasavvuf arasındaki ilişkinin de ele alınması gerekir. Çünkü birçok yazar mistisizm başlığı altında tasavvufî tecrübeyi ele almaktadır. 182 Guénon, Batılıların özellikle İslâm tasavvufunu belirtmek için “sûfizm” diye bir kelime uydurduklarını, bu terimin tamamen itibari bir isimlendirme olmakla kalmadığını ayrıca son derece üzücü bir durum arz […]

Daha fazla oku
Tasavvufî Bazı Meselelere Dair Açıklamalar

1. Allah’ın Sıfatlarıyla Sıfatlanma Meselesi Yukarıda Allah’ın sıfatıyla sıfatlanma konusu geçti. Bazan bunu işiten ahmak kimse gerçek manada sıfatlanmayı zanneder. Oysa böyle bir şey mümkün değildir. Sadece ismen kullanılır. Bâri‘ olan Allah’ın kendisiyle vasıflandırıldığı manada değil, bilakis kulla alakalı hâdis (sonradan olma) bir manada kullanılır. Kastallânî’nin daha önceki ifadelerinde geçtiği gibi. Dolayısıyla rahîm (sıfatı) mutlak […]

Daha fazla oku
Nebi’nin (s.a.v) İlm-i Batına Göre Hüküm Vermesi

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah’a hamd, seçkin kulları üzerine selâm olsun. Resûlullah’ın (s.a.v); Musa’nın (a.s) Hızır’la (a.s) buluşmasını, Hızır’ın çocuğu öldürmesindeki hikmetini, Musa’nın (a.s) ona itirazını, Hızır’ın (a.s) Musa’ya, “Ey Musa! Ben, Allah ’ın ilminden bana öğrettiği bir ilim üzerindeyim ki senin onu bilmen mümkün değil. Sen de Allah ’ın ilminden sana öğrettiği […]

Daha fazla oku
Cibril Hadisi ve Tasavvuf: Riyakarlık-Kibir ve İhlas Arasında Riyazet Hayatı

İman, İslam ve İhsan: Allah’ı Görür Gibi İman Etmek,                                                                                              […]

Daha fazla oku
Tasavvuf Nedir?

İmam-ı Gazzâlî,*bir eserinde: “Anladım ki büyük mutasavvıfların elde etmek istedikleri gaye, öğrenmekle değil; tatmak, yaşamak…süretiyle elde edilir.” diyor. (Bk. al-Munkızu mina-ad-Dalâl, Hilmi Güngör tercemesi, Şark-İslâm klâsikleri serisi, No. 18, Maarif Vekâleti neşriyatından, İstanbul 1948, s. 44). Muhtelif yönlerden Tasavvuf’u ta’rîf etmek istersek deriz ki: Tasavvuf: Allah’ı bilme ve bulma yoludur. Tasavvuf: Mâddeden ma’nâya yükselmedir. Tasavvuf: […]

Daha fazla oku
Mâtürîdîyye ve Tasavvuf İlişkisi

İslamî ilimler genel olarak ele alındığında Kur’an ve hadis, diğer İslamî ilimlere malzeme sunan ilimler olarak görülür. Bu malzemeleri alıp yorumlayan en önemli ilimler ise fıkıh, kelâm ve tasavvuftur. Cibril hadisi diye bilinen ve Cebrail’in Hz. Peygamber’e bazı sorularını içeren meşhur hadiste “İslam nedir? Sorusunun cevabı olan namaz, oruç, hac, zekat gibi konular sonraki asırlarda […]

Daha fazla oku
Evliyâ, Melek ve Sıradan insanlar

Beşerî vasıfları evliyânın kubbeleridir: Diğer insanların İhtiyaç duyduğu her şeye o büyükler de ihtiyaç duyar. Velî olmaları onları ihtiyaç hâlinden çıkarmaz. Diğer insanlar gibi, onlar da öfkelenirler. Enbiyânın seyyidi Hz. Rasûlüllah efendimiz -ona ve diğerlerine salât ve selâm olsun- “ Diğer insanların kızdığı gibi ben de kızarım”(1) buyurmuşsa, evliyâ niçin öfkelenmesin? Aynı şekilde, diğer insanlar […]

Daha fazla oku
Bedîüzzaman Said Nursi’nin Tasavvuf Anlayışı

Yazar: Vasfı ARSLAN * Bedîüzzaman’ın Tasavvuf Anlayışı a. Tasavvuf ve Tarikatlara Bakışı Bedîüzzaman Said Nursî XX. yüzyılda yetişen önemli ilim ve fikir adamlarından birisidir. Tefsir, Hadis, Kelam gibi temel islamî ilimlerin yanı sıra dil, felsefe ve tasavvuf gibi birçok ilim dalında kendisini yetiştirmiştir.[1] Yetiştiği çevrede birçok mutasavvıfın bulunması sosyal ve kültürel açıdan onun tasavvufla olan ilişkisine olumlu […]

Daha fazla oku
Bir ilmin nefsi müdâfaâsı

  Malumunuzdur geçtiğimiz haftalarda dini anlama çabalarından bir tanesi olan ve bin yılı aşan bir İslam ilimler tarihi içerisinde mümtaz yeri bütün ulema tarafından kabul edilen tasavvuf ilmine karşı üç beş yeni nesil akademisyenin “yok sayıcı”, “dışlayıcı”, “tahkir edici” medyatik açıklamalarına karşı bu ilim dalından 40 sene ekmek yemiş bir akademisyen olarak bazı cevaplar vermiştim. Ve demiştim […]

Daha fazla oku
Ahmed İbn Zerruk – İslam Tasavvufunun Temel Esasları Kitabından Alıntılar

11. Kaide: Tasavvufa girmeye kimlerin ehildir. Her şeyin ehli, vechi, mahalli bir de hakikati vardır. Tasavvufa ehil olmak, teveccühünde sadık, sevgisinde samimi, mu­hakkik arife, insaflı öğrenciye, hakikatlere bağlı âlime, kolaylıkları önceleyip cehaleti kendine yük etmeyen, iddiasız, araştırması sathi olmayan fakihe mahsus bir meziyettir. Ancak, aptal halk, ilimden yüz çeviren tale­be, tanınmış/önde gelen fakihleri taklitte samimi […]

Daha fazla oku