Teoman Duralı – Din ve Felsefe Bilim Açısından Doğu ve Batı Medeniyetleri -Notlarım-

Geçenlerde Mehdi Hasan diye bir Arap -bilmiyorum Lübnanlı mıdır, Kuveytli mi- el-Cezire’de bir program düzenliyordu, bir tartışma programı. Müslümanlığa çok karşı olan bir hanım çıktı. Ne dese bu hanımefendi uymuyor, oturmuyor yerine, çünkü bilmiyor. “Ben Kur’an’ın ruhuna bağlıyım ama Peygambere inanmıyorum” diyor. Peygamberi olmayan Müslümanlığı düşünemezsiniz, imkânsızdır. Diğer dinlerde bilmiyorum bunun karşılığı nedir, peygamberi olmadan […]

Daha fazla oku
İngiliz Yahudi İttifakı ve A.B.D

1950lerden sonra yeni bir dünya düzeni ortaya çıkıyor. Ondokuzuncu yüzyılda gündeme gelen sermâyeci ideoloji, yânî İngilterede gerçekleşen bir felsefe sistemi olarak ortaya çıkan sermâyecilik ve buna dayalı yeni bir medeniyet Örneğini yaşıyoruz. 0 da Ingiliz-Yahudi diye adlandırdığım medeniyet. İngiliz ile Yahudinin izdivâcından A.B.D. ortaya çıkmıştır. Anne İngiltere ne zaman başı sıkışsa, yavrusu A.B.D.ni imdada çağırmıştır. […]

Daha fazla oku
Felsefede Hürlük Sorunu

Felsefe, insanı tek başına değil, mensub olduğu kültür ortamından hareketle değerlendirir; insan kültür ortamını tek biçimleyen değildir. Felsefe, kültür ortamı tarafından oluşturulmaya başlanır, tekemmül eder, olgunlaşır; zamanla içinden çıktığı kültür ortamını biçimler. Bir dialektik söz konusudur. Bu anlamda fılosof da bir radara benzetilebilir. Ortamından dağınık değerleri toplar, bunları mantık çerçevesinde bütünleştirip ortaya bir tablo çıkarır. […]

Daha fazla oku
Bireylilik,Kimlik,Kişilik

Her canlı, başka birtakım varolanlara nice benzerse benzesin, kendine has özellikler taşır. Bu özellikler, ne denli “özelleşir’lerse, onlarla donanmış canlı, o kadar karmaşıklaşır. Kendine has özellikleri bakımından başka hiçbir şeye geri götürülemez -indirgenemez varolana ‘birey’ diyoruz. Hücreden beşere dek istisnâsız bütün canlılar, bu durumda, ‘birey’dirler. Yalnızca “insanlaşmış’ “beşer’in “bireyliliğ’i, artık eşsiz diye niteleyeceğimiz özellikleri hâizdir. […]

Daha fazla oku
Ş.Teoman Duralı – Felsefe Bilimin Odağında Metafizik “Alıntılar”

“Temellendirme’ ile “gerekçelendirme’ yoluyla doğruluğu yahut yanlışlığını görebileceğimiz her inanç bir ‘varsayım’dır. Temellendirme ile gerekcelendirme yoluyla doğruluğu kanıtlanabilmiş her varsayım ise, ‘bilgi’dir. Ancak, kanıtlanabilmiş her varsayım, şimdilik bir bilgi değerini taşır. Kısa yahut uzun vadede değişen şartlar, şimdi doğru olarak kabul ettiğimiz varsayımı, yanî bilgiyi yanlışlayabilir. Bu bakımdan hiçbir bilgi kesin, şaşmaz ve nıhâî değer […]

Daha fazla oku
Felsefe-Bilimin Olmazsa Olmazı:Dil

1-Kavramlar ve onların seslendirilmiş ifâdesi sözler, kurumlaşmış ve oturmuş olmalıdır. Bunu bütün büyük dillerde görürüz. Örneğin insanlar Kur’ânda ne söylendiğini aradan bin üç yüz, bin dört yüz yıl geçmiş olmasına rağmen, anlayabiliyorlar. Arapca hâlâ konuşuluyor çünkü. Dilde kalıcılık önemlidir. Her dilde konuşma ile klasik yazı dili arasında farklar var. Babam, öğrenci olarak gittiği Almanyadan babasına […]

Daha fazla oku
Çağdaş Küresel Medeniyetin Temel Belirleyicisi

MALÎ SERMÂYECİLİK İDEOLOJİSİ Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bir toplumun, toplumsal çevrenin ortaya koyduğu, meydana getirdiği  bütün maddî ile manevî ürünlere kültür değerleri diyoruz. Bu, topluma mahsus bir üretimdir. Toplumlar kültürlerini meydana getirirler. Kültür meydana getirmemiş toplum düşünemeyiz. Bir varolanın, insan olup kültür üretmemesi imkânsız bir şeydir. Çünkü, yaşayabilmesi, canlı kalabilmesi için elzem olan fizik-biyolojik […]

Daha fazla oku
Zorunluluklara koşulmuş Beşer – Hür olan İnsan

  Kaskatı zorunlulukların boyunduruğundan kurtulamamış beşer, hür varlık olan insanın hâlini anlayamaz. Buna karşılık, hür olan insan, zorunluluklara koşulmuş beşerin durumundan haberlidir. (1)Kültürlerden kimisinin medeniyetleşmek sûretiyle tarih sahnesinde boy göstermesi öncelikle Asyada vukû bulmuştur. Bahsi geçen kültürlerin gelişimine bakıldığında, kesîf toplayıcılık evresinden sürek avcılığı ile ehlîleştirme(42) safha­sına onların, yaklaşık M.Ö. Yirmi ile On iki binler […]

Daha fazla oku
İlahiyattan Kaynaklanan Felsefe Sahası:Ahlak

……   (2) Hâl, hareket, tarz, tutum, tavır ile davranış kurallar bütünü ahlâkı meydana getirir. Kuralların menşei vahiy tebliği verisi ana ilkelerdir. İslâm filosoflarından Ebu Yusuf Yakûb İbn Ishak el Kindi (öl 870) ile Uzlukoğlu Ebu Nasr Muhammed İbn Tarkan Farabinin (870 – 950) belirttikleri üzre, vahiyi insanlara tebliğ edip açımlayan peygamberler olup onda bildirilen […]

Daha fazla oku
Varlık Bütünlüğü

(2) Varlık bütünlüğü, İslâm düşüncesi uyarınca, anlamlı düzenlenmişliktir. Düzenleme, anlam kazandırma işidir. Başka bir deyişle, anlamsız düzenleme olamaz; böyle bir şey mantığa aykırıdır. Anlam verme yahut kazandırmaysa, belirli bir gâye vazolunup onun istikâmetinde yol alan bir düzenin tesis edilmesidir. Bir olayı, süreci yahut varolanı bütün yanlan yönleriyle tanımak, onun hakkında bilinç sâhibi olmak demektir. Bilincine […]

Daha fazla oku