Hörmet

  Gençliğimizin kurban edildiği yer, hörmet mihrabıdır. Hörmet denen cevher, alelâde bir küçülmeden, bir tevazudan ibaret değildir. O, her şeyde bir sonsuzluğun huzurunda olduğunu hissetme ve kendini böylece bilme halidir. Filhakika her an Allah’ın eseri karşısında olduğunu düşünen insan, yine her an Allah’ı düşünür. Sevginin yaşattığı bu sürekli düşünüş, sevilenin huzurunda insan ruhunu eritir, sonsuzluğun […]

Daha fazla oku
Bize Ne Oldu?

“Üç kıt’ada yüz beldeye, bin beldeye sahip Bir memleketim vardı, sen ey Rabb-ı mesaip…” Süleyman Nazif Cemiyeti yapan ferttir; fert de kendi iç hayatının tarihinden ibarettir. Neslimizin bedbaht çocuklarının iç dünyası nasıl bir âlemdir? Bunu dünya psikologları birleşse bilemezler. “Padişahım çok yaşa!” ile gözlerimizi dünyaya açtık. “Büyük yanında konuşulmaz” dediler. “Büyüklerimiz çehar yâr-ı güzin ile […]

Daha fazla oku
Milli Eğitim Davamız ve Düşman

Devlet bir irade ise, maarif onun hayat noktasıdır. İnkılâbın mânasını anlayabilenler, işe her zaman ve her türlü şartlar içinde maariften başlar, maarifte bitirirler. Devletimizin büyük kurucuları olan Alpaslanlar, Nizamülmülkler gibi modern Hint dünyasını ihya eden Gandi de bu devletleri yıkılmaz, sarsılmaz maarif temelleri üstüne kurdular. O Nizamülmülklerin çocukları, o Alpaslanların torunları İstiklâl Harbi’ni zaferle bitirdikten […]

Daha fazla oku
Fatih’in Büyük Mirası

Büyük atamız Fatih’in bize bıraktığı mirası Kostantiniye’nin fethinden ibaret görmek onu anlamamaktadır. Roma’nın varisi olan Bizans İmparatorluğu’nun dünya haritasından silinerek cihan tarihinde yeni bir devrin, Peygamber’in duasına mazhar olmuş bir kılıçla açıldığını düşünmek de bu mirasın bütün servetini ihtiva etmez. Çaldıran kahramanıyla, Plevne gazisini, Mehmed Akifle, Hüseyin Avni’leri de içerisine alan bu muhteşem miras, Türk […]

Daha fazla oku
Hakikî Mânada İnkılâpçılık

Bir milletin istiklali demek, sade yabancı otoritesine bağlanmamak demek değildir. İstiklal, kendi varlığımızın temelleri üzerine dayanarak yaşamak demektir. Bizde din taassubu bahane edilerek Batı dünyasının bütün menfaat ve zevk temelleri üzerinde mukaddesleştirdiği asri hurafeler memleketimize bir asırdan beri sistemli bir şekilde sokulmakla, milliyetin kökleri kazandı. Bize ait kaynaklar gözden uzaklaştırıldı. Çocuklarımız bir mukaddesat terbiyesinden mahrum […]

Daha fazla oku
Şahsiyet

Gençliğimizin kaybettiği en kıymetli şey, şahsiyet oldu. Bizim zavallı neslimiz, kendi kendisine düşünebilmek kabiliyetini kaybetti. Hep başkalarının kafasiyle, kendisine aşılanan bunca zehirlerin, emirlerin kumandasiyle düşünebiliyor. Türlü zehirler ona, ihtiraslarını kabartarak, kendini medhedip kendinden geçirerek, birde istikbal İçin menfaatler vaadederek acılandılar. Damarlarını yumuşatan bu morfinler onu, nasıl menfaat sahiplerine teslim ettiler.Böylelikle gençlerimizin ferd olarak iradesi eridi, […]

Daha fazla oku
İnsan ve İç Gözlemi

İç gözlem, içimize çevrilip nefsimizle başbaşa kalmaktır. Bu, her şeyi den evvel bir psikolojik metottur. Lâkin iç gözlem, insanın iç dünyasını araştıran bir ilmin metodu olmakla kalmaz; yaşayan her insanın kendini tanıması ve tanıyarak hareket etmesi, içindeki âlemi dışında da gerçekleştirebilmesi için kullanacağı metot, tutacağı yoldur. İnsan kendi iç gözleminden uzaklaştığı nispette otomat ve taklitçi […]

Daha fazla oku
Eşyanın Zaferi

İlim dediğimiz, kâinatı tanıma aşkımızın çocuğu olan teknik,kültürün zaruri bir neticesidir, demiştik. Teknik, ilimlerden doğarak -sanatlardan faydalanmasını da bilir. Onlarla elele verir. Bize kâinatı daima sevimli yapar. Onda gittikçe artan başarımızı ve ona hakimiyetimizi temin eder. Böylelikle o, kültürden ibaret olan ruhumuzu kavrıyan vücudumuz gibidir. Hayat mücadelesi sahnesinde cesaretle yürüyen ayaklarımız ve hayata her adımda uzanan […]

Daha fazla oku
Hürriyet

Hayatın gayesi, onu yaşanmaya değerli yapan şey, varlıklar basamağında ilerliyerek cansız maddeden bitkiye ve hayvana, ondan da insana yükselten evrimin insanlığı Allah’a yaranma sevgisine ulaştırmasıdır. Allah a yaranmayı hayatının gayesi yapan insan, faziletli insandır. Faziletli insanların bir arada yaşadıkları belde ise bahtiyar beldedir. Bizi Allaha götüren ruhçuluk, faziletli insanı yetiştirir. Dâvamız, asrımızda hiç benzeri görülmemiş […]

Daha fazla oku
İstikbâl

Son nesillerin hazırlayacağı istikbâl, bugünkü adımlarımızın kat-î ve zarurî eseri olacaktır. Yarını hazırlayacak adımları hesaplarken bugün ne olduğumuzu düşünmeye mecburuz. Bugünkü varlığımızda bütün eskinin izleri yaşamaktadır. Millî hayat, mâzinin derinliklerinden gelerek istikbâle doğru akan bir nehir gibidir, ölüler bizi yaşatıyor; biz, yarınki dirilere hayat vereceğiz. Gece günden, gün geceden çıkıyor; diri ölüden, ölü diriden çıkıyor. […]

Daha fazla oku