Bediüzzaman Said Nursi – Muhakemat -Notlar

İlim ilme kuvvet verir. Tahakküm etmemek şarttır. Şöyle müsellemattandır ki: Hendese gibi bir san’atta mahir olan zât, tıb gibi başka san’atta âmi ve tufeylî ve dahîl olabilir. Muhakemat – 28 —————————————— Ve hem de çok defa lisan, kalbin dilini tamamen anlamıyor. Lâsiyyema kalb bazan mes’elenin derin yerlerinden -kuyu dibinde gibi- bir tıntın eder ise lisan […]

Daha fazla oku
Şebüsterî – Gülşen-i Raz (Tercüme ve Şerh) -Alıntılar

Adımla erdirdim hitâma böyle, Yâ Rab, akıbetini mahmûd eyle. Şebüsterî ———————————————— Şimdi artık ne kendimdeyim ne değilim, Ne ayıkım, ne mahmûr ne de mestim. Gâh o yârin gözleri gibi sarhoşum, Gâh zülfü gibi herc ü merc olmuşum. Gâh sıfât-ı beşeriyyet gereği külhandayım, Gâh o dostun bir bakışıyla gülistandayım. Şebüsterî ———————————————— Kalmadı artık arada ne nezâket […]

Daha fazla oku
Abdullah Şerkâvî’nin Şerhü’l-Hikem’i ve Ali Örfî Efendi Tarafından Yapılan Tercümesi -Alıntılar

Ataullah İskenderi – Hikem-i Ataiyye (Ebü Türab radıyallahu anh dedi ki: “Kul, amelde samimi olunca Allah o ameli işlemeden onun zevkini onun gönlüne verir. Ameli işlerken ihlas bulunursa, onu işlerken zevk ve şevk duyar.| ——————————————– Nefsin hazları için Hak’tan Hakk’ın gayrısını talep etmek layık değildir. Makbul ve güvenilir olan hal, istenilen bütün şeylerde güzel edep […]

Daha fazla oku
Muhtelif Fıkıh Tanımları, Fıkha ve Fakihe Dair Açıklamalar

Fıkıh nedir? Fakih Kimdir?: Kronolojik Bir Derleme Şâ‘bî(v. 104/722) Biz fakihlerden değiliz, bizim yaptığımız hadisi işitmek ve rivayet etmekten ibarettir. Fakihler, bildiği ile amel edenlerdir.[3] Hasan-ı Basrî (v. 110/728) Ferkad es-Sebahî, Hasan-ı Basrî’ye (Allah onlara rahmet etsin) bir şey sormuş ve aldığı cevap karşısında şunu söylemişti: “Ey Ebû Saîd! Fakihler sana bu hususta muhâlefet ediyorlar”. […]

Daha fazla oku
Abdülvehhâb eş-Şa’rânî’ – El-Yevâkît Ve’l-Cevâhir cilt:2 -Notlarım-

İmâmü’l-Haremeyn (rh.a) şöyle derdi: “Peygamberlerden küçük günahların meydana gelmesine cevaz verenler bu günahları bir lokmalık hırsızlık, ölçü ve tartıda bir hurmalık aldatma gibi hasisliğe delâlet etmemek [şartı] ile kayıtlamışlardır. Bu konularda şüphesiz anında uyarılmaları gerekir. Rivayetlerde yer aldığı gibi, onun (sav) yetmiş defadan fazla istiğfar etmesine gelince bu, daha yüksek makamlara yükselmek içindir. Yükseldiği her […]

Daha fazla oku
Abdülvehhâb eş-Şa’rânî’ – El-Yevâkît Ve’l-Cevâhir cilt:1 -Notlarım-

Hocamız, Şeyhülislâm Zekeriyyâ el-Ensârî (ö. 926/1520) -Allah rahmet eylesin- şöyle derdi: “İmamların sözleri şu üç durumdan birinin dışında olamaz: Ya Kitap ve Sünnet’e açıkça uygundur ki bunlara kesin olarak inanmak gerekir. Ya Kitap ve Sünnet’e açıkça muhaliftir ki bunlara inanmak da kesin olarak haramdır. Ya da uygun veya aykırı olduğu tam olarak açık değildir ki […]

Daha fazla oku
Nerede Hata Yaptığını Anlayip Tövbe Etmen Hakkında

Nimetin sana nereden geldiğini ve senden alınma sebebini bilmen gerekir. Çünkü nimet senden sebepsiz yere alınmaz. “Bir toplum kendisinde-ki özellikleri değiştirinceye kadar Allah onda bulunanı değiştirmez.”1 [8] Bilmelisin ki bu nimet ancak yerine getirmen gereken bir vazifeyi terk ettiğin için senden alınmıştır. Bu vazife ise şükürdür. Şükredilmeyen her nimet yok olmayı hak eder. Denilmiştir ki: […]

Daha fazla oku
İnsan Nedir, Ne Olmalıdır?

İnsan, ten ve duygu görüntüsüyle bedenlendiği için, durumunun cisim olduğu; ruhu ise latif olduğun­dan, onun ruhî durumunun da latif olacağı hak­kında… Bütün varlıkların kaynağı olan latif âlem, ruhların yurdudur. O âlem en yüce âlemdir, şu dün­ya ise, en aşağı âlemdir. O yüzden Peygamberimiz aleyhisselâm insan bedeninin bir binek[9] olduğunu söylemiştir. Nitekim İsa aleyhisselâm şu semâya […]

Daha fazla oku
İnsana Verilen İmkan ve Bilgi

  Yüce Allahın varlıkları karanlıktan var etmesi,.. Karanlıktan maksadın, insanın hayvan tarafını oluşturan su ve balçık oluşu ve insanın yiyecek ve uykuyla hayatiyetini devam ettirmesi… Hakk’ın kendi nurunu karanlığın üzerine yayması… “Hak Teâlâ mahlûkatı karanlıktan yaratmış. Ardından onların üzerine nurunu saçmıştır.[16]” Yüce Allah’ın insanı yarattığında ona Kendini tanıma kabiliyeti vermesi… Sınırsız sıfatlarının her birinden insana […]

Daha fazla oku
Bir Zorunluluk Olarak Ahlâk: İnsan Olmak ve Ahlâklı Olmak

Tahsin Görgün … Ahlâkî Bir Makuliyet imkânı ii) Bu durum bizi, ilk bakışta, rasyonel davranmanın ahlâkla irtibatsız davranma olduğu gibi bir neticeye ulaştıracaktır ki bu, başta sorduğumuz sorunun bir cevabı olarak karşımıza çıkacaktır. Yani “ahlâksız” davranmak da makuldür. Hatta “ahlâkî davranmak, makul olmamaktır” gibi bir hüküm ortaya çıkacak­tır. Günümüzde özellikle siyasi alanda ahlâkî ilkelere bağlı […]

Daha fazla oku