Bu Âlemde Var Bir Güzellik

Gaston Bachelard, hayatının bir döneminde kuş yuvasını temaşa edebilmiş birinin felsefi düşünceyle tanışmış olduğunu söyler. Kuş yuvası karşısında yaşadığımız naif büyülenme ve bu büyülenmeyi tarif ederken söylediklerimiz, felsefî düşünüşün ilk ve temel adımlarıdır. İnsan, hayatının sonraki safhalarında çocukluğa, yetişkinliğe, yuvaya, tabiata, eve, duygu ve düşünceye “Kuş yuvası” imgesi üzerinden hayret, merhamet ve şefkat temelli bir […]

Daha fazla oku
Güzelin Serzenişi

Güzellik histir, sezgidir. Sezen bakış, güzelliğin ipuçlarını, alâmetlerini görmese de onu duygu yoluyla tanır. İşte bu, güzelliğin sezgisel kavranışıdır. Bazen bir insanı tanımadan kalbimiz ona ısınır. Sıkıntı içindeyken ümidimiz bize yollar açar. İstediğimiz şey olmadığında yeniden başlar, her seferinde inancımıza kuvvetle sarılırız. Sahip olduklarımızı kaybedebilir, güvendiklerimizden yara almış olabiliriz. İyi olacağını düşündüğümüz şeyden kötülük, musibet […]

Daha fazla oku
Ne Zormuş Şu Anla(t)ma İşi

Söylemenin, anlatmanın, yazmanın bir bedeli olduğu söylenir durur. İnsan işte bu anla(t)mak denilen bedeli ödemek zorunda kalır çoğu zaman. An-la-(t)-mak, ne zordur ne çetrefilli bir iştir. Her şeyden önce saygın bir mesâfe gereklidir. Belki de Ali Şir Nevâi’nin Mahbübu’! Kulübu’nda insanın, hükümdarla ilişkiyi anlatmak için kullandığı teşbihi burada kullanmalıyız, merâmımızı daha iyi anlatmak için. Anla(t)ma […]

Daha fazla oku
Şiir Yazmak Öğrenilir mi?

Genç bir şair adayı bana, “Şiir yazmayı çok istiyorum, ancak henüz hiç yazmadım, bana bunun yolunu, ne yapmam gerektiğini anlatabilir misiniz?” diye sordu. Öyle geldi ki bana, şiirin nasıl yazılacağını biliyorum ve de bunu bir meraklısına anlatıp öğretebilirim. Öylesine saf ve tabii bir ricayla soruyordu delikanlı. Fakat hiç duraksamadan bunun mümkün olmadığını söyledim. Gerçekten mümkün […]

Daha fazla oku
Şiir Yazan İnsan

Buralarda bir yerdeydim. Başkaları da vardı ve olageldi. Motor fabrikalarındaki akanbantlar üzerinde kayıp gider gibiyiz. Kimi kavisli, kimi düz, kimi ok gibi, kimi külünk, kimi örse benzeyen… Çeşitli düşünceler, yakalayışlar ve mizaçlar. Kalem tutuşlar ne kadar farklı. Okuyucu onları bir araya getirip makinayı kuruyor mu, yoksa akıp gidiyor mu yazarlar bölük pörçük. Ve yoksa okuyucunun […]

Daha fazla oku
Şiir Taraf Tutar

Orhan Okay bir yazısında anlamanın esasında mer­hamet edebilmek olduğunu söyler. Bunun herhalde ilk çağrışımı şu: Karşımızdakini anlamak. Eğer anlaşılmı- yorsak, diğerinin bize karşı sorumluluğunu yerine ge­tirmediğine hükmedebiliriz. Eğer diğeri anlaşılmıyorsa ona karşı bizim sorumluluğumuzu yerine getirmediği­miz söylenebilir. Bu durumda herkesin öncelik vereceği şeyin kendi sorumluluğu olduğu açıktır. Öyle ise anla­mak durumundayız. Karşımızdakini anlamak, anlama­ya çalışmak. […]

Daha fazla oku
Feridüddin Attar – Musîbetnâme (Alıntılar)

  Ne kadar düşüneyim? Canım yandı Canımın hararetinden dilim yandı Kimse sesini çıkaramayacaktır Kim bunun sırrını anlayacaktır? Yüz kişi bana övgüde bulunsa Bir gönül sahibinin zevki yeter bana Biri Eflatun’un huzurunda dedi: “Filan kişi seni çok övüyordu Hünerde seni çok methetti Senin makamını göklere yükseltti” Eflatun bu söz üzerine ağladı Derdinden yüzünü adama çevirdi Dedi: […]

Daha fazla oku
Sözün ve Sükûtun Felsefesi

Kelâm-ı samtı deryâlar gibi pür-cûş söylerler Muhabbet razım birbirine hâmûş söylerler Galip ( Onlar susarak okyanuslar gibi coşkunluk içinde konuşurlar; aşkın sımnı birbirine susarak söylerler.) “Söz gümüşse, sükût altindir”… Peki, ama sükûtu altın yapan nedir? Hakikaten sükût altınsa, neden ko­nuşmağa can atarız? Pek tabii konuşmak bir itirazdır, protestodur, bir başkaldırmadır. Varlığın savunmasıdır söz. O yüzden […]

Daha fazla oku
Rainer Maria Rılke: Tanrı Arayışı ve Kayıp Oğul

  Kuşkusuz her yazar kendisini ve duygularını en iyi ifade ettiği türde yazar. Başka bir şekilde yazamadığı için bu türleri seçer. Kimi yazarlar sadece bir türde yazarken, kimi yazarlar farklı türlerde de yazar. Bu anlamda pek çok ya­zar, edebiyatın farklı türlerinde eserler ortaya koymuş, türler arasında geçişler yapmış, bazen de bir türde ağırlıklı olarak yazmışlardır. […]

Daha fazla oku
Biçim/İçerik, Hakikat/Paradoks Arasında Sanat

Sanatçı, gurbeti yaşayan kişidir; özgün olandan ayrılığın hüznünü yaşar; muhaliftir, yabancıdır, kendi ülkesinde değildir. Biçim/içerik tartışmalarında yapısalcı anlayış, ısrarla bi­çimi öne çıkardı; biçimi, içeriğin önüne geçirdi; daha çok biçimsel bir incelemeyi önceledi. Özellikle Saussu- re dilbilimi, dili bir biçim olarak gördü; biçime dökülmemiş anlamın var olmadığını söyledi. Anlamı oluşturan biçimdir anlayışında ısrar etti. Bu yaklaşım […]

Daha fazla oku