Hafız’ın Bir Beytinin Şerhi

Kemalpaşazade Hamd, varlığın her bir noktasının her yaratılış sayfasına kalemiyle işlendiği yaratıcıya olsun. Mısra: Her şey gizlenemez mükemmelliktedir. Sonsuz şükür, yaratılışın her dairesinin kâinat levhasında takdir pergelinden ortaya çıkaran takdir ediciye olsun. Her şey dosdoğrudur, biz de böyle inandık. Yaratılış kalemi hata etmiş değildir; ister Hıtay’lı güzel olsun ister çirkin zenci, ister mescitteki zahit olsun, […]

Daha fazla oku
Der-Medh-i Aspozi Der-Malatya (Malatya’daki Aspozi Övgüsü)

Bârekallâh gülsitân-ı bülbülândır Aspozi Cenneti tezkîr eder âlî-mekândır Aspozi Allah mübârek kılsın. Aspozi, bülbüllerin gül bahçesidir, cenneti andıran (hatırlatan) pek yüce bir mekândır. Mutedil âb u hevâ hem müctemi’ envâ’-ı zevk Mecma’-ı bezm-i safâ-yı ârifândır Aspozi Aspozi, hem mutedil (ne soğuk ne de sıcak) su ve havasıyla, hem türlü zevki içinde barındıran özellikleriyle, âriflerin huzur […]

Daha fazla oku
Hikaye ve Romanlarının Babası Böyle Biri İşte !…

Ona bu sıfatı çağdaşları veriyor. Aslında bizim cemiyetle hikâ­ye ve romanın yeri yoktur. Hele romanın çıkışı, daha çok batının etkisi ile olmuştur. Tanzimatla başlayan yabancılaşma hareketi, romanda da kendini göstermiş, kendi öz aile hayatımıza ters dü­şen, doğrudan doğruya “adapte” bir roman türü ortaya çıkmıştır. Kahramanımızın esas veçhesi roman ve hikâyede ortaya çıkıyorsa da biz daha […]

Daha fazla oku
Devrik Cümlenin Önderi

Son devrin adamlarının kafa yapısı bozuktur. Kafaları içinde bulunan şeyler birer sürpüntüdür. Çünkü yol geçen hanı gibi Ba­tıdan ne gelmişse Doğu’ya, onların kafalarında bir yer bulmuştur. Bundan dolayı da son devirde yazar-çizer adamlarımızın çoğu dü­şünce, dil ve edebiyat alanında millî hayata cephe almışlardır. Bunlardan biri de tarihçi Hammer’in “Osmanlı Tarihini dili­mize çeviren Ata Bey’in oğludur. […]

Daha fazla oku
Gençlik

Dava Anadolulu gençlerden, her biri «portö-ulvî aşıyı taşıyıcı ve bulaştıncı» bir aşk kadrosuna maya tutturabilmek­ti. Ceplerde kaybedilen ve asırlardır dışarıda aranılan güneşi bulup çıkaracak, yerine oturtacak, her şeyi ilk saffet ve asli- yet vâhidine irca’ edecek, hasis ferd kadrolarında eskitilmiş ve pörsütülmüş mânalarla hiç bir alâka kabûl etmiyecek, mutlak hakikat ölçüsiyle akim hakkını akla ve […]

Daha fazla oku
Trajedi

İslam sanatlarında gerçekliği aşma düşüncesiy­le aşk arasındaki ilgi, bir bakıma, gerçeklik kaygısıy­la trajik arasındaki ilginin yerini alır. Aşk’ta hamleler, trajikte düzenli bir gelişme, yani olaylar serisi vardır. Gerçekçilik illiyet (causalité) ilkesini de beraberinde getirdiği için, belirli bir yönde gelişen olayların ara­sında zorunlu bir sebep netice münasebeti düşünü­lür. Bu yüzden kahraman kaçınılmaz sona varmak zorundadır. Oluşun […]

Daha fazla oku
Tüccarın Oğlu Adam Olmayınca

Tüccar bir baba konuşma arasında şöyle dedi: -Bizim oğlana dünyanın parasını harcayarak bir iş yeri kurdum. Ama işletip adam olmadı. Ben de bunun üzerine ne ha­li varsa görsün diye okula yolladım. Suçlayalım mı bu tüccarı? Adam olmak diye anladığı model pek mi fena? iyice maddileştirilen bir dünyada, okuyanlar yarı aç yan tok gezmeye başlayınca ne […]

Daha fazla oku
Sabır Yelkenleri

Mücerret öğütler kâfî gelseydi, elle tutulur sıkıntı ve bela­lara gerek kalmayacaktı. O zaman tekdüze bir hayat biçimi insanları belki de bunaltacak ve hayat bu kadar değerli olmayacaktı. Sanat eserlerinin çıkış noktalarında da bu var. Mutlu bir zemini olan eserlerde, mutlu zamanların sanat eserlerinde de gizli gizli bir felaket esintisi sezilir. En azından okuyucu, bu mutluluk […]

Daha fazla oku
Gerçek İslâmî Edebiyat

Gerçek İslâmî edebiyat, Franz Kafka veya en iyi biçimde Dostoyevskinin yazılarında gördüğümüz öznel edebiyat türünden bütünüyle farklıdır. Bunlar ve bunlar gibi daha başka yazarlar, kuşkusuz modern Batı edebiyatının en önemli simalarıdır; fakat daha pek çok batılı modern edebiyatçı gibi, hepsi de İslâm’ınkinden farklı, hattâ bütünüyle İslam’ın ruhuna aykırı bir bakış açışı taşımaktadırlar. İslâmî bakış açısına […]

Daha fazla oku
Cemil Meriç ve İmam-ı Gazali

  İnsan okudukça neler öğreniyor. Yıllarca merhum Cemil Meriç’in yanında bulundum. Kendisine koca koca kitaplar okudum. Mesela Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi’nin o meşhur eserini –ki yedi yüz sayfadan fazladır – kıraat ettim. Özel sohbetlerini büyük bir zevkle dinledim. Sert bir üslupla yaptığı eleştirilere kulak verirken yeni yeni bilgilere ulaştım. Merhum, hem batı kültürüne, hem doğu […]

Daha fazla oku