Allahu Teala, Kulunun İbadetinden Fayda Sağlamaz

Allah kulunun ibadetinden fayda sağlamaz, masiyetinden de zarara uğramaz. Hiç ihtiyacı olmadığı halde kullarına ibadet etmekle emredip mecburiyet zincirleriyle kulluğa sevk etmesi, onların tabiatlarındaki zayıflık ve tembellikten dolayı gönüllü olarak ibadet etmekte gevşek davranacaklarını bildiğindendir. Bu yüzden onları azaba uğratmakla korkutarak kulluk zorlama zincirleriyle sürüklemiştir. Cenab-ı Mevlâ sanki şefkatli bir babanın çocuklarına davrandığı gibi muamele […]

Daha fazla oku
Mevlana ve Şems’in ilk Konuşması

Ledün ilimlerine anadan doğma istidatlı olmakla beraber zahir ilimlerle de fevkalade şöhretli olan Hak lisanının tercümanı Şems Tebrizî Hazretleri, Mevlâna Celâleddin Rûmî Hazretlerini irşad etmek için Tebriz’den ta Konya’ya gelmiş, irşad etmeden önce Mevlana’nın medresesinden hücresine döndükleri sırada yol üzerinde bekliyordu. Hazreti Mevlâna mehtabın etrafında çevreleyen hâre gibi yanlarında toplanan talebelerle birlikte büyük bi debdebe […]

Daha fazla oku
Ataullah İskenderi, Hikemi Ataiyye Şerhinden Alıntılar

Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü’min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil, hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan […]

Daha fazla oku
Cenab-ı Hakk’ın Her Şeyden Evvel Zâhir Olması

Cenab-ı Hakk’ın her şeyden evvel âşikâr olması, ez-Zâhir isminin ezelî ebedî olarak gerçekleşmesinden dolayıdır. Çünkü Hakk’ın zuhuru, Hak için zâtîdir; sonradan kazanılmış bir şey değildir. Bir başka şeyden faydalanmadığı gibi illetli de değildir. Yaratılmış olan âlem ve içindekilerin ortaya çıkması ise Hakk’ın zuhur sıfatı ile tecellisinden meydana gelmiştir. Bu halde varlıkların yaratıcısı, her şeyin varlığından […]

Daha fazla oku
İlmin Ortadan Kalkması Ne Demektir ?

Biz yasanın kitap ve Sünnete dayanmadıkça Müslümana bir yarar sağlamayacağında ısrar ediyoruz hâlâ ve şimdi Allah Resulü (s.a.v.)nün bir hadisini «birlikte» düşünmek için müslümanın yüksek müsaadelerini istiyoruz. …………. Zeyyad b. Lebıd (r.a.)den şöyle rivayet edilmiştir: «Nebi (a.s.) bir şey zikretti de ardından şunu söyledi: İşte bu ilmin ortadan kalktığı zaman meydana gelir.’ Biz de şöyle […]

Daha fazla oku
Kainata Mana-i Harfiyle Bakmak

Letâifü’l-Minen adlı eserde şöyle denilmiştir: “Cenab-ı Hak ekvam, onun cismanî elbisesini görmek için değil, onda ekvanın yaratıcısını müşahede etmek için nasibeyledi. Şu halde kulların Rabbinin senden dileği; kâinatı, kâinatı görmeyenin gözüyle görmektir. Kâinat Cenab-ı Hakk’ın onda zuhur tecellisi göstermesi yönüyle görülmelidir. Yoksa kâinatın yaratılmış olması (kevniyeti) cihetiyle görülmesinde ne fayda hâsıl olur?”‘ Ataullah İskenderi – […]

Daha fazla oku
Güzel Amel

Bir gün Muaz Hazretleri, Resulullah Hazretlerinin(sas) huzuruna ağlayarak gelince Efendimiz buyurdular: “Ya Muaz, sabaha ne halde girdin?” “Mü’min olduğum halde!” “Her hakkın bir delili, her sözün bir hakikati vardır. Senin sözünün delili nedir?” “Ya Resulallah, ben her sabaha artık akşama yetişmem ve her akşam da bir daha sabaha çıkmam zannederek girerim. Her adını, başka bir […]

Daha fazla oku
İslâm Dünyasının ‘Püsküllü Bela’sı: Neo-Selefîler

Arap Baharı olarak adlandırılan süreç, ‘devrim’ olarak adlandırılmıştı. Şimdi, Selefilik, sadece İslam dünyasında değil, Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Afrika ve Avrupa’da deyim yerindeyse ‘ışık hızıyla’ yayılıyor. ARAP BAHARI ‘DEVRİM’LERİNDEN, SELEFİ ‘KARŞI-DEVRİM’LERE… ‘Karşı-devrim’ hareketinin önünde, eski ve yeni yerli aktörler, gerisinde ise sömürgeci ülkeler var. Eski aktörler, diktatörlüklerin artığı, ‘her türlü kullanıma elverişli’ tipler: Özellikle de kaos […]

Daha fazla oku
Bir Kıssa

Sehl bin Abdullah Tüsterî Hazretleri şöyle buyurmuştur: İbadet eden bir kul güzel bir amel işleyip de; “Yarabbi, bunu ben senin fazlınla, tevfikinle, yardımın ve kolaylaştırman sebebiyle işledim.” derse, Cenab-ı Hak onun ibadetini kabul ederek; “Ey kulum, sen de bana itaat ettin, bana yaklaşma sebeplerini tamamladın!” buyurur. Eğer o âbid kul, bu güzel amelde fail-i hakiki […]

Daha fazla oku
Bir Kıssa

Eyüb el-Tâlakanî Hazretlerinin “Dostlarımdan biri anlatmış ti.” diyerek naklettiği bir kıssa; Mercü’d-dibac denilen yerde azıksız ve arkadaşı/ birine rasladım. Selâm verdim ve nereye gittiğini sordum. Bilmem: dedi. Ben; “Bir yere gitmek isteyip de nereye gittiğini bilmeyen kimse olur mu?” dedim. “İşte o kimse benim!” dedi, “Niyetin nereyedir?” dedim. “Mekke’ye!” dedi. “Öyleyse, neden nereye gittiğini sorunca […]

Daha fazla oku