Biz yasanın kitap ve Sünnete dayanmadıkça Müslümana bir yarar sağlamayacağında ısrar ediyoruz hâlâ ve şimdi Allah Resulü (s.a.v.)nün bir hadisini «birlikte» düşünmek için müslümanın yüksek müsaadelerini istiyoruz.
………….
Zeyyad b. Lebıd (r.a.)den şöyle rivayet edilmiştir: «Nebi (a.s.) bir şey zikretti de ardından şunu söyledi: İşte bu ilmin ortadan kalktığı zaman meydana gelir.’ Biz de şöyle dedik: ‘Ey Allah’ın Resulü, biz Kur’an’ı okuyoruz; çocuklarımıza da okutuyoruz; çocuklarımız da çocuklarına kıyamete dek okuyup duracakken ilim nasıl ortadan kalkar?’ O şöyle buyurdu: ‘Anan yitirsin seni e mi ey ibn Lebid! Ben de seni Medine’nin en fakih adamı görürdüm. Yahudiler, Hristiyanlar Tevrat ve Incil’i okuyorlar da okuduklarından niye bir yarar sağlamıyorlar?’
……..
Bu hadisin bağlamında varmak istediğim nokta, Müslümanların durumunu geçmiştekilerin durumuna uygulamanın mümkün bir şey olduğunu belirlemekti (ya henüz) bu bitmedi. Bu günün Müslümanları Kur’an’ı ve hadisleri okuyorlar ve fakat onlar
dan bir fayda sağlamıyorlar. Bu, yalnızca ilmin ortadan kalkması yüzündendir, başka değil. îlim ortadan kalkmış, onunla birlikte hadiste bildirildiği gibi Kitap ve Sünnetten yararlanma imkânını da beraberinde götürmüştür. Ben burada hadise yüklenmeyecek bir anlam yüklemiyorum. Hadisin bağlam ve metninde bu anlam bizatihi vardır. Resul (s.a.v.) açıkça şunu buyurmuştur ki, ilim ortadan kalktığında beraberinde Kur’an ve hadisten yararlanma imkânı da kalkar.
Bu ilmin gerçeği üstüne ayrılığa düşüyoruz: Bu ilim bizde var mı yok mu? Allah Resulü (s.a.v.) ‘ilim’ diye belirlemiş ya bir kez, biz ne kadar ihtilafa düşersek düşelim, nasılsa ‘gerçek’ bu tür çekişmelerin üstündedir. Gerçek- olanca acılığı ve gizli- açık göstergeleriyle bize şunu söylüyor: Müslümanlar Resul ( s.a.v.) ün sözünü ettiği ilmi ellerinde bulundurmamaktadır. Allah’ın Kur’an’da övdüğü ilimdir bu. Ve onu ilke alarak insanları farklı farklı nitelemiş, bazısını bazısı üzerine derece bakımından yüceltmiş, olumsuzlayıcı bir üslupla da bilenlerle bilmeyenleri bir tutmamıştır.
İlmin Müslümanlar nezdinde net bir kavram olduğu söylenemez. Onu tanımlayamadıkları gibi; ilimle ilim olmayanı da birbirinden ayıramamaktadırlar. Bu ilmin değerini ortadan kaldırmaktadır. İlim zanla karışmakta ve ona zan ve vehimlere bakıldığı gibi bakılmaktadır. İşte ilmin ortadan kalkması bu demektir. Müslümanların bir çoğu dinlerini «ilim dini» diye övüyor: bununla İslam’ı süslemeyi amaçlıyorlar güya; kafası boş olanların cici elbiselere süslenmeleri gibi bir şey bu. Gelgelelim, konu dönüp dolaşıp ilmin esasına gelince gözlerinin perde inmiş gibi sağa sola kaydığını görüyoruz. İlim onların nezdinde zanla aynı şeyi ifade ediyor. İslâm hakkında oluşturdukları, asırlardır içlerinde kök salmış sübjektif düşüncelere sıkı sıkıya sarılmayı yeğliyorlar.
Cevdet Said – Toplumsal Değişme Yasaları
0 Yorumlar