Şirkin Mertebeleri Hakkındadır

Şunu bil ki, ilim adamlarımız (Allah onlar­dan razı olsun) şöyle demişlerdir; Şirkin üç mertebesi vardır ve hepsi de ha­ramdır. Şirkin esası, ulûhiyeünde Allah’ın ortağının bulunduğuna inanmak­tır. İşte en büyük şirk ve cahiliye şirki budur. Yüce Allah’ın: “Şüphesiz Al­lah, kendisine şirk koşulmasını mağfiret etmez. Ondan başkasını diledi­ğine bağışlar” (en-Nisa, 4/48) Buyruğunda kastedilen şirk de budur. Bundan […]

Daha fazla oku
Arafe Gününün Fazileti

Arafe gününün fazileti muazzam, sevabı pek büyüktür. Allah o günde bü­yük günahları affeder, salih amelleri kat kat arttırır. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır: “Arafe günü oruç tutmak önceki senenin ve gelecek senenin günahlarına keffarettir.” Bu hadisi Müslim rivâyet etmiştir. Yine Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Duânın en faziletlisi Arafe gü­nü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediğimiz […]

Daha fazla oku
Hz. Âdem Yaratılışı ve Bütün İsimlerin Ona Öğretilmesi Hakkında

“Âdem’e bütün isimleri öğretti.” buyruğunda “öğretti” kelimesi tarif et­ti, kelimesiyle eş anlamlıdır. Burada ona öğretmek kesin bir şekilde o bil­giyi ona ilham etmek anlamındadır. Bunun bir melek aracılığıyla olma ihti­mali de vardır. Sözkonusu bu melek ise ileride de açıklanacağı üzere Ceb­rail (a.s)’dır. Bu ayet-i kerimede yer alan Öğretti” kelimesi, “öğretildi” anlamın­da şeklinde de okunmuştur. Ancak […]

Daha fazla oku
Sünnet’in Kur’an’ı Teyit ve Beyan Edici Özelliği

Burada Sünnet’in getirdiği hüküm, Kur’an’ın ge­tirdiği hükmü teyit edici [destekleyici] mahiyettedir. Kuran, bahse konu hükmü tesbit ve vaz etmiştir, esas delil odur; Sünnet ise Kura’n ayetiyle belirtilmiş olan bu hükmü teyit edici delildir. Örneğin Hz. Peygamber (s.a.v)in, “Bir müslümanın malı, onun gönül rızası olmadan (başkasına) he­lal değildir’’ şeklindeki hadisi, Kur’an’ın, “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda […]

Daha fazla oku
Sünnet’in, Kuran’da Yer Alan Bazı Hükümleri Neshedici Özelliği

Hemen belirtelim ki, bu mesele ulema arasında ih­tilaflıdır. Özellikle Hanefî Usûl alimleri Mütevatir Sünnet’in Kur’an ayetlerini neshedebileceğini söylemiş­lerdir. Diğer bir kısım ulema ise Kuran ile Sünnet ara­sındaki bu türlü bir ilişkinin nesh değil, tahsis olaca­ğını söylemişlerdir. Meselenin tafsilatını Usûl kitapla­rına havale ederek diyoruz ki: Kuran’da ”Birinize ölüm geldiği zaman eğer bir hayır [mal] bırakacaksa anaya, […]

Daha fazla oku
Peygambere İtaat Nedir ve Nasıl Yerine Getirilcektir?

Bize göre —Müfessirlerin de vurguladığı gibi— ayette itaat edin” anlamındaki “atî’û” kelimesinin hem Allah’a itaati, hem de Peygambere itaati emreder­ken ayrı ayrı kullanılması, Allah’a itaatin adresinin Kur’an, Peygamber’e itaatin adresinin ise Sünnet oldu­ğunu işaret etmektedir. Buna, “Peygamber’e itaatin çerçevesini de Kur’an çizdiğine göre böyle bir ayrım yapmak yanlıştır” şek­linde bir itiraz getirilebilir. Ancak dikkat edilirse […]

Daha fazla oku
Peygamber Efendimiz Hüküm Koyabilir mi?

Kur’an’ın, Allah’a ve Peygamber’e itaati emreden ayetlerinde, itaat mercii olarak Yüce Allah yanında Hz. Peygamber’in de ısrarla zikredilmesi elbette anlamsız değildir. İnsanlara “Allah’tan korkun ve bana itaat edin’’ diyen geçmiş peygamberlerin tavrını da burada anmak gerekir. Dikkat edilecek olursa Yüce Allah (c.c), itaat konusunda kendisi ile birlikte Hz. Peygamber (s.a.v)’i zikrettiği halde, mesela “Benden ve […]

Daha fazla oku
İslam’ı kime söyleteceğiz?

Bu sorunun doğru cevabını bir türlü veremiyoruz. 150 yılı çoktan aşmış bir dönemden bu yana… Sorunun doğru cevabını bulamıyoruz, çünkü sorunun kendi yanlış… Bu soru yanlış, çünkü soruyu ortaya koyan kafa yapısı karışık… Karışık, çünkü karışık bir zeminde muhakeme yürütüyor… Tanzimat’tan önce böyle bir soruya mahal var mıydı? Tanzimat’tan önce hangi Müslüman düşünürün aklına böyle […]

Daha fazla oku
Sünnet-i Seniyyenin Meseleleri Pusula Gibi

Bismillahirrahmanirrahim ÜÇÜNCÜ NÜKTE Bu fakir Said, Eski Said’den çıkmaya çalıştığı bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmârenin gururundan gayet müthiş ve mânevî bir fırtına içinde akıl ve kalbim hakaik içerisinde yuvarlandılar. Kâh Süreyya’dan serâya, kâh serâdan Süreyya’ya kadar bir sukut ve suud içerisinde çalkanıyorlardı. İşte, o zaman müşahede ettim ki, Sünnet-i Seniyyenin meseleleri, hattâ küçük âdâbları, […]

Daha fazla oku
Yerel Oryantalistler

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi.  Zira kalkıştıkları iş boylarını aşıyor.  Ruh ile gidilecek makama nefis ile varmaya çalışıyorlar. Dini yenileme adında büyük bir çarpıklıkla karşı karşıyayız. Hatta çarpıklık anıtlarıyla karşı karşıyayız.  Bugünkü ilahiyatçıların bir kısmı gerçekten de din müceddidi değil din münekkidi haline geldi.  Mustafa  A’zami  gibi bir […]

Daha fazla oku