Türk’lerin İmar ve İhyâ Ettiği Şehirlerden Bir Şehir Olan ‘Belgrat’

Türk, aklının ve gönlünün takılıp kaldığı ülkele­rin hasretini çekerken nasıl olur da onları unutabilir? İşte gene İstanbul’un yanı başındaki Belgrat Orman­ları… Şehri kucaklayan bu ormanı, isim bulamamış gi­bi, Belgrat adı ile çağırmak ne kadar mânîdar… Belgrat… Bir zamanlar tuğların dikildiği, ordula­rın hareket noktası olarak kaynayan Dârülcihat adlı şehir… Türklerin bir sevgiliye hayran olur gibi gönül […]

Daha fazla oku
Osmanlı Devleti’nin İman ve Vatan Aşkı

1878’de cereyan eden Türk-Rus Muharebesinde memleketin her bir köşesinden Silistre’ye de bir grup gönüllü gelmişti. Kumandan paşa, bu gönüllülere hoş-âmedî eder­ken, aralarında yedi sekiz yaşlarında olan bir çocuğa gözü ilişti ve merak ederek, “Bu çocuk kimin?’ diye sordu. Gönüllüler arasındaki yaşlıca bir adam, Mûsâ Paşa’ya: “Ben kulunuzundur efendim. Sefer açıldığınu duyunca bir türlü arkamdan ayrılmadı’’ […]

Daha fazla oku
Fatih Sultan Mehmed’in Medeni ve İnsan-i Tutumu

Yirminci asırda dahi eşi olmayan şâhâne bir dev­let hukukunu dünyâya göstermiş olan ikinci Sultan Mehmed’in, Bizans’ı fethinden sonra, ülkenin sâkinlerine gösterdiği şefkat, merhamet ve âlicenapça muâmele gerçekten ne o devirlerde ne de bugün, benzeri olmayan nasıl bir medenî ve insân-i tutum idi ki, yerli halk, Bizans devrinde dahi göremediği serbestliği bul­muş, böylere de huzûrun tadını […]

Daha fazla oku
Osmanlı’nın Çöküşü

Devlet-i Aliyye’nin çöküş tarihi, yok oluş tarihi 1826’dır. Yeniçeri topa tutulduktan sonra yeni bir ordu kurmak lazım. Bu ordu nasıl kurulacak? Bu orduyu kurmak için Batı’ dan hocalar getiriyoruz. Tasavvur edin, insan deli olur. Asırlarca mücadele ettiğimiz, tarihte gazalarımız olan ve onu hidayete getirtmek için sel gibi kanlar akıttığımız bir düşmana el açıyoruz, “gel bizi […]

Daha fazla oku
Tanzimat İntelijansiyasi

Tanzimat intelijansiyası için Avrupalılaşmak diye bir mefhum yoktur. Sadece Batı’yı bazı sahalarda örnek alarak müesseselerimizi ıslâh etmek, kendi ahlâkî değerlerimize sımsıkı sarılmak söz konusudur. Tunuslu Hayreddin, Batı me­deniyetinin ışığında kendi müesseselerimizi yeniden gözden geçirmenin lüzumuna inanır. Namık Kemal “Dünyada mevcut kanunların en mükemmeli” diye vasıflandırdığı şeriat ahkâmının sadık müdafîidir. Sadece bütün insanlık için faydalı ve […]

Daha fazla oku
Yavuz Sultan Selim’in İlme ve Âlime Hörmeti

Büyük atamız Yavuz Sultan Selim’in ilme ve âlime hörmetini ifade eden pek meşhur bir hâdiseyi de anlatmak istiyorum. Yavuz Mısır’ı aldıktan sonra bu ülkenin idaresini bir Kölemene teslim ederek İstanbul’a dönüyordu. Ordu, Adana civarında yürür ken, Padişah kendisinin sol tarafında at üstünde giden, Sinan Paşanın Mısır’da düşman tarafından katledilmesiyle tâyin ettiği yeni sadrazam Yunus Paşaya […]

Daha fazla oku
Müslüman Ecdadımızı Zaferden Zafere Koşturan Sır ve Kanunî’nin Duâ ile Alâkalı Bir Fermanı

Maddî zaferlerin arkasında manevî sebepleri aramayanlar, zafer kelimesini tarihlerine yazdıramazlar. Zira Allah müsaade etmeyince duyan kulaklar duymaz ve isteyen gönüller istemez oluverir. Bu mânâyı hisseden ve yaşamaya çalışan müslüman ecdadımız da duanın ehemmiyetini idrâk etmişler ve kazandıkları zaferlerini Allah’ın ihsanına borçlu olduklarını hiç bir zaman unutmamışlardır. “Gölgelerin bile yerlere kapanışı sahiplerinin değil, Allah’ın emrine bağlı […]

Daha fazla oku
Derin Tarih Dergisi’nin Mehmet Genç ile Röportajdan Bir Bölüm

‘’Osmanlı 16.yüzyıldan itibaren geriledi ‘tezi hakim Osmanlı tarihçiliğinde.Ancak siz buna karşı çıkıyorsunuz. Osmanlı gerilemesi sathî bir yakıştırmadan ibarettir. Bazı tarihçiler Kanuni devrini zirve olarak düşünür: sonra sırası ile duraklama, gerileme ve dağılma gibi bir dönemlendirme yaparlar. Bunların gerçekte olup bi­tenlerle fazla alakası yoktu. Osmanlı sistemi Kanuni’den son­ra da yüzyıllar boyu bütün kurumlarıyla gelişme ve değişme […]

Daha fazla oku
Meşruiyet Dönemi ”Dine Siyasî Alanda Müdahale”

Meşrutiyet döneminde Gökalp’ın dine devletin hukuk sistemi açısından giriştiği siyasî müdahale teşebbüsleri; Müslüman kadınların tesettürlü olmasını emreden kanuna itirazı, şer’i mahkemelerin kaldırılması, yargılamanın meclisten çıkacak kanunlarla yapılması ile şeyhülislamın ve evkaf nazırının kabineden çıkarılması yönündeki teklifleridir. Gökalp, o zamana kadarki uygulamaların, “Ümmet devrinden kaldığını söylemekte ve bu durumu da tam anlamıyla millet olamadığımıza bağlamaktadır. İttihad […]

Daha fazla oku
1908 Meşruiyet Dönemi Talihsiz Devir

1908 Meşrutiyet», Devlet çekirdeği etrafında et-kemik bağlamış bulunan Türk harsının an-anevi tahtını kaybedip, yeni bir kalıpta yenı tecrübeye tâbi tutulduğu talihsiz devirdir. “Fakat alelacele tezgaha konup aktif bir renk alan bu ideolojinin elbette ki ömrü kısa olacaktı. Zıra bir nevi kutsiyet ve saygı havası neşredegelmış tarihi Devlet anlayışının açık bıraktığı yeri dolduramayacağı aşikârdı. Nitekim dolduramadı da. […]

Daha fazla oku