Derinlik sarhoşluğu

“Dün yürüdüğün yoldan, bugün bir kez daha yürü” dedi adam, sesini bir bilge edasıyla bükerek, “bak o zaman yeni şeyler göreceksin”. Kaybolmayı göze alarak yürü. Çünkü dünya, sırlarını kaybolanlara açar. Dünyayı kaybetmeyi başaran, ruhunu bulur. Tam tersi de doğrudur hani, çokları dünyayı kazanacağım derken ruhlarını kaybeder! Rüya bizim içimizde değil, biz rüyanın içindeyiz. Bakar körüz […]

Daha fazla oku
Senden Sonrası

“Bunca zaman ben bir yalanı mı yaşadım? Mutlu olduğumu zannederken aslında hiç mutlu değil miydim?” Bu soruyu bana yönelten kadın, travmatik bir ayrılığın acısıyla dünyanın yerle bir oluşunu anlatmıyor sadece, hepimizin içinde saklanan ve ancak büyük bir acıyla sorulmayı hak eden o büyük soruyu dillendiriyor.  Tolstoy’un kahramanı, ölüm döşeğindeki İvan İlyiç gibi, hayat boyu hakikati […]

Daha fazla oku
İnşirah

“Hiç doğmamış olmayı dilerdim”. Bu cümle terapi odasının orta yerine mıhlanıyor, doktoru hareketsiz, hastayı geleceksiz bırakarak havada asılı kalıyor. Mazinin derin dehlizlerinden yolunu bulmuş bir uğultu, yaşayan her şeyi donduruyor. O, orada kaldığı sürece kımıldayacak bir boşluk bırakmıyor bize, nereye kıpraşsak orada bir heyula gibi yolumuzu kesiyor. Kimi insanlar hayat boyu bir yük taşıyorlar sırtlarında, […]

Daha fazla oku
Aşk ile ‘Ben’i Seyretmek

Kaz Dağları’nın eteklerindeki güzelim Yeşilyurt köyünün kahvesinde, beş öğretmen oturmuş şevkle TEOG sorularını tartışıyor. Ağızlarından bir şikayet cümlesi çıkmıyor, öğrencilerine daha iyi nasıl yardımcı olabilirlerdi, sorular nasıl olup da daha iyi düzenlenebilirdi, bütün dertleri bu. Türkiye’de işini seven ve bulunduğu yerden bir yakınma üretmeyen insanlarla karşılaştığımda seviniyorum.  Bu bir güzellik. İnsanı mihver alan, insana su […]

Daha fazla oku
Ân-ı Dâim

Âşinası olmadığınız bir otel odasında uykuya dalıyorsunuz. O kadar yorgunsunuz ki başınızı yastığa koyduğunuz anda derin bir uykunun kollarına bırakıyorsunuz kendinizi. Ama unuttuğunuz bir şey var, o odada sizden önce kalan misafir saatin uyandırma alarmını kurmuştu. Uykunuzun en sıcak yerinde canhıraş bir ses sizi dünyaya ve gerçekliğe çağırıyor şimdi. Panik içinde bir karanlığa uyanıyor ve […]

Daha fazla oku
Sadakat

“Kâinat ve felekler, aşk üzere, dostluk üzere halk edilmiştir… Her şey gönülde cereyan ediyor. İnsanları gönül döllüyor” demişti merhum Fethi Gemuhluoğlu. Merhametin olmazsa olmaz bileşenlerinden ikisi ahlak ve sadakat. Aşk olmadan merhamet olmaz. Dikkat etmeden merhamet de edemeyiz. Bir kesinti çağında yaşıyoruz, dikkatimizin kolayca çelinebilir olduğu bir zamanda. Sürekli, düşündüğümüz şeyden bambaşka bir şey düşünmeye […]

Daha fazla oku
‘Yaralarım aşktandır’

‘İki mahkum hücre duvarına tıklayarak birbiriyle haberleşir. Onları ayıran duvar, aynı zamanda haberleşme vasıtalarıdır. Her ayrılık, bir bağdır’ demiş Simone Weil, ne güzel söylemiş. Bizi ayırdığını düşündüğümüz her şey belki de birbirimize sesimizi duyurabilmemizin bir vasıtası. Eğer aynı zindanın mahkumları olduğumuzu fark edebildiysek. Cehennem kimsenin diğerini anlamadığı yerdir, hayır cehennem başkaları değil, başkasının hiç olmadığı […]

Daha fazla oku
Sanal Arkadaş

Dün dost kavramının içini doldurmak için adanmışlık, sadakat, feragat ve fedakârlık gibi değerler olmazsa ol­mazdı. Sanal arkadaşlıkları irse başlatmak kadar bitir­mek de kolay, her şey bir tuşa bakar. Modern çağda arkadaşlık, beraber yürünen yolların, birlikte çekilen eziyetlerin yüküne talip değil. Yalnız­lık çağında kendi yaralarımıza merhem olacak ve bizi can kulağıyla dinleyecek dostlar arıyoruz aramasına, ama […]

Daha fazla oku
Şeffaf Ol, Bu Bir Emirdir!

Mahremiyet ve tevazu yerine ka­musal çıplaklık ve gösteri, perdeli pencereler yerine evin içini gösteren cam duvarlar, ıstırap ve yasın  mahrem yaşantısı yerine sosyal medyada herkese ilanı… Utanma duygumuzu kaybettikçe, kendimizi göstermeye duyduğumuz ihtiyaç korkusu öylesine içimize işlemiş ki, dışarıda sürekli bizi beğenecek bir bakış arıyoruz. Halbuki eskiler, kem gözden korkardı. Başkasının göz ve tecessüsünden korumamız […]

Daha fazla oku
Can Sıkıntısından Kaçmak

Meltem, büyük bir şirkette yönetici olarak çalışıyor, işinde oldukça başarılı ve genç yaşına rağmen daha şimdiden çok iyi bir terfi aldı. Aslında bu terfi, onu tanıyanlar için sürpriz değil çünkü bu terfiyi almak için çok çalıştı. Meltem de bu durumdan çok mem­nun görünüyor. Yeni pozisyonu daha çok çalışmasını gerektirecek ama olsun o zaten bunu seviyor. […]

Daha fazla oku