Sahih Hadisler Sadece Kütüb-i Sittede mi Bulunur?

  Hadisler çoğu kere, “bu, Kütüb-i Sitte’de var mı?” veya “Buhârî bunu nakletmiş mi?” yahut da “Müslim’in kitabında geçiyor mu?” cümleleriyle araştırılmaktadır. Bu tür sorular, aslında, sahih hadis­lerin sadece Kütüb-i Sitte’de veya Buhârî ve Müslim’in el-Câmi’u’s- sahîh’lerinde bulunduğu, bunların dışındaki hadis kitaplarına gü­venilemeyeceği kanaatından kaynaklanmaktadır. Bu çoğu kişinin her şeyi Kur’an’da aramasına benzemektedir. Yeterli din […]

Daha fazla oku
Müslüman’ın Temel Vasfı

Islâm insanını yetiştirmek ve örnekleştirmek Sünnet’in baş hedefidir. Binaenaleyh, herşeyden önce inançların biçimlendirdiği­ni kabul ettiğimiz giyim-kuşam konusuna Sünnet’in eğilmesi, İs­lâm kişiliğinin hayata yansıması ve kendine has sosyal çevreyi oluşturması bakımından pek tabiîdir. İslâm’ın bu noktadaki mesa­jının uygulama alanına çıkması ancak bu yolla mümkün olacaktır. İslâm insanı”nın temel vasfı, “Allah’a kul” oluşudur. Bu vasıf, her sahada […]

Daha fazla oku
Sünnetin genel karakteristiği nedir ?

Genel bir bakışla, sünnetin karakteristiğinin gerçekçilik ve es­neklik yani uygulanabilirlik olduğunu söylememiz mümkündür. Aslında bunlar, İslam’ın da genel havasını yansıtan özellikleridir. Biliyorsunuz dinimiz, en son dindir. Peygamberimiz de en son peygamber. Kıyamete dek geçerli olan Kur’an-ı Kerîm ve onun bi­rinci elden açıklaması ve uygulama biçimi olan Sünnet, her türlü şart altındaki inananların meselelerine çözüm getirecek […]

Daha fazla oku
İslâmî Yapılanmada Model Ve Metodoloji Olarak Sünnet

…Bu ilk İslâm nesli sahâbilerin ne Hz. Peygamber’in sağlığında ne de ondan sonraki günlerde, “Kur’ân-ı Kerîm’i biz anlarız, ondan anladığımız da İslâm’ın tâ kendisidir” diyerek Hz. Peygambere ve onun Sünnetine başvurmamak gibi bir tavırları asla görülmemiştir. Aksine bütün işlerinde ve karşılarına çıkan yeni olay ve durumları değerlendirmede Kitap ve Sünneti esas almışlardır. Meselâ ilk halife […]

Daha fazla oku
Hz.Peygamber’e Sınırlamacı/Kısıtlamacı Yaklaşım

“İlahi iradenin hayata müdahalesinin son kez ve evrensel plan­da temsilcisi” olduğuna işaret ettiğimiz Hz. Peygamberin bu ko­numunu bir şekilde sınırlama anlamına gelen birtakım eğilim ve yaklaşımlara şahit olmaktayız. Hangi niyet ve etki altında olursa olsun bu tür yaklaşımlar, netice itibariyle, Kur’an-ı Kerîm’in tanıttı­ğı Hz. Peygamber’e aykırı olmakta birleşen yaklaşımlardır.   1-Zaman Yönünden Sınırlama /Tarihselci Yaklaşım […]

Daha fazla oku
Peygamberimizin,İç Kaynaklı Kültürel Kirlenmeye Karşı Aldığı Tedbirler

Hz. Peygamber, kültürel açıdan içerden kirlenmenin en ağırı olarak kendisi adına uydurulacak yalanları görmüş ve bu konuda en ciddi tehdit ve uyarıyı, “Kim, kasten benim adıma yalan uy­durursa cehennemdeki yerine hazırlansın!”(Buhari,İlm,38) hadisiyle yapmış­tır. Öte yandan da “Sözümü duyan, duyduğu gibi belleyip nak­ledenlerin Allah yüzlerini ak etsin!”(Ebu Davud,İlm 10) teşvikinde bulunmuştur. İşte bu tebliğ görevi ve […]

Daha fazla oku
İki Olay İki Yöntem

..İşte tam bu noktada Hz. Peygamber’in zor zamanları, zulüm ve kriz ortamlarını aşmak için iki ayrı yöntem izlediğini tespit etmekteyiz. Birincisi,geçmişten örnekler vererek müslümanların sabırlı davranmasını istemek. İkincisi, ileride ulaşılacak aydınlık ufukları haber vermek, müjdelemek, böylece müslümanlara ümit vermek ve onların güçlükler karşısında dayanıklı olmalarını sağlamak Şimdi bu iki uygulamayı bir iki örnekle canlandıralım. Müslümanlığın […]

Daha fazla oku
Sünnet,Evrensel Çapta Yapılmış İslamın Yorumudur

Âişe radıyallahu anha der ki: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir şey yaptı ve onun yapılma­sına ruhsat/izin verdi. Fakat bir grup müslüman onu işlemekten (hoşlanmadı ve) uzak durdu. Onların bu halleri Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaştı. Bunun üzerine Allah’a hamd ettikten son­ra şöyle buyurdu: “Bazılarına ne oluyor ki, benim bizzat işlediğim (ve yapılmasına ruhsat […]

Daha fazla oku
İfrat ve Tefrid

  Sünnet’in itidal çizgisinden şu veya bu gerekçe ile yan çizmek isteyenler, bir başka ifade ile, müslümanlığa rağmen müslüman olmaya kalkışanlar ile, müslümanlıktan öte müslüman olmaya yeltenenler Hz. Peygamber için hüzün ve öfke konusu olmuştur. Konu ile ilgili Resûlullah’ın ikazları çok ciddî tehdit unsurları taşımaktadır.4 Aişe (r. anha) anlatmıştır: Nebî (s.a.)’in bizzat işlediği ve yapılmasına […]

Daha fazla oku
Şefkat – Sevgi ve Öfke irtibatı

  ‘Gerçeği söylemek, gerçeğin hakkıdır. Hz. Peygamber’in insan­lığa yönelik evrensel şefkat ve merhametinde sevgi, af ve iyilik yanında, “Allah için” olmak kaydıyla öfke de vardır. O sallahu aleyhi ve sellem “Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için öfkelenmek, kin tutmaktır” buyurur. Sevgiye olduğu gibi öfke ve kine de “Allah için olmak” gibi aşkın ve […]

Daha fazla oku