Emine Öğük – Mâtürîdî’nin Hikmetli Sözleri ve İlmi İzahları (Alıntılar)

  Delillerin çokluğu (her zaman) gerçeği tüm yönlerden layıkıyla bilme imkânı vermez. (Mâturidi, Kitâbu’t-Tevhid, 195) Mâtüridi, delilleri en isabetli şekilde kullanarak düşünceleri temellendirmek gerektiğini, bunun için geçerli delillere ihtiyaç olduğunu söyler. Deliller bir fikri ispatlamada oldukça önemli olduğundan vazgeçilmez bir mahiyet arz ederler. Ancak Mâtüridi, bir iddiayı her açıdan destekleyen deliller olsa bile, her zaman […]

Daha fazla oku
Peygamberin Gerekliliği

  Mâtürîdî [*] çev. Bekir Topaloğlu Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’nin (ö. 333/944) Kitâbü’t-Tevhîd’inden iktibas edilen aşağıdaki metin, peygamberliğin gerçekliğine ilişkin kavrayışla Tann’nın varlığının ispat edilmesi arasında bağ kurması ve konuyu dinî bilginin ge­rekliliği bağlamında şeriatların varlığıyla irtibatlandırması açısından dikkat çekicidir. Tanrılık (ulûhiyyet) ve peygamberliğin (nübüvvet) ispatı noktasında mucizenin konumuna kısaca atıf yapmakla yetinerek konuya başlangıç yapan […]

Daha fazla oku
Mâtürîdî’nin Hikmet Merkezli Kötülük Analizi

Emine ÖĞÜK* Giriş Geçmişte insanoğlunun çözümünü aradığı karmaşık ve köklü sorunlardan biri kabul edilen kötülük sorunu önemli tartışma­lara neden olmuş, günümüzde devam eden sosyal olayların be­raberinde getirdiği münakaşalarla bu etkisini devam ettirmiş­tir. Dünyada yaşanan felaket, katliam, şiddet, savaş, işkence, soykırım, sömürü, açlık, çevre kirliliği, deprem ve sel gibi âfet­ler ve salgın hastalıklar şeklinde tezâhür ederek, […]

Daha fazla oku
Gaye,Nizam ve Fıtrat Delili

  [Te’vilatü’l-Kur’an’dan]1 (İmam Matüridi) •• “(Allah), geceyi gündüzün içine, gündüzü gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı emri altına almıştır. Hepsi belirlenmiş bir zamana kadar akar (yörüngelerinde döner­ler). İşte bu Allah, sizin Rabbinizdir. Mülk, O’nundur. O’ndan (Allah’tan) başka taptıklarınız, bir kıtmire (hurma çekirdeğinin zarına) bile malik değildir. “2 Gece ve gündüzün, ayın ve güneşin düzenli hareketinde […]

Daha fazla oku
İstidlal Yoluyla Bilgi Edinme (İmam Mâtüridî)

[Kitâbü’t-Tevhîd şu ana kadar bize ulaşan kitaplar içinde, bilgi teorisinin sunumuyla başlayan en eski eser olma özelliği taşır. Bu itibarla, Mâtürîdî gelen-ek-in en güçlü olduğu yönlerden birisinin dini epistemoloji olmâsı son derece dikakte değer bir konudur. Aşağıda yer alan metinde Mâtürîdî, dini epistemolojinin en önemli konularından olan iman ve akıl ilişkisine dair net bir tavır […]

Daha fazla oku
İmam Mâturîdî’nin Düşünce Sisteminde İnsanın Anlamı ve Değeri

Hülya Alper İslam düşünce geleneği içinde ilk dönemden itibaren “in­san” bir mesele olarak ele alınmış, neye insan denilece­ğinden başlayarak özünün neden teşekkül ettiği, nasıl bir varlık olduğu, niçin yeryüzünde var kılındığı, gayesinin ne olduğu, yetkileriyle sorumluluklarının nelerden ibaret bulunduğu ve bunların neye dayanarak belirleneceği gibi bir dizi sorunun cevabı tarih boyunca tartışılagelmiştir. Bu bağlamda ruh […]

Daha fazla oku
Mâtürîdîyye ve Tasavvuf İlişkisi

İslamî ilimler genel olarak ele alındığında Kur’an ve hadis, diğer İslamî ilimlere malzeme sunan ilimler olarak görülür. Bu malzemeleri alıp yorumlayan en önemli ilimler ise fıkıh, kelâm ve tasavvuftur. Cibril hadisi diye bilinen ve Cebrail’in Hz. Peygamber’e bazı sorularını içeren meşhur hadiste “İslam nedir? Sorusunun cevabı olan namaz, oruç, hac, zekat gibi konular sonraki asırlarda […]

Daha fazla oku
Peygamberlerin Hataları Kur’ân’da Neden Anlatılır?

Şöyle bir soru sorulursa: Allah’ın salât ve selâmı üzerlerine olsun peygamberlerin ve kitapta zikredilen seçilmiş kulların zellelerini (hataları) zikretmenin hikmeti nedir? Üstelik bu kusurların bizzat Cenâb-ı Hak tarafından örtüldüğü ve bağışlandığı belirtilmesine ve bize de kusur işleyen insanların kusurlarını örtmemizi, onları affetmemizi ve bağışlamamızı emretmesine rağmen… Peygamberlerinin ve seçilmiş kullarının işlediği zellelerin (kusurların) camilerde ve […]

Daha fazla oku
Allah’ın Meşîeti/Dilemesi

Zuhruf,20. “Rahmân dileseydi biz onlara ibadet etmezdik, dediler. Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur, yalnızca tahminde bulunuyorlar.” Rahman dileseydi biz onlara ibadet etmezdik, dediler. Mûtezile, Allah’ın kâfirden küfrü değil, ancak imanı dilediğini bu âyetin zahiri anlamına bağlar. Çünkü kâfirler Allah Teâlâ’nın kendilerinden küfrü dilediğini, [§]putlara tapmayı bırakmalarını dilemediğini iddia ediyorlardı. Çünkü Rahman dileseydi biz onlara ibadet […]

Daha fazla oku
İnsanlar Niçin Belâya Mâruz Kalırlar?

Şura,30:“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar” Onların başlarına geldiği belirtilen musibet, kendi hataları, isyanları ve yapıp ettikleri yüzünden olsun veya olmasın herkesi kapsar; kuraklık, kıtlık, düşman saldırısı ve benzerleri gibi musibetler, caniler olduğu kadar çocuklar, hayvanlar, iyiler ve salih insanlar da dâhil olmak üzere herkese şamildir. Dolayısıyla […]

Daha fazla oku