Fıkhı Açıdan İnsan Kavramı

Bezm-i Elestten Kabire İnsanın Mükellef Oluşunun Serüveni Tuba Erkoç Baydar İlk bakışta insanın mahiyetinden ziyade muhatap oldu­ğu şer’î amelî hükümler ile ilgilenen fıkıh İlmî aslında in­sanın kendi iç dünyasını anlama sürecidir. Zira fıkhî bir bükme ulaşmada kritik noktayı oluşturan “mükellefiyet kavramı” ancak insanın mahiyetini anlamak ile mümkün olur. Nitekim Hz. Peygamberden (s.a.v) itibaren bilfiil Müslümanca […]

Daha fazla oku
İskender Pala – Kalp ”Alıntılar”

Yine de kalp bu.. Seviyor ama okşamak için elleri yok. Tıbben ağrıması mümkün değil ama bir şekilde ağrıyor işte. Beyne musallat olan migrenden daha şiddetli bir ağrısı var. Hafızası da beyin hafızasından daha kuvvetli. Ayaklarımızın veya beyin hücrelerimizin bizi götüremediği yerlere kadar götürdüğü biliniyor ama asla ne kendisi bir taşıma aracı ne de bizden taşıma […]

Daha fazla oku
Osman Nuri Küçük – Mevlana’ya Göre Manevi Gelişim ”Alıntılar”

Mevlânâ, insanın iç dünyasındaki iç huzursuzlukların çoğunun ihtiraslarından kaynaklandığına işaret eder. Uykunun, hırsı gidererek insanları rahatlattığını belîrten Mevlânâ, gecenin bu yüzden rahmet vesilesi olduğunu ifade eder.406 Mevlânâ, erken yaşlarda ıslâh edilmeyen hırsın, zaman geçip yaşlandıkça insanı daha elîm trajedilere sürükleyeceğini ve zavallı duruma düşüreceğini belirtir. Hırs-ı pîrînin insanı ne hâllere düşüreceğini vurgulamak amacıyla, yaptığı makyaja […]

Daha fazla oku
Savaş Ş.Barkçin – Kalbin Aklı ”Alıntılar”

Medeniyetin yıkımı önce zihinlerde başladı. Bu sebeple, evvela, yeni bir medeniyet için zihinlerin iman ve zihni kirliliğin önlenmesi şart. Meselâ, artık yazı yazarken inandığımız gibi yazmalıyız. İnandığımız Allah’ın uhrevî muhasebesini başa alarak yazmalıyız. Niyetimizi, başlarken besmele, bitirirken de O’nun ilmine teslim olarak sahihleştirmeliyiz. İrademizin çapı da, sorumluluk ve niyetimizin menzili içindedir. Şimdi gerçek sorumluluğumuzu idrâk […]

Daha fazla oku
Felsefede Hürlük Sorunu

Felsefe, insanı tek başına değil, mensub olduğu kültür ortamından hareketle değerlendirir; insan kültür ortamını tek biçimleyen değildir. Felsefe, kültür ortamı tarafından oluşturulmaya başlanır, tekemmül eder, olgunlaşır; zamanla içinden çıktığı kültür ortamını biçimler. Bir dialektik söz konusudur. Bu anlamda fılosof da bir radara benzetilebilir. Ortamından dağınık değerleri toplar, bunları mantık çerçevesinde bütünleştirip ortaya bir tablo çıkarır. […]

Daha fazla oku
Aklın Görevi ve Kullanımı

A. Aklın Görevi Vurgulayarak ifade etmek gerekir ki İslâm dini, aklı egemenliği altına alan, düşünceyi ezerek insan mantığını köleleştiren bir din değildir.234 Meseleye, aklı dinin önünde bir konuma getirmek açısından bakılacak olursa, Allah’ın ve Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) yetki alanında olan konularda aklı kullanmak yasaklanmıştır.235 Akıl ile ispat edilebilir mânâsıyla iman meselelerinde akla başvurulmaz, […]

Daha fazla oku
Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufunda “Çifte Kanat” Metaforu[i]

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufunda “Çifte Kanat” Metaforu[i] Doç.Dr. Vefa TAŞDELEN[ii] Öz Batı Tefekkürü ve İslam. Tasavvufu, Necip Fazıl Kısakürek’in kitaplaştı- rılmış konferans metinlerinden biridir. Kısakürek bu çalışmasında Batı kültürünün temel üreticilerinden biri olan felsefe ile İslam kültürünün temel üreticilerinden biri olan tasavvuf arasında bir karşılaştırma yapar. Doğulu ve Batılı zihin biçimleri üzerine bir çözümleme […]

Daha fazla oku
Şuur,Açık Duygu ile Hissetmektir

Şuur, açık duygu ile hissetmektir. Yani şu anda his halinde olan ve henüz hafızaya ve akla tamamen geçmemiş bulunan açık bir ilimdir ki, dalgınlığın zıddıdır. İdrakin ilk derecesi yani bir şeyin, düşünenin fikrine ilk varış derecesi, ilk görünümüdür. Çünkü ilim, nefsin mânâya ulaşmasıdır. Ve bu ulaşmanın birtakım dereceleri vardır ki, şuur bunların birincisi yani nefsin […]

Daha fazla oku
Dinin Tarifi

Bilinen manaya gelince: Din, akıl sahiplerini kendi güzel arzuları ile bizzat iyilikleri yapmaya sevk eden ilahi bir nizamdır. Burada biraz duralım. Bu tanımlama, herşeyden önce hak dinin bir tanımlamasıdır. Çünkü bizzat iyiliğe gerçekten sevk etmek ancak hak dindedir. Batıl dinlerde ise bu sevk, hayali olur. Onlar, bizzat iyilik olmayan şeylere, olsa olsa iyilik adına bazı […]

Daha fazla oku
Divan-ı Hikmet Sohbetleri -4

Hakikatli ve Siyasetli İnsan Olmanın İmkânı: Işk, Sıdk ve Liyakât Kavramları Açısından Bir Modelleme Denemesi Prof. Dr. İhsan FAZLIOĞLU İstanbul Medeniyet Üniversitesi Cümleten Hoş Geldiniz! Öncelikle böyle bir toplantıyı tertip eden ve beni davet etme ne-zaketi gösteren Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti’ne teşek-kür ediyorum. Değerli dostum Musa Yıldız’ı makamında ziyaret ettim. Bana bir Dîvân-ı Hikmet […]

Daha fazla oku