Kalp nefse dedi ki; “Akıl da bana tâbidir. Dolayısıyla sen ona değil aslında bana tâbisin. Zaten his olarak bana daha yakınsın. Benimle irtibatım unutma. Ey nefs-i İnsanî! Senin muharrikin (seni hareket ettiren) rûh-i insanîndir. O akıl da benden. Ben, aklın vehimlerinden uzak, müşahede makamındayım.” Akıl, nefis, kalp alâkasından anlaşılıyor ki kalp tam orta yerdedir. Hem […]
İnsanlar hislerinin, duygu olarak meylettikleri şeylerin esiridir. Akıl bu hislerin hayata yansımasını ve nasıl tatbik edileceğini organize etmekle kalbe yahut hislere tâbidir. Şayet kalp nifak,fesat, heva ve heves, gazap, hırs, yani bir şer odağı haline gelmiş ise onun hizmetinde olan akıl da yalan, riya, hırsızlık,aldatma ve benzeri nice kabahatleri işlemek için kolları sıvar; böylesi bir […]
Aklın insan hayatındaki yeri olaylar ve nesneler arasındaki ilişkiyi kavrama alanıyla sınırlıdır. Bu ilişki kavrandıktan sonra doğru ve yanlışı seçmek her dayanak noktasına göre değişecektir. Aldığımız dayanak noktası hangisi ise bize göre doğru öylece temayüz edecektir. Bu yüzden aynı olay birine doğru gelirken diğerine yanlış görünebilir. Akim yolu birdir diyerek bütün insanları kendi görüşümüze sığdırmaya […]
Akıl, bilinenlerden bilinmeyeni bulur. Meçhulden malûmu çıkartır, hislerdeki bozukluğu veya yanlış algılamaları kendi bilgisiyle ve edindiği ilimle tashih eder, düzeltir. Amma akıl hiçbir zaman endişeden vâreste olamaz (kurtulmuş olamaz). Vehimler, endişeler aklın düşmanı gibi görünse de aslında aklı besleyen şeylerdir. Fazla uzağa gitmeye gerek yok; günümüz insanı her şeyi aklıyla çözebileceğini zannetti. Birçok meçhulü malûmuyla […]
0 Yorumlar