Akıl, bilinenlerden bilinmeyeni bulur. Meçhulden malûmu çıkartır, hislerdeki bozukluğu veya yanlış algılamaları kendi bilgisiyle ve edindiği ilimle tashih eder, düzeltir. Amma akıl hiçbir zaman endişeden vâreste olamaz (kurtulmuş olamaz). Vehimler, endişeler aklın düşmanı gibi görünse de aslında aklı besleyen şeylerdir. Fazla uzağa gitmeye gerek yok; günümüz insanı her şeyi aklıyla çözebileceğini zannetti.
Birçok meçhulü malûmuyla yani bilinenlerle çözdü, keşfetti. Lâkin bugün insanlık, tarihte eşi benzeri görülememiş endişe ve evhamın pençesindedir. Asrımızın toplumu endişe, kaygı ve evhamla yaşayan yani korkan ama neden korktuğunu bilmeyen, kaygılanan fakat kaygısının nereden geldiğini bilmeyen bir ahvâl (hâller) içinde yaşamaktadır. Evham ve endişe arttıkça benliğinden başka bir şey göremeyen insan bu evhamın büyüttüğü aklı daha da büyütmekte, daha çok kullanmaktadır. Ve bu fâsit daire (kısır döngü) böylece dönüp gitmektedir.
Fatih Çıtlak – Mesnevi Şerhi
0 Yorumlar