Şapkadan Sonra Başlatılan Sindirme Hareketleri Ve Sınırtanımaz Devlet Terörü (1.Yazı)

24 – 25 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu ve İnebolu seyahatleriyle başlayan şapka serancamı, kısa zamanda o kadar büyük boyutlara ulaşmıştı ki, artık tek mesele şapkayı veya fesi giymek değil, her ikisini de giyecek kafayı yerinde tutabilmek olmuştu. Bu sebeple Eylül-1925 – Şubat 1926 tarihleri arasında yoğun bir sindirme ve terör diyebileceğimiz şiddetli halkı bastırma hareketlerine […]

Daha fazla oku
Kahramanmaraş’ta Cami Taranıyor ve Camide Saklanan Müslümanlar Birer Birer Tutuklanıyor

“Maraş’ta büyük bir irtica hadisesi oldu. Hükümet önüne gelen yüzlerce kişi, “şapka istemeyiz” diye bağırdı…” Olayı bizzat gören ve yaşayanlardan bir muhabir, Maraş hadisesinin ayrıntılarını sonradan şöyle anlatıyordu: ”… askerin geldiğini gördük, jandarmalar tüfeklerine süngü takmışlar, Maraş Cami-i Kebir’ini abluka altına almışlardı. Bir kısım ahali de cami karşısındaki tepeliğe kaçışmıştı. Caminin içine bir baskın yapmak […]

Daha fazla oku
Kânun Yoluyla İnkılâp (4.Yazı ve Son)

Şevket Süreyya inkılâpların bittiğini söyleyen İstiklâl Mahkemesi Başkanı Ali Çetinkaya’nın bu değerlendirmesi için şunları söylüyor: “Halbuki o târihlerde Türkiye hiç şüphe yok kı hır inkılâp yaşıyordu.Bu inkılab bitmemişti. Fakat görünüyordu ki bazı insanlar bu inkılâbın önünde değil, ardında koşuyorlardı. Çankaya’da yerleşen insan, bu inkılâpların listesini, bu insanların ne çare ki evvelden bildirmemişti.Öyle görünüyordu ki, Çankaya’da […]

Daha fazla oku
Suçsuzluk Suçu! (3.Yazı)

Maraş Mebusu Hasip Efendi’nin de dediği gibi, şapka giymemek suç değildi. Ancak İstiklâl Mahkemesi başkanı ve üyeleri tıpkı Engizisyon Mahkemesini hatırlatan bir tavula kendi kendilerine suç îcad ediyor ve başı açık gezen vatandaşlara “Niçin şapka giymedin?” diye soruyor, şapka giymemeyi de suç telâkki ediyorlardı. Şapka hakkında dâvâiarın fırtınasına kimler kapılmamıştı ki?.. Nice nice âlimler, gazeteciler […]

Daha fazla oku
İskipli Atıf Hoca:Kurt ile Kuzu Hikayesi (2.Yazı)

Şimdi hukuken, vicdânen Âtıf Hoca’ınn derhal serbest bırakılması lâzımdır, değil?… Ancak öyle yapılmamıştır. Âtıf Hoca Giresun’dan tekrar İstanbul’a getirilmiş ve evine gönderilmeyip Emniyet Müdürlüğünde nezaret altında tutulmuştur. Âtıf Hoca buradan da “gizli güçlerin şevkiyle” Ankara’ya götürülmüş ve Ankara İstiklâl Mahkemesinin huzuruna çıkarılmıştır. Bu muâmeleler insana “kurtla kuzu hikâyesi”ni hatırlatıyor. Hani meşhur hikâyedir. Kurdun biri bir […]

Daha fazla oku
İskipli Atıf Hoca ve Şehadete Giden Yol (1.Yazı)

ŞAPKA UĞRUNA BATAN GÜNEŞ : İSKİLİPLİ ATIF HOCA VE ŞEHADETE GİDEN YOL “Atıf Hoca’nın savcı tarafından hapsi istendiği halde idama mahkum edilmesi ve aleyhindeki başlıca suçlamanın, şapka kanunundan çok önce yayımlanmış bir risale olması. (Frenk Mukallitliği ve Şapka) istiklal Mahkemesinin en haksız kararlanndan birini oluşturmuştur.” Bu sözler sanıldığı gibi bir İslamcı yazarın değildir, bir molla, […]

Daha fazla oku
Lozan’ın Gizli Yanları, Dayatmalar ve Hilafetin İlgası

Ayrıntılara geçmeden kısaca Lozan’daki TBMM heyeti ile Ankara arasındaki haberleşmeden de bahsetmek gerekir. Haberleşme daha çok telgraf kanalıyla oluyordu. Ancak telgraf hattı Ingilizlerin ve Fransızların kontrolündeydi. Bu nedenle telgrafların İngilizlerce öğrenilmesi her zaman muhtemel. Ingiltere Gizli Telgrafları Ele Geçiriyor M. Kemal Paşa tarafından “fevkalade mahremdir” notuyla Heyet-i Murahhasa riyasetine gönderilen bir mektuptan, Lozan’la olan haberleşmenin […]

Daha fazla oku
Lozan Antlaşması ve Hilafet,Saltanatın Kaldırılması

Lozan süreci Saltanatın ilgasından önce başlar Hilafetin ilgasından sonra Lozan’ın Ingiltere tarafından onaylanmasıyla tamamlanır. Bu süreç içinde çok önemli gelişmeler, kırılmalar ve sapmalar olmuştur. Bu süreçte Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş tamamlanmıştır. Bu süreçte Saltanatın ilgası, Meclisin yenilenmesi, Cumhuriyetin ilanı ve Hilafetin ilgası gibi çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgelerinden biridir; hatta en […]

Daha fazla oku
1.Meclis;Niyet Farklı, Söylem Farklı

I.Meclis değerlendirilirken sık sık niyetlerin ayrı, söylenilenlerin ayrı olduğundan bahsedilir. Bu, birçok 1. Meclis mebusunun 11. Meclis üyesi iken söylediği karşılaştırıldığında genel olarak doğrudur. Gerçek şu ki, I. Meclis dönemi geçici bir dönemdi. Türkiye ve dünya, yeni bir yapılanmanın eşiğindeydi. Osmanlı Devleti henüz yıkılmamıştı ve hala müessirdi, Türkiye Cumhuriyeti de henüz kurulmuş değildi. Bu dönemde […]

Daha fazla oku
Bir Kırılma Noktası:Hilafetin Ilgası

Şeriatı bir meşruiyet aracı olarak kullanma konusunda kırılma noktası Hilafetin ilgasıdır. Hilafetin ilgası öncesinde yapılan değişikliklerde dine ve şeriata göndermede bulunulurken Hilafetin ilgası sonrası yapılan düzenlemelerde “irtica”dan ve “dini siyasete alet etmek”ten söz edilmiştir. Örneğin, 25 Şubat 1925 tarih ve 556 nolu Kanun, dini ya da mukaddesat-ı diniyeyi siyasete alet etmek için cemiyetler kurmayı “vatana […]

Daha fazla oku