Genel
Uçuk Fikirlerin Sosyolojisi8 Haziran 2025
Gizliliğinize değer veriyoruz
Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar ya da içerikler sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Tümünü Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz.
Çerezleri, platformumuzda verimli bir şekilde gezinmenize ve belirli işlevleri gerçekleştirmenize yardımcı olmak için kullanıyoruz. Aşağıda her bir izin kategorisi altında, tüm çerezler hakkında ayrıntılı bilgi bulacaksınız.
"Gerekli" olarak kategorize edilen çerezler, sitenin temel işlevlerinin gerçekleştirilmesinde vazgeçilemez nitelikte olduklarından tarayıcınızda saklanır. ...
Gerekli çerezler, web sitesinin temel işlevleri için çok önemlidir ve web sitesi bunlar olmadan amaçlandığı şekilde çalışmayacaktır.Bu çerezler kişisel olarak tanımlanabilecek herhangi bir veriyi saklamaz.
Görüntülenecek çerez yok.
İşlevsel çerezler, web sitesinin içeriğini sosyal medya platformlarında paylaşmak, geri bildirim toplamak ve diğer üçüncü taraf özellikleri gibi belirli işlevlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Gibi ölçümler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur.
Görüntülenecek çerez yok.
Performans çerezleri, ziyaretçilere daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Reklam çerezleri, ziyaretçilere daha önce ziyaret ettikleri sayfalara göre özelleştirilmiş reklamlar sunmak ve reklam kampanyasının etkinliğini analiz etmek için kullanılır.
Görüntülenecek çerez yok.
Muhammed Ali
22:27 - 5 Ağustos 2014
Çağdaş Batı sanatı, İslâm sanatından çok önemli farklar göstermektedir. Gerçi, Islâm sanatı, abstre, nonfigüratit sübjektif olmak, irreele kaçmak bakımından Batı sanatına öncülük etmiş ise de İslâm sanatında, Batı sanatında gördüğümüz, bunalım, huzursuzluk yoktur. Islâm sanatı modern olduğu kadar, dengeli ve huzurludur. Kaos yerine “tevhid” şuuru hâkimdir. Batılı sanatkâr, yaratma hamlesine teslim olmak, bu hamle içinde […]
Muhammed Ali
18:14 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Dinde reform ve ibadetleri zamana uydurarak İslamiyeti ıslah(!) etme yarışına girenlerden, görüldüğü gibi din adına dinle hiç mi hiç alakası olmayan ve aslında dinsizlik öğretisine dayanan fikirler bulmak mümkündür:(Vatan Gazetesi 15 Mayıs 1341,Milli Mecmua Mehmet Alı Ayni’nin Hatırları, Temmuz 1928.) “…Mabetlerde, camilerimizde, sıralar, elbiselikler-gardıroplar tesis edilmeli ve ayakkabılarla mabedlere girilmesi önemle tavsiye edilmelidir….” “…İbadet lisanı […]
Muhammed Ali
18:05 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Asla unutulmamalıdır ki, “İlkel insan” terimi ile kastedilen ne ilk insandır, ne de ilk insanlardır. İlk insan ve O’na inananlar “Cennet”te İlâhi terbiyeden geçen Hz. Adem, Hz. Havva ve çocukları “medenî” idiler. İnsanlık, onların tebliğlerinden uzaklaştıkça, “somut”a tapınan bir idrâke mahkûm oldukça ilkelleşti. “İlkel” kafaya, idrâke sahip insanlar, her devirde mevcuttur. 20. yüzyılda, ilk feza […]
Muhammed Ali
18:04 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Kitabımızın başından beri savunageldiğimiz üzere, tekrar edelim ki, organizmamız ve duyularımız sınırlılığı, esirliği, fâniliği, izafiliği telkin ettiği halde; iç idrâkimizi teşkil eden şuurumuzda, bunların zıddı özlemler buluyoruz. Şuurumuz sınırlı,fani,esir ve izafi bir organizmanın içine hapsedilmiş ebedîlik, sonsuzluk, hürriyet ve mutlaklık gibi durmaktadır. Bizim organizmamızda sanki sonsuzluk sınırlılığa,hürriyet esarete, ebediyet fâniliğe, mutlaklık izafîliğe teslim edilmiş gibidir. […]
Muhammed Ali
18:03 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Sanatkar, kendi dramında yaşarken daima ebediyete, sonsuzluğa, yaratıcıya, bir’e ve mutlak’a doğru hamle yaptığını hissederse ve bunda başarı bulursa,büyük bir saadete doğru yürüdüğünü adeta görür. Aksi halde, bunalır ve elem meyveleri verir, eserleri acı ve buruk bir tad verir. Sanat Allah’ı özletirse ve ona dogru götürürse insanı mutlu kılar. Ondan uzaklaştırırsa ıstırap verir, mutsuz eder. […]
Muhammed Ali
18:00 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsan duyularına göre, insan yüksek bir idrâk seviyesi ile doğar.Bu idrak doğduğumuzda henüz Var’ın içinde uyumaktadır, içine dolduğu âleme duyu organları ile açılan idrâkimiz ilk duyumlarla irkilmeye ve yavaş yavaş uyanmaya başlar. Vücudumuz büyüyüp geliştikçe, duyu organlarımız güçlendikçe bu uyanış hızlanır. İdrâkimiz uykudan kaosa, kaostan düzenli objeler dünyasına geçerek uyanır. Hareketi, sesi, rengi, şekli, sayıyı, […]
Muhammed Ali
17:59 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsandaki açlığı içgüdüsel bir anlam içinde ele almak, onu, o suretle doyurmaya ve tatmine çalışmak hem beyhûdedir,hem de insanı anlamamaktır.İnsan, karnı doymakla doyduğunu kabul etmeyeceğine göre onun ebediyetlere acıkan şuurunu tanımak lâzımdır. Biz, çağımızın insanının ıstırabını sadece içgüdüsel ve fizyolojik açlıklardan doğmuş zannetmekle gerçekten çok yanılıyoruz. S.Ahmed Arvasi
Muhammed Ali
17:58 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
Her varlıkta ebedîlik ve sonsuzluk mücadelesi vardır ama bu durum insanda ebedîliği ve sonsuzluğu kendinde gerçekleştirmeyi istemek iradesi ve şuuru halindedir. İşte, yüksek bir idrâk seviyesine ulaşan bir varlık olarak insan, gerçekte maddî parçacıklara değil, ebediyete, sonsuza, hürre, mutlak’a, tek olan varlığa acıkmakta ve bunu şuurunda bütün yakıcılığı ile duymaktadır. Esasen, insandaki, hakikati araştırma ve […]
Muhammed Ali
17:51 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsan sonsuzluğa, ebediyete, hürriyete ve mutlaklığa hasrettir. Bu konuda tatmin aramaktadır. Aksi halde fânilik, esaret, manasızlık ve izafilik bizi bunaltır. Duyular dünyası bir ıstırap dünyası haline gelir. Birçok canlılar varlığın duyumuna varıyor, ancak onu kaostan düzene, düzenden hürriyete doğru idraklerinde yüceltemiyorlar. Ancak insan idrâkidir ki bu merhaleleri aşabilmektedir. Dr. S.Freud, insanın bu realitesini marazîlikle damgalamaya […]
Muhammed Ali
17:48 - 3 Ağustos 2014
0 Yorumlar
İnsanın tarih boyunca yaradıcısını araması,yaratmaya özenmesi boş bir vehim değil,korkunç bir ihtiyacın ifadesidir.İnsan,her türlü köleliği reddederek,yalnız ve ancak yaradana tapınmak istemektedir.İnsan idraki,yalnız ve ancak yaradıcı hamlede dinlenebilceğini ummaktadır.İnsanların,peygamberleri diğer insanlara niçin daha fazla tercih ettiklerini artık anlamalıyız.Kadiri Mutlak olan Allah’ı bize ‘şahdamarımızdan daha yakın’ olarak hissettirenler sadece ve ancak peygamberlerdir.Bize,sınırlıdan sonsuza,esaretten hürriyete,çoktan bir’e,ölümden ebediyete giden […]
0 Yorumlar