İslam Sanatında Tevhid Şuuru Hakimdir

Çağdaş Batı sanatı, İslâm sanatından çok önemli farklar göstermektedir. Gerçi, Islâm sanatı, abstre, nonfigüratit sübjektif olmak, irreele kaçmak bakımından Batı sanatına öncülük etmiş ise de İslâm sanatında, Batı sanatında gördüğümüz, bunalım, huzursuzluk yoktur. Islâm sanatı modern olduğu kadar, dengeli ve huzurludur. Kaos yerine “tevhid” şuuru hâkimdir. Batılı sanatkâr, yaratma hamlesine teslim olmak, bu hamle içinde […]

Daha fazla oku
Din Değil Dinsizlik öğretisi!

Dinde reform ve ibadetleri zamana uydurarak İslamiyeti ıslah(!) etme yarışına girenlerden, görüldüğü gibi din adına dinle hiç mi hiç alakası olmayan ve aslında dinsizlik öğretisine dayanan fikirler bulmak mümkündür:(Vatan Gazetesi 15 Mayıs 1341,Milli Mecmua Mehmet Alı Ayni’nin Hatırları, Temmuz 1928.) “…Mabetlerde, camilerimizde, sıralar, elbiselikler-gardıroplar tesis edilmeli ve ayakkabılarla mabedlere girilmesi önemle tavsiye edilmelidir….” “…İbadet lisanı […]

Daha fazla oku
İlkel İnsan Kavramı Üzerine

Asla unutulmamalıdır ki, “İlkel insan” terimi ile kastedi­len ne ilk insandır, ne de ilk insanlardır. İlk insan ve O’na ina­nanlar “Cennet”te İlâhi terbiyeden geçen Hz. Adem, Hz. Hav­va ve çocukları “medenî” idiler. İnsanlık, onların tebliğlerin­den uzaklaştıkça, “somut”a tapınan bir idrâke mahkûm ol­dukça ilkelleşti. “İlkel” kafaya, idrâke sahip insanlar, her de­virde mevcuttur. 20. yüzyılda, ilk feza […]

Daha fazla oku
Bunalım ve İnsan

Kitabımızın başından beri savunageldiğimiz üzere, tekrar edelim ki, organizmamız ve duyularımız sınırlılığı, esirliği, fâniliği, izafiliği telkin ettiği halde; iç idrâkimizi teşkil eden şuurumuzda, bunların zıddı özlemler buluyoruz. Şuurumuz sınırlı,fani,esir ve izafi bir organizmanın içine hapsedilmiş ebedîlik, sonsuzluk, hürriyet ve mutlaklık gibi durmaktadır. Bizim organizmamızda sanki sonsuzluk sınırlılığa,hürriyet esarete, ebediyet fâniliğe, mutlaklık izafîliğe teslim edilmiş gibidir. […]

Daha fazla oku
Sanat,Maneviyat İle Sanattır

Sanatkar, kendi dramında yaşarken daima ebediyete, sonsuzluğa, yaratıcıya, bir’e ve mutlak’a doğru hamle yaptığını hissederse ve bunda başarı bulursa,büyük bir saadete doğru yürüdüğünü adeta görür. Aksi halde, bunalır ve elem meyveleri verir, eserleri acı ve buruk bir tad verir. Sanat Allah’ı özletirse ve ona dogru götürürse insanı mutlu kılar. Ondan uzaklaştırırsa ıstırap verir, mutsuz eder. […]

Daha fazla oku
İnsan İdraki

İnsan duyularına göre, insan yüksek bir idrâk seviyesi ile doğar.Bu idrak doğduğumuzda henüz Var’ın içinde uyumaktadır, içine dolduğu âleme duyu organları ile açılan idrâkimiz ilk duyumlarla irkilmeye ve yavaş yavaş uyanmaya başlar. Vücudumuz büyüyüp geliştikçe, duyu organlarımız güçlendikçe bu uyanış hızlanır. İdrâkimiz uykudan kaosa, kaostan düzenli objeler dünyasına geçerek uyanır. Hareketi, sesi, rengi, şekli, sayıyı, […]

Daha fazla oku
İnsan Sadece Maddiyatı ile Değil Maneviyatıyla da İnsandır

İnsandaki açlığı içgüdüsel bir anlam içinde ele almak, onu, o suretle doyurmaya ve tatmine çalışmak hem beyhûdedir,hem de insanı anlamamaktır.İnsan, karnı doymakla doyduğunu kabul etmeyeceğine göre onun ebediyetlere acıkan şuurunu tanımak lâzımdır. Biz, çağımızın insanının ıstırabını sadece içgüdüsel ve fizyolojik açlıklardan doğmuş zannetmekle gerçekten çok yanılıyoruz. S.Ahmed Arvasi

Daha fazla oku
İnsanı Ancak Sonsuzluk Doyurur

Her varlıkta ebedîlik ve sonsuzluk mücadelesi vardır ama bu durum insanda ebedîliği ve sonsuzluğu kendinde gerçekleştirmeyi istemek iradesi ve şuuru halindedir. İşte, yüksek bir idrâk seviyesine ulaşan bir varlık olarak insan, gerçekte maddî parçacıklara değil, ebediyete, sonsuza, hürre, mutlak’a, tek olan varlığa acıkmakta ve bunu şuurunda bütün yakıcılığı ile duymaktadır. Esasen, insandaki, hakikati araştırma ve […]

Daha fazla oku
İnsanın Sonsuzluğu Arayışı

İnsan sonsuzluğa, ebediyete, hürriyete ve mutlaklığa has­rettir. Bu konuda tatmin aramaktadır. Aksi halde fânilik, esa­ret, manasızlık ve izafilik bizi bunaltır. Duyular dünyası bir ıs­tırap dünyası haline gelir. Birçok canlılar varlığın duyumuna varıyor, ancak onu kaostan düzene, düzenden hürriyete doğ­ru idraklerinde yüceltemiyorlar. Ancak insan idrâkidir ki bu merhaleleri aşabilmektedir. Dr. S.Freud, insanın bu realitesini marazîlikle damgalamaya […]

Daha fazla oku
Çağımızın Istırabı ve Yaradıcıyı Araması

İnsanın tarih boyunca yaradıcısını araması,yaratmaya özenmesi boş bir vehim değil,korkunç bir ihtiyacın ifadesidir.İnsan,her türlü köleliği reddederek,yalnız ve ancak yaradana tapınmak istemektedir.İnsan idraki,yalnız ve ancak yaradıcı hamlede dinlenebilceğini ummaktadır.İnsanların,peygamberleri diğer insanlara niçin daha fazla tercih ettiklerini artık anlamalıyız.Kadiri Mutlak olan Allah’ı bize ‘şahdamarımızdan daha yakın’ olarak hissettirenler sadece ve ancak peygamberlerdir.Bize,sınırlıdan sonsuza,esaretten hürriyete,çoktan bir’e,ölümden ebediyete giden […]

Daha fazla oku