Fatih’in Büyük Mirası

Büyük atamız Fatih’in bize bıraktığı mirası Kostantiniye’nin fethinden ibaret görmek onu anlamamaktadır. Roma’nın varisi olan Bizans İmparatorluğu’nun dünya haritasından silinerek cihan tarihinde yeni bir devrin, Peygamber’in duasına mazhar olmuş bir kılıçla açıldığını düşünmek de bu mirasın bütün servetini ihtiva etmez. Çaldıran kahramanıyla, Plevne gazisini, Mehmed Akifle, Hüseyin Avni’leri de içerisine alan bu muhteşem miras, Türk […]

Daha fazla oku
Dem Bu Demdir

“Fikr-i müstakbel ü maziyi bırak ârif isen, Böyledir hâl-i zaman, bir var imiş biryoğ imiş.” Koca Ragıp Paşa İçinde yaşadığımız an, yani bugün, burada, geçmişle gelecek arasında, bu arada yaşadığımız an; zaman kavramı açısından en so­mut gerçekliği ifade eder. Varlık ile yokluk arasında, bir varmış bir yokmuş arasında, bugünle yarin arasında, her şeyin içinde cereyan […]

Daha fazla oku
Bir Avrasya Düşünürü: Cemil Meriç

70 yıllık ömrünün 1938’den 1987’ye kadar uzanan 50 yılını İstanbul se­maları altında geçiren ve “muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istik­bale bağlayan” kelime ve sevgi köprüsü olmak isteyen Cemil Meriç’e, Boğaz’ın üstündeki köprüler veya altındaki müstakbel tüp-geçit kadar önem verdiğini ispatlayan İstanbul Belediyesi yetkililerine, ülkemin, “Bu Ülke”nin geleceği adına teşekkür ederek sözlerime başlıyorum. Cemil Meriç, […]

Daha fazla oku
Öğrenmeyi Öğrenmek

“BENDEN FELSEFEYİ öğrenmiyeceksiniz” demiş örgencilerine Immanuel Kant, “ama benden nasıl felsefe yapılacağını öğrenecek, tekrar edilecek düşünceleri değil, düşünmeyi öğreneceksiniz. Kendi payınıza düşünün, kendi payınıza inceleyin, kendi ayaklarınız üzerinde durun.” Bu sözler isabetli bir tavsiyeyi, yerinde bir uyarıyı içinde barındırır gibi görünüyor. Ama bu sözler insanlar için ancak belli bir aşamadan, belli bir gelişme basamağından sonra […]

Daha fazla oku
Televizyon Ya Da Görüntü Çöplüğü

Gün kararmaya başladığında gri renkli cam ekran, titrek ışığını, ay ışığına nazire yaparcasına, oturma odalarının camlarından çevreye yayar. Titrek ışığın gri cam üzerinde oluşturduğu görüntüler, ekranın kendi sınırlı yüzeyi içinde, nasıl ve ne amaçla hazırlandığının bilincindedir. Ekran, kendinden öncekilerin bütün iyiliklerini ve kötülüklerini bir mirasyedi edasıyla sergilerken, hem geniş kitlelere ulaştığının, hem de bu kitlelere […]

Daha fazla oku
Gözükaralık/Cesaret/Korkaklık

Gözükaralık/Cesaret/Korkaklık Tevazuyu ele alırken bahsettiğimize benzer bir altın oran genç olmanın en önemli alamet-i farikalarından biri olan cesaret için de geçerlidir. Klasik ahlak felsefesinde nefsin üç gücü vardır: düşünme, gazap ve şehvet. Her birinin ifratı, tefriti ve itidali vardır. Bu çerçevede cesaret/ şecaat/ yiğitlik nefsin gazap gücünün itidalidir. Hatırlarsan, adalet bahsinde itidal kavramının adalet ile olan […]

Daha fazla oku
Gözükaralık/Cesaret/Korkaklık

Gözükaralık/Cesaret/Korkaklık Tevazuyu ele alırken bahsettiğimize benzer bir altın oran genç olmanın en önemli alamet-i farikalarından biri olan cesaret için de geçerlidir. Klasik ahlak felsefesinde nefsin üç gücü vardır: düşünme, gazap ve şehvet. Her birinin ifratı, tefriti ve itidali vardır. Bu çerçevede cesaret/ şecaat/ yiğitlik nefsin gazap gücünün itidalidir. Hatırlarsan, adalet bahsinde itidal kavramının adalet ile olan […]

Daha fazla oku
Müslüman Saati

İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilaların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”ten kastımız, zamanı ölçen alet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu üslub-ı hayata göre de “saat”lerimiz ve “gün”lerimiz vardı. Müslüman gününün […]

Daha fazla oku
İslam’ın Yeri

İslam milli bir anlayış içinde gözönüne alındığı veya dünya kültürü içinde kavranılmaya çalışıldığı zaman şüphe yok ki hem coğrafi hem de tarihî yer bakımından belli sınırlandırmalara maruz bırakılacaktır. Milli anlayış içinde, bir kavmin “manevi değerleri” bütünü içinde ele alınacak, sözgelimi Türklerin İslam öncesi düşünce ve inanç yapıları karşılaştırılarak bü kavmin yaşayışına bağımlı (yani o kavmin […]

Daha fazla oku
Büyük Selçuklular – Alp Arslan (3. Bölüm)

Alp Arslan (1064-1072) Tuğrul Bey’in çocuğu yoktu. O Alp Arslan’ın üvey kardeşi olup, annesi daha sonra Tuğrul Bey’le evlenmiş olan Çağrı Bey’in oğlu Ebu’l-Kasım Süleyman’ı kendisine veliaht göstermişti. Bu konuda kendisini hatunu ile birlikte veziri Amîdü’l-Mülk Kündürî’nin de etkilemiş olması söz konusu, dur. Fakat Alp Arslan bunu kabul etmeyerek, mücadeleye girişti ve sonuç- ta hem […]

Daha fazla oku