Ruhun ve Kalbin Hakikati

  …Hz. Isâ kemal ve yücelik sâhibi olduğu için ona Rûhu’l-Kudüs elbisesini giydirmiş ve onu bütünüyle ruh yapmışlardı. “Onu Rûhu’l-Kudüs ile teyit ettik.”(Bakara,253) âyeti bu mânâda gelmiştir. Adem ve Adem sıfatlıların, başkalarına karşı kerâmet ve fazilete sâhip olmaları “Katından bir ruh ile onları desteklemiştir.”(Mücadele,22) âyetinde ifade edilen ruh ile desteklenmeleri sebebiyledir. Rûhu Allah âleminden bedene […]

Daha fazla oku
Namaz

Ey Aziz! Kul ile küfür arasında namazın terki vardır.” sözünden ne anladın? “Allahu ekber” niyetini işittin, şimdi de “Fâtihat-ül-kitab’ı dinle ki Muhammed Mustafa şöyle demiştir: “Fâtihasız namaz olmaz.” Ey Aziz! Hiç “Rabbime gidiyorum”a(Saffat,99)doğru yol aldın mı? Hiç “Allahu ekber” dediğinde mülk ve melekûtun varlığının yok olduğunu gördün mü? Hiç tekbirde “mahv”dan sonra “isbât”ı gördün mü? […]

Daha fazla oku
İnsanların Üç Çeşit Fıtrat Üzere Yaratılması

Ey Aziz! Bil ki halk-ı cihan üç kısımdır. Allah onları üç çeşit fıtrat ve hilkat üzere yaratmıştır. Halk-ı cihanın birinci kısmı şekil ve sûret bakımından insana benzerler fakat insanın mânâ ve hakikatinden uzaktırlar. Kurân bu kimseler hakkında şöyle haber vermektedir: “Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta yolca daha da sapkındırlar.”(Furkan,44) Neden böyledirler? Zira onlar hakkında “İşte […]

Daha fazla oku
Müktesep(Kazanılmış) İlim ile Ledünni İlim Arasındaki Fark

Bil ki Hz. Muhammed’in (s.a.v) dış özelliklerine bakıp onu zahirî bir gözle değerlendirenler hakkında “Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.”(Araf,198) âyeti gelmiştir. Ey Aziz! Diyo­rum ki yoksa sen Kur’ân’da “Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir.”(Maide,15) âyetini hiç okumadın mı yâhut bu âyeti hiç duymadın mı? Hz. Muhammed’e nur denilir, Allah’ın kelâmı […]

Daha fazla oku
Karanlık Geceler Bir Yâr Ara Bul!

Müridin biri, gün gelmiş, intisab ettiği şeyhin, gerçekten de “hak bir şeyh” olup olmadığından kuşkuya düşmüş. Uzun bir müddet tereddütler geçirdikten sonra, ”istihare”ye yatıp şeyhinin hak olup olmadığını (düşünde vâki olacak bir işaret aracılığıyla) anlamak istemiş. Hemen o gece istihareye yatmış. Rüyasında bir de ne görsün, şeyh efendi, cehennemin ortasında, alevler içinde, hem de cayır […]

Daha fazla oku
Dinde İç-Dış İlişkisi: Zahir ve Bâtın

  Dinin tıpkı bir madalyon gibi iki tarafı, iki yüzü vardır. Bir yüzde temizlikten ibadetlere, haram ve helallerden ticaret hayatına kadar uzanan kurallar, emir ve yasaklar… Diğer yüzde ise insanın iç dünyasını, gönlünü, akleden ve hisseden bir varlık olarak duruşunu, bakışını, sevgisini, nefretini konu alan derunî boyut… Yani “zahir” ve “bâtın”. Yüce dinimiz insanın bu […]

Daha fazla oku
Hangi Tasavvuf

      Özel olarak Tasavvuf tarihiyle ve genel olarak İslamî ilimlerin tarihiyle ilgilenenlerin çok iyi bildiği üzere İslam’ın diğer sahalarında olduğu gibi Tasavvuf sahasında da bir kısım anlayış ve uygulamaların zaman zaman ve yer yer istikametten saptığı görülmüştür. Bu, eşyanın tabiatındandır. Zira insan; mesleğine, meşrebine, içinde bulunduğu dinî ve sosyal çevreye bağlı olarak birinci derecede […]

Daha fazla oku
Bir Bilgi Kaynağı Olarak Tasavvufta Keşfin Değeri

Reşat ÖNGÖREN Giriş: Tasavvuf yoluna girenlerin belli bir mücahede şeklini uyguladıkları bilinmektedir. Bu mücahede sırasında meydana gelen keşf hâlinin sûfiler nazarında ayrı bir önemi vardır. Zira keşf hâlini yaşayan mürid, özellikle duyu organları ve aklın yetersiz kaldığı metafizik alanda bazı bilgilere ulaşmaktadır. Kaynaklarda muhtelif vesilelerle temas edilen bu hâl, henüz değişik boyutlarıyla ele alınıp yeterince […]

Daha fazla oku
Abdulkadir-i Geylani-el-Fethu’r-Rabbani 3. Sohbet

  Hisle, duyguyla ve hevesle hareket eden yolda kalır. Varlığınızı ilimle koruyabilirsiniz 3. MECLİS Bu konuşma, Cuma günü dershanede yapıldı. Ko­nuşma tarihi: Hicri 8 Şevval 545, Miladi 1150. Ey şahsına gereken şeyleri bulamayan! Bu hâlin geçip gitmesini şiddetle isteme. Belki gelecek şeylerde seni helak edecek nesneler vardır. Ey hasta! Hastalığın geçmesini mutlak olarak isteme. Afiyetin […]

Daha fazla oku
Tasavvufun Dinde Bid’at Oluşu İddiası

Gelenek-Yenilik Tasavvuf sadece bir bilgi alanı, bir ilim değildir. Kelâm ve fıkıh gibi ilimlerden farklı olarak aynı zamanda bir yaşama tarzı, dini algılama şekli ve dünya görüşüdür. Bu özelliği itibariyle canlı bir organizmaya benzer: Oluşur, gelişir, güçlenir, her tarafa dal-budak salar, çeşitli süreçlerden geçer. Böyle olunca ilk zahid ve sûfîlerin, zühd ve tasavvuf adı altında […]

Daha fazla oku