İnancın Bulunduğu Ortamda Hürlük Vardır…

İnancın bulunduğu ortamda hürlük vardır. Bir varolan insansa, onun hür olması lazım gelir. Hürse, insandır. İnsan, özden hürdür. Hürlüğün insandaki ilk ve asıl tecellî yeri, onun manevî-zihnî-ahlâkî âlemidir. Bu âlemin kötürümleşmesi, inşam hürlüğünden, dolayısıyla da insan-olma-durumundan eder. İşte, Kur’ân, serhoşluğu da bu sebeple yasaklar. “Dar çevremizden çıkıp da dünyamızın kalan kısmını bir fasıl gözden geçirelim. […]

Daha fazla oku
Toplumun Hâfıza Kaybı: Kültürün Ölümü

Kimliği kalmamış toplum, kişiliksizdir. Böyle bir şarta maruz kalan toplum, tarih sahnesinden silinir. O toplum, devlet hâlinde yaşamağı sürdürse, başka bir deyişle, biçimsel anlamda, siyâsetçe ve hukukça, hükümrân kalsa bile, tarih sahnesinde yer alan milletlerden, bundan böyle, biri olamayacaktır. Böylece bayrağı dahî, renkli bir bez parçası olmaktan öteye geçemeyecektir. Bayrağı renkli bir bez parçası kalmaktan […]

Daha fazla oku
Çağdaş İngiliz-Yahudî Medeniyeti ‘aile’ Mefhumu Ortadan Kaldırmıştır..

  İnsan-olmanın maddî ile manevî çıkış yahut hareket noktası karşı cinsi­yete mensûb iki kişinin ‘sevişme’sidir. Aile dediğimiz temel toplum katmanı bu yoldan vucut bulur. Ama beşerleştiren Çağdaş İngiliz-Yahudî medeniyetiçin ‘aile’ mefhumu ortadan kalkmıştır. Bu mefhum ve bunun türevi olan kurumla birlikte ‘sevgi’, ‘saygı’, ‘dayanışma’ ile ‘savunma’ gaileleri de yokolmuştur. O hâlde her şey gibi, cinsiyet […]

Daha fazla oku
Ebu Talib el-Mekki’de Namazda Şekil ve Mana İlişkisi

…İbadetin özü Allah’a saygı ve itaattir. Bu da Allah’ı gereği gibi takdir etmekle olur. Sırf cennet ümidiyle ibadet etmek veya cehennem korkusuyla isyandan ka­çınmak, Mekkî’ye göre Allah’ı hakkıyla takdir edememekten ileri gelmektedir.. Namazda Şekil ve Mana İlişkisi Mekkî,namazın sözlü ve şeklî rükûnları olan tekbir, kıyam, rükû’, kıraat gibi fenomenlerin bedenen ve lisanen yerine getirilişi esnasında […]

Daha fazla oku
Sünnete Muhalefette Sevap Ümidi Yoktur…

el-Mebsût isimli kitapta Yahya ibn Yahya’dan[1] nakledilmiştir; O, A’raftan ve A’raf ehlinden söz ettikten sonra bir âh çekti ve innâ lillah ve innâ ileyhi râcîûn deyip şöyle dedi: Bunlar öyle bir topluluktur ki iyilik yapmak için bir yol tutturmak isteyen fakat bunda isabet etmeyenlerdir. Yahya ibn Yahya’ya denildi ki: Ey Ebû Muhammed! Bununla beraber onların […]

Daha fazla oku
Bid’atlerin Kötülenmesi ve Bid’atçilerin Kötü Akıbetleri

  Akıllı bir kimsenin bid’atler üzerinde düşündüğü zaman onun kötü bir şey olduğunu bileceği gayet açıktır. Çünkü bid’atlere uymak demek, sırat-ı müstakimden çıkmak ve cehalette ileri gitmek demek­tir. Bunu hem aklî ve mantıki delillerle hem de genel şer’î ve nakli delillerle açıklamak mümkündür, Akli olarak bid’atın kötülüğünü ortaya koymaya gelince bunun çeşitli yönleri vardır: 1-Dünyanın […]

Daha fazla oku
Televizyon Hakkında

Çağımızın bir vizyona ihtiyacı var. Hal­buki bizler, Televizyon yüzünden, düşünemez, beyinleri yıkanmış, şartlandırılmış, görüntülere esir, aptallaştırılmış, enformasyon bombardımanına tutularak cahilleştirilmiş kitleler yarattık. Radyo, uzak cedlerimizin şifahî kültürüne benzer bir etki yapıyordu.Dinliyor ve anlamaya çalışıyorduk. Şimdi yalnızca seyrediyo­ruz, ama gözlerimizin önündekini tanımadan, ne olup bittiğini anlamadan. Dünya çevresinde uydular yerleştirme fikrinin mucidi Arthur C. Clarke’ın (Geleceğin […]

Daha fazla oku
Sanat ve Kültür

Sanat bir kültürün en hususî, açıkça belli ve kendine mahsus ifade biçimlerinden biridir. Sanatın mâhiyeti hakkında çağdaş in­sanlığın pek fazla şuurlu olmadığı ve sanatı yerli yerinde ve hakîkî gâyelerine uygun biçimde kullanamadığı kanaatindeyim. Sanat, ta en başından beri, dinden ilham almış, ekseriya dine hizmet et­miş; ve din (yahut beşeriyetin hayatı hususunda geniş bir vizyon, bir […]

Daha fazla oku
Batı ve Teknoloji

Şâirin biri demiş ki: “Eskiden Hıristiyanlar haça inanır, haça güvenirlerdi. Şimdi elektrik dinamosunun gücüne itikad ediyorlar”   Demek ki bir şeye itikad etmek lâzım. Yani, sular yokuş yu­karı akmaz; seviye farkı, kanununa itaat eder; suyun yokuşa, yuka­rı tırmandığım gören var mı? Tabiî ki, tarihî gelişmeler, “tarihî ka­der” diyelim tabiri caizse, insanoğlunu bir yerlere sürükleyip götü­rüyor. […]

Daha fazla oku
Batı Teknolojisi ve İlmi

İlim bize her şeyi vaat ediyor; güzel! Hattâ, 19. asırda ilmin dinin yerini alacağına inanan rahipler bile vardı. Bir Fransız rahibi, Ernest Renan “ilim bütün meselelerini halledecek insanların” diye itikad ediyordu, bir papaz olduğu hâlde… Ama yine 19. asır mütefekkirlerinden birinin bir sözü var. Rus mütefekkirlerinden Tolstoy demiş ki: “İlim şarlatan bir simyagerin yaptığı bir […]

Daha fazla oku