Çağımızın bir vizyona ihtiyacı var. Halbuki bizler, Televizyon yüzünden, düşünemez, beyinleri yıkanmış, şartlandırılmış, görüntülere esir, aptallaştırılmış, enformasyon bombardımanına tutularak cahilleştirilmiş kitleler yarattık. Radyo, uzak cedlerimizin şifahî kültürüne benzer bir etki yapıyordu.Dinliyor ve anlamaya çalışıyorduk. Şimdi yalnızca seyrediyoruz, ama gözlerimizin önündekini tanımadan, ne olup bittiğini anlamadan. Dünya çevresinde uydular yerleştirme fikrinin mucidi Arthur C. Clarke’ın (Geleceğin Çehresi, İstanbul 1970, s. 152) altmışlı yıllarda bu işin geleceği hakkında yaptığı tahminleri ki bugün gerçek olmuştur- dinlemek ister misiniz?
“İnsanlık kendisine gökten yağacak olan bu bilgi ve eğ lence dalgalarına karşı nasıl bir tepkide bulunacak? Bunu bize ancak gelecek gösterebilir. Bir kere daha bilim, her zamanki sorumsuzluğu içinde medeniyetin kapışma haykıran bir çocuk bırakmıştır. Çünkü nihayet bir kutuptan ötekine ince eğlenceler, mükemmel mûsikî, parlak tartışmalar, göz alıcı temsiller ve her türlü enformasyona boğulmuş bir gezegen üzerinde çalışmak için vakit bulabilecek miyiz? Daha şimdiden çocuklarımızın günlük hayatlarının altıda birini televizyon başında geçirdikleri söyleniyor. Biz artık, aksiyon adamları değil, bir “seyirciler” ırkı olmak yolundayız. Daha da gelecek olan mucizeli kudretler şahsî disiplinimizi belki de çok sert sınavlardan geçirecektir. Eğer böyle olması mukadderse, o zaman ırkımızın mezar taşında şu kelimeler yazılı olacaktır; Tanrılar ! bir kimseyi mahvetmek istedikleri zaman ona bir televizyon vermekle işe başlarlar.
Şahin Uçar,Kültür,Teknoloji ve Sanat Yazıları
0 Yorumlar