Kulluğun Gayesi; Allah’a Teslim Olmak

Bil ki kimsede bir şey yoktur. Sana bir zarar gelecek olsa onu kimse çevirmeye muktedir değildir. Bir hayır da gelecek olsa, onu da kimsenin tebdil (değiştirme) etmeye kudreti yoktur. Bunun için kimseye beddua etme. Her şeyi Hak’dan bil. Her ne şey ki vâki olur Allah’ın emri iledir. Çünkü hüküm onundur: Elhükmü lillâhi- aliyyi’l-kebîr: Semâvât ve […]

Daha fazla oku
Şeytan’ın Aldatmacası

Şeytan, Cenâb-ı Hakk’a: Ya Rabbi, beni dalâlete memur ettin. Ama söyle, kullarını ne ile aldatayım? Bana âlet ver, âcizim! deyince Cenâb-ı Hakk: Sana içkiyi verdim, buyurdu. Şeytan: Ya Rabbi, bundan zevk almayanlar da bulunur, diye itiraz edince: O halde sana para, debdebe ve dârâtı (heybet, akamet) verdim! Karşılığı geldi. Şeytan yine kabul etmeyip: Bunlar ile […]

Daha fazla oku
Manevi Sofradan Nasiplenemeyenler

Dünya, türlü türlü nimetlerle dolu bir bağdır. Fare ile yılan ve bunlar gibi olanların, bunların tabiatında bulunanların kısmeti yine topraktır. Yâni bunlar mânevi sofradan nasiplerini alamazlar. İster kış olsun, ister yaz; onların yiyecekleri topraktan gelen gıdalardır. Fakat sen ey insan, kâinatın emîrisin. En üstün bir varlıksın. Öyle olduğu halde neden yılan gibi topraktan gelen gıdaları […]

Daha fazla oku
İyi ve Kötülüğün Bir Arada Olmasındaki Sır

Ulu Allah her ikisinin de belli olması için, insanlıkla hayvanlığı bir araya getirmiştir. Eşya zıddı ile belli olur. Zıddı olmayan bir şeyi tarif etmek imkânsızdır. Yüce Allah’ın zıddı olmadığından: “ Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim”(Hadis-kudsi) buyrulduğu gibi, bu nurun belli olması için, karanlık olarak yaratılmış bulunan bu âlemi yarattı. Bunun gibi nebilerin ve […]

Daha fazla oku
Allah Neyi Nehyetmişse Onda Hikmet Vardır

Ey mürid, Cenab-ı Hakk’a senin taatin fayda, masiyetin zarar vermez. Sana taati emredip masiyeti nehyetmesi senin menfaatin içindir. Muhakkak emr ü nehyi Kibriya’nın Sana ait olur nef’i nihayet, Cenab-ı Hak efâlinde garazlardan münezzeh olduğu için amel edenlere ihtiyacı yoktur. Ona ne iyi kişinin ibadeti fayda, ne de kötü kimsenin masiyeti zarar verir. Kullarına ibadet etmeyi […]

Daha fazla oku
Allahu Teala, Kulunun İbadetinden Fayda Sağlamaz

Allah kulunun ibadetinden fayda sağlamaz, masiyetinden de zarara uğramaz. Hiç ihtiyacı olmadığı halde kullarına ibadet etmekle emredip mecburiyet zincirleriyle kulluğa sevk etmesi, onların tabiatlarındaki zayıflık ve tembellikten dolayı gönüllü olarak ibadet etmekte gevşek davranacaklarını bildiğindendir. Bu yüzden onları azaba uğratmakla korkutarak kulluk zorlama zincirleriyle sürüklemiştir. Cenab-ı Mevlâ sanki şefkatli bir babanın çocuklarına davrandığı gibi muamele […]

Daha fazla oku
Mevlana ve Şems’in ilk Konuşması

Ledün ilimlerine anadan doğma istidatlı olmakla beraber zahir ilimlerle de fevkalade şöhretli olan Hak lisanının tercümanı Şems Tebrizî Hazretleri, Mevlâna Celâleddin Rûmî Hazretlerini irşad etmek için Tebriz’den ta Konya’ya gelmiş, irşad etmeden önce Mevlana’nın medresesinden hücresine döndükleri sırada yol üzerinde bekliyordu. Hazreti Mevlâna mehtabın etrafında çevreleyen hâre gibi yanlarında toplanan talebelerle birlikte büyük bi debdebe […]

Daha fazla oku
Ataullah İskenderi, Hikemi Ataiyye Şerhinden Alıntılar

Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü’min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil, hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan […]

Daha fazla oku
Cenab-ı Hakk’ın Her Şeyden Evvel Zâhir Olması

Cenab-ı Hakk’ın her şeyden evvel âşikâr olması, ez-Zâhir isminin ezelî ebedî olarak gerçekleşmesinden dolayıdır. Çünkü Hakk’ın zuhuru, Hak için zâtîdir; sonradan kazanılmış bir şey değildir. Bir başka şeyden faydalanmadığı gibi illetli de değildir. Yaratılmış olan âlem ve içindekilerin ortaya çıkması ise Hakk’ın zuhur sıfatı ile tecellisinden meydana gelmiştir. Bu halde varlıkların yaratıcısı, her şeyin varlığından […]

Daha fazla oku
Kainata Mana-i Harfiyle Bakmak

Letâifü’l-Minen adlı eserde şöyle denilmiştir: “Cenab-ı Hak ekvam, onun cismanî elbisesini görmek için değil, onda ekvanın yaratıcısını müşahede etmek için nasibeyledi. Şu halde kulların Rabbinin senden dileği; kâinatı, kâinatı görmeyenin gözüyle görmektir. Kâinat Cenab-ı Hakk’ın onda zuhur tecellisi göstermesi yönüyle görülmelidir. Yoksa kâinatın yaratılmış olması (kevniyeti) cihetiyle görülmesinde ne fayda hâsıl olur?”‘ Ataullah İskenderi – […]

Daha fazla oku