Beş Duyu ve Gerçekte İdrak Ettikleri Şeyler

(İnsanın bilme yetisi hakkında) vardığımız görüşü, insanın bütün bildiklerini beş gücünden birisiyle algılaması destekler: Birincisi, duyu gücüdür ki, beş kısma ayrılır: Koklamak, tatmak, dokunmak, işitmek ve görmek. Göz, belirli bir yakınlık ve uzaklıktaki renkleri, değişmeleri ve şahısları algılar. Gözün bir mil uzaklıktan algıladığı şey, iki mil uzaktan algıladığından farklı olduğu gibi yirmi kulaç uzaktan algıladığı şey […]

Daha fazla oku
Vahdet-i Vücud Nedir ? ve Bununla Vücudiyye Mezhebi Arasında Ne Fark Vardır ?

Teessüf olunur ki, âlimlerimizin bir takımı mutasavvıfların kabul ettikleri vahdet i vücudu «vücûdiyye» mezheb-i batılı ile ayni şey addederek mutasavvıflara karşı ta’n ve teşnide bulu­nuyorlar.(1) Biz şer’î delillere müstenid olan vahdet-i vücu­dun hakikatini, delillerini, bir felsefi mezheb olan vücudiyye (Panthéisme) den farklarını ve aleyhinde irad edilen, itirazları «Vahdet-i Vücut ve Muhyiddîni Ârabî» adiyle yazdığı­mız eserde beyan […]

Daha fazla oku
Kabir hayatının hak ve gerçek olduğuna dair deliller

كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ Allah’ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz. (Bakara/28) Bu ayet-i kerime, kabir hayatının hak ve gerçek olduğuna delildir. Şöyle ki: Ayetin başında geçen “ أَمْوَات ” tabiri “ölüler” […]

Daha fazla oku
Rüyet Nedir ?

Rüyet, Cennette müminlerin Cenâbı Hakk’ın cemâlini seyretme lütfuna ermeleridir. Bir ömür boyu, onun yarattığı şu kâinattan yine onun ihsan ettiği beden ile istifade eden ve her biri ayrı bir ilâhî ihsan olan akıl, kalp ve hissiyatıyla nice hakikatlere muhatap olan insanoğlu, kendisini bu kadar lütuflara gark eden rabbini görmeyi elbette aşk derecesinde arzu ediyor. İnsan […]

Daha fazla oku
Kader İnsacının Hikmeti

Kaza ve kader inancı pek büyük bir hikmet taşır. Meselâ bir müslüman «Ne yapalım kader böyle imiş» der! Bu söz yanlış bir söz müdür? Hâşâ pek doğru, pek haklı bir sözdür. Yalnız müslümanlar değil; her millet bu inançtadır. Müslümanlar bu nakaratı tekrar ederler, fa­kat nerede biliyor musunuz? Bir emri vâki karşısında! Her hangi bir şey […]

Daha fazla oku
İnsan Sadece Bedenden İbaret Değildir…

Azizim, insan bu görülen ve algılanan heykelden ibaret değildir. Ruh denilen İlâhi sırdan ibarettir. Nefse hakim ol ve onun faziletlerini tamamlayıp ge­liştir. Çünkü sen bedeninle değil ruhunla insansın, İnsanın nefsinin şuuruna sahip olması ilk olarak ka­bul edilmesi gereken apaçık hakikatlardandır. Yani bütün mülâhazalardan, bütün düşüncelerden önce gelir. İnsanın (Burada insandan maksat ruhtur) kendi varlığını inkâr […]

Daha fazla oku
Lika ve Ru’yetin Hakikati

Evet, biz ruhun varlığını ve onun bir cevher olduğunu hususî ve takribi delillerle ispat etmiştik. Bu husustaki hususî delili şöyle açıklayabiliriz: Malumdur ki ruhun zâtı zâtından ayrılmaz. Allah’ın yarattığı bir varlık bu özelliğe sahip olduğuna göre, herşeyin kendi­siyle varlığa kavuştuğu Allah’ın zâtınınzâtından ayrılması düşünü­lebilir mi? Muhakkak ki zâtı hakikat cihetiyle her sabit mtttefiktir, birdir ve […]

Daha fazla oku
Ruhun Bedenden Ayrıldıktan Sonrası

Ruh bedenden ayrıldıktan son­ra: Eğer dünyada bir hak veya bir bâtıl kesbetmemiş ise kurtu­lanlardandır. O, ne azap görür, ne de nimetlere garkolur. Sâbîler ve deliler bu gruptandır. Eğer vehmi, fasit ve hakka zıt olan inançlara saplanmış, ay­rıca şeriate muhalif ameller işlemiş ise o, elem verici bir azabın içindedir. Eğer yakinî delillere istinad etmemekle birlikte hak […]

Daha fazla oku
Allah, Eşyayı Kaderi ve Kazasına Bağlamıştır…

Ebû Hanîfe,el  Fıkhu’l-ekber’de dedi ki: Allah, eşyayı kaderi ve kazasına bağlamıştır. Dünya ve ahirette her şey O’nun dilemesi, ilmi, kaza ve kaderi ile olur. Ebû Hanife, Ebû Yusuftan rivayette Yüce Allah’ın: “Biz herşeyi bir kader ile yarattık”1 kelâmı için şöyle demiştir: Alemde bulunan her şey bu kaderin içindedir. Ebû Hanife el-Fıkhu’l-ebsat’ta dedi ki: Cenab-ı Hak […]

Daha fazla oku
Kulların Fiillerinin Yaratılması

Ebû Hanîfe el-Vasiyye’de dedi ki: Kul, fiilleri, ikrarı ve bilgisi ile beraber yaratılmıştır. Fail yaratılmış olunca, fiilleri haydi haydi yaratılmıştır. Ebû Hanîfe el-Fıkhu’l-ekber’de dedi ki: Allah yarattıklarından hiçbirini küfür ve imana icbar etmedi; hiçbir kimseyi mümin veya kafir olarak da yaratmadı. Sadece onları şahıslar olarak yarattı. İman ve küfür kulların fiilidir. Allah, kulları küfür ve […]

Daha fazla oku