İnsanın Seçme ve İhtiyar Etmesi Hakkında

Bu husustaki sözün özü şöyle demektir: Kusursuz olan uzuvlar, asıl olan sıhhatleri ile, birşeyi hem yapmaya, hem yapmamaya; hem işlemeye hem de işlememeye elverişlidirler. Bu eşitlik mevcut olduğu sürece, uzvun o iki {yapma ve yapmama) yönlerinden birisi için değil de, diğeri için bir kaynak olması imkansız olur. Aksi halde mümkin olan bir şeyin, bir müreccih […]

Daha fazla oku
Görme ve İşitmede Hangisinin Daha Önemli Olduğu

Onlardan sana kulak verenler vardır. Fakat sağırlara, üstelik akıllan da çalışmazken sen mi duyuracaksın? Onlardan sana bakanlar vardır. Fakat görmeyen körlere sen nasıl doğru yolu göstereceksin? Şüphesiz ki Allah insanlara asla zulmetmez. Fakat insanlar kendi kendilerine zulmederler” (Yunus,42-44) …….. İbn Kuteybe, bu ayete dayanarak, duymanın, görmeden daha üstün olduğunu ileri sürerek şöyle demiştir: “Allah Teâlâ […]

Daha fazla oku
Ahirette Dünya Hayatını Bir Saat Gibi Görmenin Sebebi

..O gün, sanki onlar gündüzün bir saatinden başka kalmamışlar zannedecekler…(Yunus,45) ….. Alimler, bu az görmenin sebebi hususunda şu izahları yapmışlardır: 1) Ebu Müslim şöyle demiştir: “Onlar ömürlerini dünyayı taleb etme ve onun lezzetlerine düşkünlükle zayi edince, ömürlerinden kesinlikle istifâde edememiş olurlar. Binâenaleyh, o ömrün varlığı, âdeta yokluğu gibi olur. İşte bundan dolayı da onlar bunu […]

Daha fazla oku
Ahiret İle Dünya Yarınları Arasındaki Fark

Buna göre biz diyoruz ki, âhiretin yarını, şu dört bakımdan, dünyanın yarınından daha hayırlıdır: 1) İnsan, bazan dünyanın yarınına ulaşamaz, ama âhiretin yarınına ise ister istemez kavuşur. 2) Dünyanın yarınına kavuşacağını farzetsek bile, belki de onun, ya bu malı zayi etmesinden, veyahut da vücudunda o maldan istifâdesine mani olacak bir hastalığın bulunması sebebiyle, biriktirdiği o […]

Daha fazla oku
Dünya Hayatı Hakkında Bir Mesel

  “Dünya hayatının hâli,gökten İndirdiğimiz bir su gibidir ki onunla yeryüzünde, gerek insanların gerek hayvanların yiyeceği bitkiler bitip birbirine girer. Tam yeryüzü zinet ve ihtişamını takınıp süslendiği, sahipleri de oraya kesinlikle hâkim olduklarım sandıkları bir sırada gece veya gündüz ona emrimiz gelivermiştir ve sanki dün hiç yokmuş gibi, onu tâ kökünden koparılıp biçilmiş bir hâle […]

Daha fazla oku
Sıkıntıya Duçar Olan Mümine Düşen İş

İnsana sıkıntı dokunduğu zaman yanı üstü, yahut otururken veya ayakta iken bize duâ eder. Fakat biz onun sıkıntısını giderdik mi, sanki kendisine dokunan sıkıntıdan dolayı bizi hiç çağırmamış gibi çekip gider, işte haddi aşanların yapageldikleri ameller, kendilerine böyle süslenmiştir” (Yunus. 12).Bu ayetle ilgili birkaç mesele vardır: …. Bil ki, mü’min bir kimsenin başına bir sıkıntı […]

Daha fazla oku
Doğruluğun Lüzum ve Fazileti, Yalanın Çirkinliği

Ayet(Tevbe,119), doğruluğun (sıdk’ın) faziletine ve derecesinin yüceliğine delalet etmektedir. Durumun böyle olduğunu, şunlar da teyid etmektedir: a) Rivayet edildiğine göre birisi Hz. Peygamber (s.a.s)’e gelir ve: “Ben, sana iman etmek isteyen birisiyim. Fakat içki içmeyi, zina etmeyi, hırsızlık yapmayı ve yalan söylemeyi de severim. İnsanlar senin bütün bunları haram kıldığını söylüyorlar. Ben ise, bunların hepsini […]

Daha fazla oku
Yaratılıştaki Huylar Hakkında Değerlendirme

  Selâmın inceliklerinden birisi de şudur: Bu âlemin, şerlerin, afetlerin, belâların ve muhalefetlerin kaynağı ve ocağı olduğunda şüphe yoktur. Huyların inceliklerini araştıran âlimler, canlıların yaratılışlarında aslolanın hayır mı veya şer mi olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bu cümleden olarak onların bazıları şöyle demiştir: “Canlıların karakterlerinde aslolan “şer”dir. Bu, bütün insan fertleri arasında tahakkuk etmiş bir icma […]

Daha fazla oku
Zekatın Farz Kılınmasının Hikmetleri

Birinci makam hususunda deriz ki: Zekatın farz kılınmasının hikmetleri, bir kısmı zekatı verenle, bir kısmı da zekatı olanla ilgili olmak üzere pek çoktur. Zekâtın, Zekât Veren Yönünden Hikmetleri Birinci, yani zekatı verenlerle ilgili hikmetler şunlardır: 1) Mal, tabiî olarak sevilir. Bu sevginin sebebi şudur: Güç ve kudret, bir kemâl sıfatı olup, başka birşeyden dolayı değil, […]

Daha fazla oku
Hz. Peygambere Uymanın Farz Oluşu

Bil ki uymak, tâbi olmak, gerek sözleri ve gerekse fiilleri hususunda Hz. Peygamber’e tâbi olmayı içine alır. Sözleri hususunda uymaya gelince bu, mükellefin, Hz. Peygamber (s.a.s)’in gerek emir ve nehiy, gerekse terğîb ve terhib hususunda söylemiş olduğu buyruklara uymasıdır. Fiilleri hususunda O’na uymaya gelince, bu da ister yapma, isterse yapmama hususunda olsun, kendisine tâbi olunan […]

Daha fazla oku