Bize Ait Olmayan Meseleler…

İslam ülkelerinde, bize ait olmayan meselelerle uğraşmaya başlamamız, aslında kendi kurumlarımızı yetersiz ve eksik görmekle ortaya çıkmış bir mesele değildir. Durum doğrudan, bu meselenin sahiplerinin, aynı meseleyi bizim meselemiz haline getirebilmelerinin sonucudur. Şunu demek istiyoruz: diyelim bir “hürriyet”meselesi, aslında İslâm dünyasının dışında oluşmuş bir olaydı. Bu olay, bu niteliği içinde değerlendirilebilmiş olsaydı, yani konuya illâ […]

Daha fazla oku
‘Mirkât-üs Sünneti ve Tiryâku Maraz-ıl-Bid’a’ Risalesi

Onbirinci Lem’a lemalar 11. lema بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُفٌ رَحِيمٌ (Şu âyetin Birinci Makamı, Minhâc-üs Sünnet; İkinci Makamı, Mirkat-üs Sünnettir.) فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّهُ لاَ اِلهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ قُلْ اِنْ كُنْتُمْ ُتحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ […]

Daha fazla oku
Tasavvufun Dinde Bid’at Oluşu İddiası

Gelenek-Yenilik Tasavvuf sadece bir bilgi alanı, bir ilim değildir. Kelâm ve fıkıh gibi ilimlerden farklı olarak aynı zamanda bir yaşama tarzı, dini algılama şekli ve dünya görüşüdür. Bu özelliği itibariyle canlı bir organizmaya benzer: Oluşur, gelişir, güçlenir, her tarafa dal-budak salar, çeşitli süreçlerden geçer. Böyle olunca ilk zahid ve sûfîlerin, zühd ve tasavvuf adı altında […]

Daha fazla oku
İslâmî Yapılanmada Model Ve Metodoloji Olarak Sünnet

…Bu ilk İslâm nesli sahâbilerin ne Hz. Peygamber’in sağlığında ne de ondan sonraki günlerde, “Kur’ân-ı Kerîm’i biz anlarız, ondan anladığımız da İslâm’ın tâ kendisidir” diyerek Hz. Peygambere ve onun Sünnetine başvurmamak gibi bir tavırları asla görülmemiştir. Aksine bütün işlerinde ve karşılarına çıkan yeni olay ve durumları değerlendirmede Kitap ve Sünneti esas almışlardır. Meselâ ilk halife […]

Daha fazla oku
Selefilik Neyin Devamı

Yatağından ayrılan nehir suyu gibi, vahyin aydınlık yolundan uzaklaşan insan zihni de saf halini kaybeder. İdeolojiler mahşerine dönüşen zihnin, hakikati yanlışlardan ayıklayabilmesi, vahyi bozulmamış bir akılla okuması ile mümkündür. Peygamberler farklı renk, dil ve iklimlerin egemen olduğu zihinleri yanlışlardan ayıklayıp “hakikat” etrafında yek vucût olmaya çağırdılar. Her peygamber ümmetini Allah’a ve ahiret gününe iman etmeye […]

Daha fazla oku
Uymamız Gereken Dosdoğru Yol

Yüce Allah’ın: “Şüphesizki bu, Benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun”(En’am 153)   Bununla yüce Allah, Peygamberi Muhammed (sav) vasıtası ile açıklamış ve açmış olduğu geniş bir yol olarak teşri buyurduğu, sonu da cennete ula­şan yoluna tabi olmayı emretmektedir. Bu yoldan bir çok yollar ayrılmıştır. Kim o doğru yolu izlerse kurtulur, kim bu ayrılan yollara […]

Daha fazla oku