Bize Ait Olmayan Meseleler…
İslam ülkelerinde, bize ait olmayan meselelerle uğraşmaya başlamamız, aslında kendi kurumlarımızı yetersiz ve eksik görmekle ortaya çıkmış bir mesele değildir. Durum doğrudan, bu meselenin sahiplerinin, aynı meseleyi bizim meselemiz haline getirebilmelerinin sonucudur. Şunu demek istiyoruz: diyelim bir “hürriyet”meselesi, aslında İslâm dünyasının dışında oluşmuş bir olaydı. Bu olay, bu niteliği içinde değerlendirilebilmiş olsaydı, yani konuya illâ eğilmek gerekiyor idiyse bunun îslamdışı dünyaya ilişkin bir mesele olduğu bilinerek yaklaşılsaydı, Osmanlı devleti başına gelen gailelerin belki hiçbirine maruz kalmayacaktı. Fakat bu mesele (hürriyet meselesi) aynı zamanda Osmanlı devletinin de bir meselesi imiş gibi ortaya konulmuştur.
Durum, elbette, Müslümanların dışında olup bitenleri görmezlikten gelme tavsiyesini öngörmüyor. Müslümanların, kendi dışlarında olup bitenleri dikkatle hassasiyetle izlerken,bir yandan da onların kendi meselesi olmadığı hususunu gözden kaçırmayacak bir bilinç uyanıklığı içinde olmalarını gerektiriyor. Bize ait olan meseleyle bize ait olmayan meseleyi ayırmak için başvurulacak tek kıstas İslâm’dır. Bidatin ne demeye geldiği kavranırsa, Saadet Asrı’nda Müslüman olmayan topluluklara benzemek hususunda gösterilen hassasiyete, hatta asabiyete dikkat edilerek kendimize ait olan meseleyle kendimize ait olmayana daha berrak bir zihinle yaklaşma imkânı elde edilebilir, sanıyorum.
Rasim Özdenören,Müslümanca Yaşamak