Batı Tipi Milliyetçilik

Aydınlanma” dönemi ve sonrasında Batı’da doğan bütün ideolojilerin özelliği, dine karşı olumsuz tavırda olmaktır. Temeli materyalizm olan bu ideolojilerin en tesirlisi de, hemen hemen diğer bütün ideolojilerin de içine sızmış olan sözde milliyetçiliktir. Batı tipi milliyetçilik diyebileceğimiz bu ideoloji, ilkel toplumlarda görülen kavmiyetçiliğin, “modern” Avrupa’da “bilimsel” bir görünüm verilmiş halinden başka bir şey değildir. İslamiyet’in […]

Daha fazla oku
İttihat Ve Terakki’nin Fikri Temelleri

“Muasırlaşma” ihtiyacı askeri yenilgiler üzerine başladığı için ilk ‘“muasır” eğitim de askerî okullarda verilmiş ve böylece “aydınlanmacı hürriyetçilik” de ilk önce askerî okullarda zemin tutmuştur. Bu yüzden de İttihat ve Terakki, önce Askerî Tıbbiye talebeleri arasında gizli bir örgüt olarak kurulmuş, önce “cemiyet” diye nitelendirilmiş, daha sonra ise “fırka” (parti) haline dönüştürülmüştür. Bu cemiyetin fikri […]

Daha fazla oku
Bir ahlaki tavır ve dış politika

Artık biliyoruz, Batı uygarlığı (Avrupalı ve Amerikalı insanın hayat tarzı) yapısal olarak çifte standartlıdır. Bu demektir ki, kendi nefsi için istediğini komşusu için istemez, zararı kendisine dokunmayan bir hatanın düzeltilmesi cihetine de yönelmez. Batı hayat tarzı sadece adaletsiz değil, aynı zamanda ikiyüzlüdür. Hz. İsa’ya atfen bir yanağına tokat atılınca öteki yanağının çevrilmesi öğüdünde bulunan Hıristiyan, […]

Daha fazla oku
Tabiatı Koruma İdeolojisi

Yaşadığımız günlere varan sanayi devrimi insanın kas gücünü en az ölçüde kullanmaya yönelmişti. Makinaların hayatta belirleyici rol oynamalarıyla birlikte “ya­kıt” en önemli enerji kaynağı oldu. Yakıt elde etmek bir yandan tabiattan birşey koparırken, yakıtı kullanmak da tabiatın çehresini bozuyor, kirletiyordu. Yüzyıllar bo­yunca tabiata hakim olmak. Batılı insanın temel felsefesi, sürükleyici kuvveti oldu. İnsan kendine yalnız […]

Daha fazla oku
Teknolojik Medeniyet

Teknolojik medeniyet sokaklarımızı, iş yerlerimizi olduğu kadar evlerimizi de hırdavat deposu durumuna sokuyor. Bugün orta halli bir Türk ailesinin evinde bir – buzdolabı, çamaşır makinası, bütangazlı fırın, radyo, te­levizyon vardır. Bunlara bir de diğer elektrikli ev âletleri, süpürgeler, ızgaralar, tost makinaları, hatta sobalar veya kalorifer radyatörleri eklenecek olursa hayatımızın hır­davatla ne kadar sıkı bir ilişki […]

Daha fazla oku
Modern yaşama biçimi içinde ”Yoksulluk”

Modern yaşama biçimi yoksulluğu antik anlayıştan çok farklı bir platforma oturtmuştur. Bir yanda Bangladeş’in Orta Afrika’nın reel yoksulluğu var. İnsanlar fizikî anlamda aç ve çıplak. Öte yanda çok zengin ülkelerin tereyağı değil de margarin yiyen, teneke evlerde, hatta çöplüklerde barınan yoksulları. Bir yerde insanın yoksulluğunun otomobilinin markasıyla ölçüldüğü ülkeler, öte yanda bir kap bakla ezmesiyle […]

Daha fazla oku
Dil Gölgesidir Cemiyetin

Mustafa Kemal’in etrafında şahsiyeti henüz billurlaşmayan seyyal ve idare-i maslahatçı bir avuç okur yazar. Mustafa Kemal musikiyi değiştirmeye kalktı, yapamadı. Zevk meclislerinde gazel aranıyordu, şarkı aranıyordu. Altı yüz senenin ötesine atlamak, yani milli tarihte altı yüz senelik bir parantez, bir uçurum.  Dil-Tarih Kurumu şefin bu emrini sadakatle başarmaya çalıştı. Tarih gömülmez. Binalarıyla, sokaklarıyla, müzeleriyle, mezarlarıyla […]

Daha fazla oku
Dil Davası

Türkiye’nin en mühim kültür davası, hiç şüphesiz, dil davasıdır. O, bütün davaların başında gelir. Onu halletmedikçe, kültürle alakalı diğer meseleleri halletmeye imkân yoktur. Çünkü düşünce ve duygula­rı nesilden nesile, insandan insana nakletme vasıtası olan dil, her türlü kültür faaliyetinin temelini teşkil eder, İnsanoğlu, dil vasıtasıyla, dile dayanarak düşünür; dil vasıtasile bilgi edinir; millî ve içtimai […]

Daha fazla oku
Erasmus Değil, ‘Orgasmus’ Projesi!

Çağımızın cins düşünürlerinden Deleuze, postmodern durumun ‘insan coğrafyası’nı çok güzel resmeden bir tanımlamada bulunmuştu: Artık bütün sınırlar ortadan kalktı: Herkes ‘nomad’laştı / göçebeleşti. ONTOLOJİK EVSİZLİK’TEN KÜRESEL YERSİZ’LİĞE Postmodern zamanların en belirgin antropolojisi, bildik antropoloji paradigmasını yerle bir etmeye yetti: İnsan, küreselleşmeyle, dolayısıyla sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte, yersizleşti: Yeryüzü, insanlık coğrafyası artık! Sınırların ortadan kalkması, insanın […]

Daha fazla oku
Stratejik Zihniyet ve Kültürel Kimlik

Bir toplumun stratejik zihniyeti; içinde kültürel, psikolojik, dinî ve sosyal değer dünyasını da barındıran tarihî birikim ile bu birikimin oluştuğu ve yansıdığı coğrafî hayat alanının ortak ürünü olan bir bilincin, o toplumun dünya üzerindeki yerine bakış tarzını belirlemesinin ürünüdür. Bu açıdan bakıldığında, zihniyet ile strateji arasındaki ilişki, coğrafî verilere dayalı mekan algılaması ile tarih bilincine […]

Daha fazla oku