Mahku’t-Tekavvul fî Meseleti’t-Tevessül

Tevessül Mes’elesinde Söylenen Asılsız Sözlerin İptâli] Muhammed Zahid el-Kevserî (r.h) MÜTERCİM:Hüseyin Avni Hoca Bütün hamdler Allah’a mahsûstur. Allah’ın salâtları ve selâmı da Efendimiz Allah’ın Resûlü Muhammed’in, âlinin ve arkadaşlarının tamamı üzerine olsun. Bundan sonra… Şübhesiz biz görmekteyiz ki, Haşeviyye(1) tâifesi zaman zaman Ümmet’in tamamını, kabirleri ziyâretleri ve hayırlı kimselerle Allah’a tevessül etmeleri sebebiyle küfürle suçlamaya […]

Daha fazla oku
Allah’a İmanın Kapsamı

Birinci Nev: Birinci kısma, yani Allah’a iman meselesine gelince, bil ki bu husus, şu beş hususu kapsar: Cenâb-ı Hakk’ın zatını, sıfatlarını, fiillerini, hükümlerini ve isimlerini tanıyıp bilmek… Hak Teâlâ’nın zâtını bilmek, kişinin Allah’ın varlığını, kıdemini ve bekasını bilmesi demektir. Allah’ın sıfatlarını bilme ise, iki çeşittir: 1) Kendisini tenzih etmek, gerekli olan hususları bilmek. Bu da, […]

Daha fazla oku
Allah’ın Kıyamette Mahlukları Hesaba Çekmesinin Mahiyeti

Alimler, bu hesaba çekilmenin nasıl olacağı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bu cümleden olarak bazıları, “Allah Teâlâ bizzat kendisi, tek bir defada mahlûkatı hesaba çeker ve O’nu, bir söz, diğer sözleri duymaktan alıkoymaz..” derlerken, bazıları da “Hayır, aksine Cenâb-ı Hak, meleklere emreder, bunun üzerine de her bir melek, O’nun kullarından her birini hesaba çeker.. Çünkü, Allah’ın bizzat […]

Daha fazla oku
Tevhid Meselesi

– 1. Bölüm – “O’ndan başka hiçbir ilah yoktur.” [Tahavî Akâid Metni – Madde 4] Bilindiği gibi selefî akide metinlerinde buradaki paragrafın açılımında İbn Teymiyye’nin bilhassa vurguladığı bir tevhid-i ulûhiyet ve tevhid-i rububiyet meselesi vardır. Bu meseleye bir miktar değinmemiz gerekiyor. İbn Ebi’l-İzz şerhinde, İbn Teymiyye’nin taksimine uygun olarak tevhid-i ulûhiyet ve tevhid-i rububiyet meseleleri […]

Daha fazla oku
Peygambere Mahsus Sıfatlar

Halîmî, “Minhâc” isimli kitabında şunu söylemiştir: “Peygamberlerin gerek cismânî, gerekse ruhanî kuvvetlerde, mutlaka diğer insanlardan farklı olmaları gerekir. Cismânî kuvvetler, ya müdrike (idrâk eden, kavrayan), yahut da muharrike (hareket ettirici) olur. Müdrike kuvvetler ya zahirî, ya da bâtınî olan nişlerdir. Zahirî hisler beştir: a) Görme Kuvveti: Yemin olsun ki Hz. Peygamber (s.a.s)’de bu sıfatın en […]

Daha fazla oku
Allah’ın Mekândan Münezzeh Olduğuna Dair Nakli Deliller

Bu husustaki naklî delillere gelince, bunlar da pek çoktur: 1) Allah Teâlâ, “De ki: “O Allah’tır, bir tektir” {İhlas, 1) buyurmuş ve kendisini tek oluş ile tavsif etmiştir. “Ehad”, Allah’ın bir tek oluşunu en ileri derecede ifade eden bir kelimedir. Kendisi ile arş dolan ve arş’tan fazla olan bir varlık, arş’ın parçalarının üstünde, gerçekten birçok […]

Daha fazla oku
Allah’ın Mekândan Münezzeh Oluşunun Aklî Delilleri

Akli açıklamalara gelince; bunlar pek çoktur: 1) Şayet Allah arş üzerine karar kılmış olsaydı, o zaman Cenâb-ı Hak, arş’ın hemen yanı başındaki taraf itibariyle sonlu (mahdut) olmuş oturdu. Aksi halde, arş’ın, O’nun zatına dahil olmuş olması gerekirdi ki, bu imkânsızdır.Akıl, sonlu olan her şeyin bulunduğu o durumdan, zerre miktarı daha fazla veya daha az olmasının […]

Daha fazla oku
Allah kendisinden büyük bir (taş) varlık yaratabilir mi?

Bu soruya maddeler hâlinde cevap vermeyi daha uygun görüyoruz: 1. Soruda kasıt vardır: Bu sorunun hedefi inançları sarsmak, saf zihinleri bulandırmak, masum ve körpe dimağlara zehir akıtmaktır. Bir akrep kıskacı olan bu demogojik soru ile insanlar zehirlenmek istenmektedir. Şöyle ki: Eğer bu soruya “Evet” diye cevap verilse o zaman “Demek ki sizin Rabbiniz, yarattığı şeyden […]

Daha fazla oku
Risale-i Nur’da Hüsn ve Kubh

Beşerin iradesi ve sair sıfatları mevcudatın hüsn kubh, büyüklük küçüklük gibi ahvalinden müteessir olduğu gibi sıfât-ı İlahiye müteessir olamaz. Sıfât-ı İlahiyeye göre hepsi mütesavidir.(İşarat-ül İ’caz[Y] – 148) ———- Evet Cenab-ı Hak, âlem-i kevn ü fesad denilen şu âlemde hüsün, kubh, nef’, zarar gibi zıdları, çok hikmetlere binaen karışık bir tarzda yaratmıştır. Hem de izhar-ı izzet […]

Daha fazla oku
Allah Yolunda Öldürülenler Diridirler

“Allah yolunda öldürülmüş olanlar için “Ölü”ler demeyin, bilâkis onlar diridirler, fakat siz farkına varmazsınız “(Bakara, 154). Bu Ayetin Mâkabliyle Münasebeti Ve Nüzul Kıssası Bil ki bu ayet, Al-i İmran süresindeki, “Aksine onlar diridirler, Hableri yanında rızıklandırılıyorlar” (Al-i imran, 169) ayetinin bir benzeridir. Bu ayetin, bir önceki ayetle olan irtibatının izahı şöyledir: Sanki şöyle denilmektedir: Dinimi […]

Daha fazla oku