Mahremiyetin Dönüşümünün Dini Hayata Etkisi

Mustafa Derviş DERELİ1 “Mahremiyet bir görüş biçimi ve insan ilişkilerinde bir beklentidir. İnsan deneyiminin yerelleştirilmesidir; öyle ki, yaşamın dolaysız şartlarına yakın olan, en yüce olandır.” (R. Sennett, Kamusal İnsanın Çöküşü) Giriş Mahremiyet, insan olmaktan ve insani nitelikleri koruma çabasından kaynaklanan varoluşsal bir olgudur. İnsanın kendisine vakit ayırmak, kendi kendini dinlemek, kendisiyle halleşmek, gerektiğinde yüzleşmek istediği […]

Daha fazla oku
Sanayi Devrimi Sonrası Toplumsal Süreçlerin Şekillenmesinde Sosyal Bilimlerin Etkisi

  T.S.Ashton, Sanayi Devrimi kavramsallaştırmasının 18. yüzyılın ikinci yarısındaki devrimci hareketlerin ortaya koy­duğu bir kavramsallaştırma olduğunu söylemektedir. Ona göre bu kavramın ortaya çıkışı, İngiliz ekonomistleri veya endüstricileriyle ilgili değildir. Bu kavram Fransız İhtilalci hatipler tarafından ortaya atılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Bu yönüyle ön yargılar bütününden oluşan bir slogan haline dö­nüşmüş ve perdeleyici bir kavram olarak işlev […]

Daha fazla oku
Umutsuzluk ve Umutsuzlukla İlişkili Kavramlar

Umut Umut, “ummaktan doğan duygu,”,“bir şeyin gerçekleşmesi ihti­malinin verdiği ferahlatıcı duygu, ümit”, “mümkün olan fakat kesin olmayan bir şeyi istemek ve beklemek” anlamına gelmektedir.1 Umut kelimesi İngilizce, “expectation” ve “prospect” ve “hope”, kelimeleriyle ifade edilmektedir. Fakat kelimenin çalışmamız bağla­mında kavramlaşmış ifadesi “hope” şeklindedir.2 Umut, Arapçada “recâ”, “emel”, “terakkub” ve Farsça ise “ümmid” kelimeleriyle ifade edilmektedir. […]

Daha fazla oku
Kemal Sayar – Hatıraların Evi-Günümüzde Aile Notlarım

  Bir evin, bir yurdun varsa dünyayı kazan kaldırabilirsin. Düş kurmanın, hayallere dalıp gitmenin, bir kitabın koynunda uyuyakalmanın imkânlarını bize vaat etmeyen bir ev boştur. Ev geri çekilmenin, inzivanın, ses ve imgelerden ricat ederek ruha dikkat kesilmenin de yeridir. Dünyaya kapıları kapattığınız anda ruhun kapılarını açma ihtimali her an eşiktedir. Oysa sessizlik mekânı genişletir ve […]

Daha fazla oku
İlksel Teklif Sorumluluğun ve Özgürlüğün İmkânı

ÖZKAN GÖZEL 1. Her ne olduysa özneler olarak kendimizi yeryüzüne konul­muş bulduk. Hakikatte, yeryüzüne konulmuşluk, varolmanın yükünü üstelik ihtiyarımız haricinde omuzlarımızda buluvermek anlamına geliyor. Bu yük, sırf mihnet olarak çekeceği­miz bir şey mi, yoksa nihayetinde taşımaktan memnuniyet duyacağımız bir şey mi? Esef mi etmeliyiz buna, yoksa şükran mı duymalıyız? Cevapta acele etmeyelim. Bilelim ki bu […]

Daha fazla oku
Teklifin Hakikati – İslam Düşünce Geleneğinden Hareketle Bir Değerlendirme

ÖMER TÜRKER Birincisi, Fârâbî, Ebû Süleyman es-Sicistânî, İbn Sînâ ve  İbn Rüşd gibi Meşşâî filozoflarca temsil edilen teklif teorisidir. Bu teori, filozofların varlık tasavvuru çerçevesinde anlam kazanır ve bilhassa Fârâbî tarafından geliştirilen nübüvvet teorisi doğrultusunda ayrıntısı şekillenir. Filozoflar, Tanrı-âlem ilişkisini hiyerarşik bir düzende nedensellik ilkesine göre açıklar. Varlığı zorunlu olan nihaî sebep olarak Tanrı, mevcutlar […]

Daha fazla oku
Ne ile Mükellefim? Mükellefiyet Bireysel mi Toplumsal mı?

TAHSİN GÖRGÜN 1. Nesefi akaidine “ehl-i hakk şöyle dedi” şeklinde başlamak­tadır. Burada iki kavram önemlidir, birisi hakk diğeri ehli haki­kati söyleyebilmenin ön şartı, o hakikate inanan bir toplumun mensubu olmaktır; bu mensubiyet insana hakikatle irtibatım enfüsî bir tecrübe olmaktan çıkararak, iştirak üzerinden ger­çekleşen yakîni temin eder. Toplum, bir vahdet cihetine istinad ettiği için, vahdet ciheti […]

Daha fazla oku
Transhümanizm, Posthümanizm ve İnsan Bilincinin Yeni Kapsamı

  Transhumanism, Posthumanism and the New Scope of Human Consciousness Muhammet ÖZDEMİR*,Nevin BAŞARAN** ÖZ Bu çalışmada transhümanizm ve posthümanizm kavramlarının Türk okuru ve araştırmacısı tarafından bütün yönleriyle tanınması ve iki kavramın insan bilincinin yeni kapsamı bakımından analizi amaçlanmaktadır. Çalışma, transhümanizmi kendi literatürüne dayanarak, posthümanizmi de kendi literatürüne dayanarak karşılaştırmalı biçimde inceleyen dünyadaki ilk çalışmalardan biridir. […]

Daha fazla oku
Sosyal Bilimler ve Felsefe Perspektifinden İnsanı Anlamak

BİR MODEL OLARAK GABRIEL MARCEL FELSEFESİ 1.Dünya Savaşı, onu izleyen soğuk savaş ve bilim ile tekno­loji alanındaki yoğun gelişmelerin ardından, içinde bulunduğumuz yüzyılda yoğunluğu giderek artan fiziksel ve tinsel dejenerasyonun ulaşmış olduğu boyut, insanın dünya içerisindeki yeri ve anlamının yeniden sorgulanması ihtiyacını doğurmuştur. Kendi anlam ve değerini belirlemeye çalışan tek varlık insandır. İnsan, bilinci itibarıyla […]

Daha fazla oku
Gabriel Marcele Göre Modern İnsanın Temel Problemleri:Soyutlama Ruhu ve Ontolojik Anlam Kaybı

Rönesans, yeni bir yaşam duygusunun ve dünya görüşünün oluşmaya başladığı bir dönemdir. Yeni bir yaşam duygusu üzerinde yeni bir insan, din, doğa, devlet ve hukuk düşüncesi gelişmeye baş­lamıştır. Doğa dünyasını, Ortaçağdan tümüyle farklı bir biçimde ele alıp değerlendiren Rönesansın en büyük başarısı, yeni doğa bilimi­nin tüm görkemiyle kendisini göstermeye başlamasıdır. Bu suretle XVI. yüzyılın sonlarına […]

Daha fazla oku