Hikaye ve Romanlarının Babası Böyle Biri İşte !…

Ona bu sıfatı çağdaşları veriyor. Aslında bizim cemiyetle hikâ­ye ve romanın yeri yoktur. Hele romanın çıkışı, daha çok batının etkisi ile olmuştur. Tanzimatla başlayan yabancılaşma hareketi, romanda da kendini göstermiş, kendi öz aile hayatımıza ters dü­şen, doğrudan doğruya “adapte” bir roman türü ortaya çıkmıştır. Kahramanımızın esas veçhesi roman ve hikâyede ortaya çıkıyorsa da biz daha […]

Daha fazla oku
Asıl İnkılab

Eski teşhibimiz: Bir asrı aşan bir zamandan beri, türlü sun’î gübreler ve kimyevî yemlerle bir Noel ağacını beslemeye çalışıyoruz. Batılılık dedikleri ağaç… Yemişleri, Noel ağaçlarının dallarındaki takma ve iliştirme eşyadan ibaret… Bu meyveler ağacın Türk milleti olması gereken kökünden doğma ve beslenme değildir. Dal dal taşıdığı takma ve iliştirme eşya altında bu ağaç tıpkı Noel ağaçlarının bir sarhoşluk gecesi […]

Daha fazla oku
Başyücelik Emirleri-Kıyafet ve Şapka

• Prensip, şahsiyetimizin, bütün maddî tezahür çerçevelerinde, baştanbaşa istiklâl kazanmasıdır. Bu istiklâl ifadesini, ruhumuzdan başlıyarak, en hurda madde unsuruna kadar nakşetmekle mükellefiz. • Dâvanın, müşahhas unsurlar kadrosunda, (1) numaralı maddesi, kılığımız ve serpuşumuzdur. • Tarihî “haşr-ü neşr”leri bakımından aynı kıyafet ölçüleri içinde pişmiş olmalarına rağmen Avrupalı milletlerden her birinin öbürüne nazaran keskin farkları varken, sbizim gibi apayrı ve zıd […]

Daha fazla oku
Ahlak Davamız ve Ahlak Kaynağımız

Siz iyi ve temiz bir Türk müsünüz?… Eğer bir elinizle bugünkü ahlâk faciamızın müşahhas tecelli plânındaki tüyler ürpertici manzaralarını pençelemiyor; öbür elinizle de muhtaç olduğumuz ahlâkın mücerred inşası bakımından varılması mümkün yegâne teşhise işaret etmiyorsanız, biricik vatanî ve millî borcunuzu yerine getirmiyorsunuz demektir. Bugün omuzlarındaki içtimaî şartlar altında gözü uyku ve vücudu et tutabilen insan, iyi ve temiz […]

Daha fazla oku
Gerçek Bir Orientation’a İhtiyacımız Var

İngilizler’in çok enteresan bir yazarı varmış 17. yy. da, Dr. Samuel Johnson diye. Bu adamın enteresan sözleri var; biri de şudur: “Bir bifteğin,(yani bildiğimiz etin,) yenilir mi yenilmez mi olduğunu anlamak için bütün bir öküzü yemek gerekmez!”demiş. (Denenmişleri tekrar tekrar denemek) Öyle ya, birazcık biftek yerseniz, o bifteğin sert olup olmadığı belli olur. Bütün bir […]

Daha fazla oku
Sömürü Düzenin İstikbali Ne Olacaktır ?

Cuma kimdir? Asıl adının hiç önemi yoktur. Önemli olan, Batılının ona hangi şablonu uygun gördüğüdür. İşin garibi, burada bizim takındığımız durumdur. İngiliz Daniel Defoe onu tanımlayabilecek bir isim bulmuş, Friday demiştir. Bizimkilerse çeviriyi yaparken emperyal bir tutum sergilemiş, kendisine Friday’in Türkçesi olan Cuma’yı münasip buyurmuştur. Dolayısıyla bu durum, emperyal yolda bizim de Tanzimat’la birlikte Avrupalı […]

Daha fazla oku
Tevfik Fikret Ve Batı

“Foucault’ya göre genellikle, ‘Aydınlanma olarak adlandırılan ‘Klasik Çağ’ın ayırt edici özelliği, entelektüel özgürleşmeye olan inançtan ziyade, insan davranışını disipline etme kararlılığıdır.” Anlaşılıyor ki bu ‘disipline etme’de disiplinatör olarak Antik Dünya figürleri ve düşüncesi seçilmiştir. Tanzimat’la başlayan bizim edebiyatımızda bile, bizim aydın figürlerimizin Batı’nın izlediği bu yolu aynen izlemeye çalıştıkları görülmektedir. “Tanzimattan sonra eski medeniyet sisteminin […]

Daha fazla oku
Tanzimat Dönemi Çelişkileri

Tanzimat, öncesi, dönemi ve sonrasıyla çelişkilerle dolu bir dönemdir. II. Mah­mut’un gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki yenilikler, toplumda infiallere neden ol­muş, toplum hem padişahı hem de yenilikleri hoş karşılamamıştır. Padişaha ‘Gavur Padişah’ demesi, padişahın diniyle ilgili bir durum değildir: Getirdiklerinin topluma uymadığını göstermek içindir. İkinci Mahmut’un bu kadar ra­hat hareket edebilmesi, karşısında herhangi bir gücün olmaması nedeniyledir. […]

Daha fazla oku
İslam’ı kime söyleteceğiz?

Bu sorunun doğru cevabını bir türlü veremiyoruz. 150 yılı çoktan aşmış bir dönemden bu yana… Sorunun doğru cevabını bulamıyoruz, çünkü sorunun kendi yanlış… Bu soru yanlış, çünkü soruyu ortaya koyan kafa yapısı karışık… Karışık, çünkü karışık bir zeminde muhakeme yürütüyor… Tanzimat’tan önce böyle bir soruya mahal var mıydı? Tanzimat’tan önce hangi Müslüman düşünürün aklına böyle […]

Daha fazla oku
Batılılar Neden Bizim Batılılaşmamızı Şart Koştu ?

Bizim Batılı olmayacağımızı en başta Batı bilir.Tam anlamıyla Batılı olmayı gerçekleştirirsek bile batının buna razı gelemeyeceğini de bilmeliyiz. Batı kendi uygarlığını,kendisinden çok bir başka ülkenin temsil etmesini hiç ister mi? Kendi uygarlığını hele bizim sahip çıkmamızı, el koymamamızı ister mi? Olsa olsa batı ancak bizim bu uygarlığa dâhil olarak, kendi etrafında halkalanmamıza, kendi güneşinin yörüngesinde […]

Daha fazla oku