Modern Bilincin Anlamlandırma Süreci Olarak Cumhuriyet Dönemi

Modern Bilincin Temeli Olarak Seçkinci ve Tasarımcı Yaklaşım Aydınlanmanın keşfettiği önemli noktalardan biri, bireyin ve toplumun kiliseden bağımsız olarak şekillendirilebileceği düşüncesidir. Örneğin Rousseau, Voltaire, Diderot, Helveti- us, Condorcet gibi düşünürler eğitim ile iyi yurttaşlar yetiştirilebileceğine inanıyorlardı. Aydınlanmada etkin olan bu tasarımcı düşüncede insana ait fenomenlerin uzmanlaşmış kişilerin bilinçli tasarımı ile özenilecek bir yapıya kavuşturu­labileceği, yapay […]

Daha fazla oku
Türk Hukukunun Laikleşme Sürecinde Lozan’ın Oynadığı Rol(ü)

  M. AKiF AYDIN PROF.DR., M.Ü. HUKUK FAKÜLTESi, iSTANBUL Genel hatları itibariyle İslam hukukunun altı asırlık bir uygulamasından ibaret olan Osmanlı hukuku, Tanzimat dönemine kadar bünyesinde esasa ilişkin önemli bir değişiklik geçirmemiştir. Bu hukukta köklü değişiklikler Tanzimat dönemiyle başlar. Bu değişikliklerde, sınai, ticari, sosyal ve kültürel ha yattaki gelişmelerin ve değişikliklerin rolü olduğu kadar, Batı […]

Daha fazla oku
Köklerle İlişki Kur/a/mayan Tanzimat ve Düşünürleri

Kaos/kargaşa ortamlarında fikir beyan etmek kolay olmayan bir teşebbüstür. Kaos ortamının verdiği panikle düşünce geliştirenlerin fikirleri; ya olgunlaşmamış fikirlerdir ya da yerini bulamayan salvolardır. Hele ki hâkim güç karşısında afallayanlar, savrulan biri gibi tutunacak tutamaklar ararlar kendilerine, işte böylesi bir ortamda Tanzimat düşüncesi, hareketi, kurgusu ve psikolojisi dağınıklık içeren Türk düşünürünü ve döneme ait bir […]

Daha fazla oku
Türk Modernleşmesi:Düşmanına Aşık Olmak Modernleşmenin Oluşturduğu Kimlik Bunalımı

İbrahim Zeyd Gerçik ÖZ Bu çalışmanın amacı Türk modernleşmesini, tarihsel gelişim evrelerini dikkate alarak çözümlemek ve modernleşmenin doğurduğu kimlik probleminin vurgulamasıdır. Türk modernleşmesi Osmanlı ve Cumhuriyet modernleşmesi olarak hem birbirini tamamlayan hem de birbirinden ayrışan iki evreye ayrılır. Osmanlı modernleşmesinin öncüleri, “kutsal devlet anlayışı”ndan beslenen bürokratlardır. Ahlaki ve kültürel değerlerden çok pragmatik/faydacı bir bakış açısıyla […]

Daha fazla oku
Kadersel Değişimin Mantığı

XIX. asırda Batı’nın islâm dünyasına doğrudan ve dolaylı olarak iki tür gelişi vardı, birincisi, askerî sefer ve işgal ile doğrudan, fiziksel geliş, ikincisi bunun uzun vadeli sonuçlarına karşı koymaya çalışan yerli hükümetlerin Batılılaşma olarak da tabir edilen reform hareketi sayesinde dolaylı, kültürel geliş. Örneğin Mısır, Batı’nın gelişini birinci yoldan, Osmanlı halkı ise ikinci yoldan hissetti. […]

Daha fazla oku
Üst Aklın Değişmeyen Oyunu: Böl, Parçala, Yut…

Üst Akıl, Tanzimat süreciyle sadece Osmanlı İmparatorluğunun geleneksel rejimini değiştirmekle kalmamış, Batı tarzı yaşamın yay­gınlaştırılmasını ve ulusalcılık akımlarının güçlendirilmesini de sağlamıştı. Özellikle Islahat Fermanının ilanından sonra Avrupalı oryantalistlerin Osmanlı düşünce hayatına soktukları en tehlikeli kavram, hiç şüphesiz etnik ayrışmaya dayalı ulusalcılık’ fikirleri ol­muştu. Zira aynı dini paylaşan milletlerin (Millet-i Hâkime) halifeye gönülden bağlılığı ve emirleri […]

Daha fazla oku
Cemil Meriç ile Söyleşi

cogito, Sayı: 32, 2002 “Bir aydının namusunu muhafaza etmesi son derece güçtür” Safa Mürsel: Bugün ihtiyacıma ve cehaletime binaen sizin huzurunuza, milliyetçilik meselesini, kısa da olsa şerhetmeniz talebiyle getirdim, Milliyetçilik mevzuuna Bediüzzaman Hazretleri yer yer eserlerinde temas ediyor. Türkiye’ye Bediüzzaman bu meselelerin alevlendiği, kompleks bir hüviyete karıştığı bir ortamda gelmiş. Sonra birçok alternatifler, aralarında nüans […]

Daha fazla oku
Rasim Özdenören’in ‘İki Dünya’ Adlı Eserinden Alıntılar

İslam, ulaşılmaz bir hedef gibi telakki ediliyorsa, bilinmeli ki, bunun sebebi, insanların kendilerine yeteri kadar zaman (sabır) tanımamış olmasından ileri geliyor. Sosyal/siyasal şartlara tekabül etmek üzere ileri sürülen mantık kurgusu paradoksal bir açmaz olarak ileri sürülse bile, İslam’ın, yaşanılan gerçeğin içinden fışkıracağı unutulmamalıdır. Fakat yazık ki, çoğu kez, hepimiz aynı unutuş içine düşüyoruz. Ülkenin “kurgusal […]

Daha fazla oku
Statükocu Zihniyetin Dayandığı Politika

Statükocu zihniyetin dayandığı politika (policy) daima dışarıya yeni tavizler verecek bir süreç içinde gelişir. Bir ıslahat fermanı mı çıkardın, bu demektir ki, bir süre sonra senden meşrutî bir yönetim istenecektir. Meşrutiyeti mi ilân ettin, öyleyse arkasından Cumhuriyeti bekleyebilirsin, ilh… Bütün bu siyasal değişimde halkın hiçbir dahli yoktur. Yani bu değişiklikler toplumsal tabandan yoksun-dur. Bu sadece […]

Daha fazla oku
Türkiye’ye Laikliğin İthali

Tanzimat sonrası Türk siyasi düzeninde bütün hukuki kurumlar tepeden inme getirilmiştir. Laiklik kurumunun getirilmesi de, öteki kurumlar da aynı yolu izlemiştir. Laiklik kavramının, İslâmın toplum ve siyaset yapısında yer alması esasen söz konusu değildi. Bu kurum, Batı toplumu gibi dinin ayrı bir sulta (kilise), siyasal gücün ayrı bir sulta (devlet) halinde birbirinden ayrı, hatta birbirine […]

Daha fazla oku