Hadislerin Doğru Anlaşılmasında ve Yorumlanmasında Takip Edilecek Yöntem

“Usulsüzlük, vusülsüzlüktür. Durum Tespiti Hadis-i şerifler, kâideten Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme ait İslâm yorumunun Arapça bilgi ve belgeleridir. Bu durum onun Allah elçisi olmasından kay­naklanmaktadır. Bu sebeple de İlâhî denetim altında or­taya konulmuş açıklamalardan oluşmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber, tüm peygamberler gibi İlâhî irâdenin temsil­cisidir. Ne var ki Efendimizin temsilciliği evrenseldir ve kıyâmete kadar […]

Daha fazla oku
‘Mirkât-üs Sünneti ve Tiryâku Maraz-ıl-Bid’a’ Risalesi

Onbirinci Lem’a lemalar 11. lema بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُفٌ رَحِيمٌ (Şu âyetin Birinci Makamı, Minhâc-üs Sünnet; İkinci Makamı, Mirkat-üs Sünnettir.) فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّهُ لاَ اِلهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ قُلْ اِنْ كُنْتُمْ ُتحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ […]

Daha fazla oku
Kitap ve Sünnet’e Bağlılığın Gereği

    Mükemmel ve son din olarak gönderilmiş bulunan İslâmın iki kaynağı, Kitap ve Hz. Peygamber’in yaşayışı ve yorumları demek olan Sünnettir. Bu iki asl’a ya doğrudan veya dolayı­sıyla dayanmayan, bunlardan kaynaklanmayan hiçbir görüş ve uygulama “İslâmî bir nitelik ve kimlik” taşımaz. Bu sebep­le alimler, sürekli olarak bütün güçleriyle ve İlmî metodlarla bu iki temel […]

Daha fazla oku
İbn Kayyım’ın (Sünnet Hakkında) Nefis Sözü

İmâm İbn-i Kayyım’ın Hz. Peygamberin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisiyle gönderilen nebevi yol ve Muhacimimi aydınlık ile ilgili parlak, nefis bir sözü vardır, O şöyle diyor;Hz. Peygamber vefat ettiğinde, onlara her şeyi hatta kazâ-yı hâcet adabını dahi öğretmiştir. Yine onlara cima, uyuma kalkma, oturma, yeme, içme, binme, inme, yolculuk, ikamet, susma, konuşma, uzlet, insanlara karışma, zenginlik, […]

Daha fazla oku
Tebbet Suresini Okurken..

Ebu Leheb, Muhammed-i Arabi’yi ‘Resulullah’ olarak tanımamış; atalar dinini, ‘İnsanlar ne der?’i, ‘Koskoca amca küçük yeğenine mi tâbi olacak?’ kuruntusunu aşamamıştı; nefsimiz de, çağı, toplumu, göreneği sünnet-i seniyyenın karşısına çıkarıp. bizi Resul’ün izinde olmadığımız bir hayata sürüklemeye çalışıyor. Bu bakımdan, Leheb sûresini her okuyuşumuzda, her Ebu Leheb’in ”elleri kurusun; kurudu da” deyişimizde şöyle bir ürpermemiz gerekiyor. […]

Daha fazla oku