Wael B. Hallaq – Modernitenin Reformu -Alıntılar-

(Abdurrahman Taha’nın Felsefesinde Ahlak ve Yeni İnsan) Öz-yasama da özerklik için zorunlu ya da yeterli bir şart değildir, çünkü vatandaşları kendilerinin hiç arzulamadığı yasaları benimsemeye mecbur bırakan özel şartlar, mümkün durumlar ve dış baskılar olabilir, ki bu sıklıkla söz konusudur. Bunlar vatandaşların bu yasama eylemleriyle özerkliklerini artırdıklarını hissetmeyebildikleri durumlardır. Bilakis böylesi yasalar vatandaşların uzun uğraşlar […]

Daha fazla oku
Türk Modernleşmesi:Düşmanına Aşık Olmak Modernleşmenin Oluşturduğu Kimlik Bunalımı

İbrahim Zeyd Gerçik ÖZ Bu çalışmanın amacı Türk modernleşmesini, tarihsel gelişim evrelerini dikkate alarak çözümlemek ve modernleşmenin doğurduğu kimlik probleminin vurgulamasıdır. Türk modernleşmesi Osmanlı ve Cumhuriyet modernleşmesi olarak hem birbirini tamamlayan hem de birbirinden ayrışan iki evreye ayrılır. Osmanlı modernleşmesinin öncüleri, “kutsal devlet anlayışı”ndan beslenen bürokratlardır. Ahlaki ve kültürel değerlerden çok pragmatik/faydacı bir bakış açısıyla […]

Daha fazla oku
Bilgi, İktidar ve Modern Kültürel İktidarın Temel Dinamikleri

Ertan özensel* özet: Tarihsel süreçte bilgi-iktidar ilişkisi sürekli var olmakla birlikte, modem zamanlarda bu ilişki sürecinin çok daha karmaşık bir hal alırken aynı zamanda bilgi, merkezi bir konuma gelmiştir. Doğa bilimlerinin ardından sosyal bilimlerinde devreye girmesiyle iktidarlar, kendilerini meşrulaştırırlar- ken sahip oldukları denetimi de güçlendirme imkanına kavuşmuş oluyorlardı, özellikle ulus dev­let, demokrasi, kapitalizm gibi argümanlarıyla […]

Daha fazla oku
Uygarlık ve Barbar Mizaç

Stjepan Mestrovic Giriş Bir düşünce olarak uygarlığın toplumsal manası nedir? Bu düşüncenin toplumsal kökenleri, yapısı ve neticeleri nelerdir? Eski Yunan (ki kendi uygarlıkları ile barbarlar arasındaki ayrımı kutuplaştırmışlardır), Şarlman’a kadar Roma imparatorları, feodalizm, Oliver Cromwell öncesi, sırası ve sonrası birçok din savaşı, Napolyon, Mussolini ve Hitler’den bugün bir Avrupa Birliği kurmaya yönelik hareketleri de içine […]

Daha fazla oku
Modernitenin Kurumsal Geist Teorisyeni Olarak Hegel

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki Hegel ile Kant ve özel­likle Nietzsche ve hatta Marx, diğer pek çok düşünür gibi, eserle­rine atıflarla özetlenebilecek düşünür ve bilim insanları değildir. Onların lafızlarını kullanarak, anlaşılır bir cümle ortaya çıkart­mak mümkün değildir. Bu dört düşünürün kasıtlarından anlaşı­lanlar, anlaşılabilir lafızlar haline getirildiği takdirde, kendi için­de bütünlüğü ve tutarlılığı olan bir […]

Daha fazla oku
Modern Kogitonun Klasik Yapısı

  Cizvit papazı olan ve çetin bir kilise eğitimine tabi tutulmuş olan Descartes eğitiminin kendisini; “…içinden çıkılmaz şüphe ve yanlışlıklar içine düş”ürdüğünü belirtmekte ve bu eğitimin “bilgi­sizliğini ona gittikçe daha iyi gösterdiğini (Descartes, 1984:10) yazmaktadır. İlahiyat, felsefe, ahlak gibi konulara ilişkin bilgilerin “…kumla çamur üzerine kurulmuş pek azametli, pek görkem­li saraylara ben”zemekle (a.y. : 12) […]

Daha fazla oku
Takdir Edilmiş Kategorilerin Değerlendirilmesi

… 4.3.7.  İnsan varlığı, tüm diğer canlı varlıklardan farklı olarak, dış dünyayı, zihnindeki işletim sistemi dolayımıyla algılamaktadır. Zihinsel işletim sisteminin aparatları kategoriler ve değer yargı­larıdır. Nietzsche’nin de değişik vesilerle söylediği gibi, herhan­gi bir varlık hakkında, kişilerde teşekkül eden kanaatler; onla­ra daha önce benimsetilen kategorilerin ve bu kategorileri nasıl değerlendireceklerine dair onlara benimsetilmiş olan değer yar­gılarının […]

Daha fazla oku
Ayna-Vitrin Olarak Beden

Bazen şeylerin değerini büyütür, bazen yadsır ayna. Aynanın yüzeyinde değerli görünen her şey yansımaya dayanamaz. Italo Calvino1 Beden politikasında herkes bir diğerinin kaderidir. Bu noktada beden, Foucault’un birçok kere söylediği gibi gözetlenen olsa da; daha da fazla gözetilendir. Çünkü beden-gözû kendisin­den çok başkasına dönüktür. Bu monitorizasyon amaçsız bir fantezi değildir; aksine başkaları üzerinde/n yansıyan ayna, bi­reyin […]

Daha fazla oku
Kapitalizm ve Boş Zaman

– Ömer Aytaç Kapitalizm bir üretim sistemi olarak çalışma kadar boş zamanı da organize etti. Çalışmayı katı bir kodlanmışlık içine hapsettiği gibi boş zamanı da terminolojik anlamından  sıyırarak,  kârlı  bir  alan  olarak  düzenleme  çabası  içinde  oldu.  Bu bağlamda, boş zamanlar, birey inisiyatifinden uzaklaşarak, kurumsal aygıtlar ve araçsal hegemoninin etkisine girdi. Boş zaman, artık bireysel dinginlik, […]

Daha fazla oku
Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Özgürleşmesi

Zygmunt Bauman, Hıristiyanlığın “Baba, Oğul, Ruh’ul Kudüs’ten” müteşekkil teslisinin, Aydınlanma ile “Akıl, Bireysellik ve Özgürlüğe” evrildiğini, Modernite ile “Bilim, Ulus ve Devlet/Vatan”ın oturduğu kutsal teslis tahtına, Postmodern dönemde “Vücud, Haz ve Karışılmazlığın (özgürlük)” oturduğunu söyler. Sonuncuları olan Postmodernite, tıpkı kendinden öncekilerin daha öncekilerle dalga geçtiği gibi Modernitenin kutsallarına (kahramanlık, fedakârlık, şehitlik ve benzeri ütopyacı kutsallarına) […]

Daha fazla oku