İslam’da kurban kesme vakıasını, tarihî menşeinden itibaren günümüze kadarki seyrinde herhalde üç merhaleye ayırmak mümkündür: 1-Hz. İbrahim’in kendi oğlunu Allah’a kurban etme teşebbüsü. 2-Bu teşebbüsün yine bizzat Allah tarafından durdurularak Hz. İsmail’in yerine bir koçun gönderilmesi. Bu ikinci merhalede dikkat edilirse kurban eden aynı kalmış, fakat kurban edilen değişmiştir ki, bu da intikal devresidir. […]
Kişi, Allah’a sunduğu kurbanlar ile O’na ikramda bulunmuş olmaz. Fakat Allah’a layık-ı vech ile inanmak, O’na verilen değerin bir göstergesi olarak yeterlidir. —————– Gündüz yaptığın işleri [bir film şeridi gibi] gözünün önünden geçirmeden uykuya dalma. Böylece hatalı davranışlarını, yapmaman gerekirken yaptığın şeyleri ve yapman gerektiği hâlde yapmadıklarını tespit edersin, Bir kötülük yaptığında bu, seni korkutsun. […]
Tekbir getirince kurbanlık koç gibi alemden çıktılar. Ey ulu tekbirin manası şudur: Yarabbi huzurunda kurbanız. Koyun keserken “ Allahu ekber-Allah uludur” dersin ya o geberesi nefsi keserken de bu söz söylenir. Allahu ekber de,de o şom nefsin başını kes, kes de can, mahvolmaktan kurtulsun. Ten İsmail’e benzer can Halil’e can bu semiz bedeni yaptırdı da […]
0 Yorumlar