Sanat özünde bir yansıtma (mimesis) eylemi olarak dikkat çeker. Meselenin öyle ya da böyle ana damarı yansıtmanın ne şekilde yapıldığında saklıdır. Yansıtma biçimleri kaçınılmaz olarak medeniyetlerin sahip oldukları gerçeklik veya hakikat anlayışına göre oluşur. Sanatkârın eserine kendinden kattığı birtakım ilaveler, esere kişilik anlamında nitelik kazandırabilir fakat onun kimliğini değiştirmez. Konuyu en baştan ele alabilmemize kolaylık […]
Giriş Dünyada neredeyse sonsuz sayıda anlatının olduğunu dile getiren Barthes, dünyanın hiçbir yerinde anlatısı olmayan bir halka rastlanmadığını, bütün sınıfların, bütün insan topluluklarının sahip oldukları anlatıların sonsuz sayıdaki biçimleriyle farklı kültürlerce de tadıldığını, hatta bunların iyi ya da kötü olmasının da umursanmadığım, anlatının tıpkı yaşam gibi hep var olduğunu söyleyerek şu soruyu sorar: “Anlatının böyle […]
Orhan Okay bir yazısında anlamanın esasında merhamet edebilmek olduğunu söyler. Bunun herhalde ilk çağrışımı şu: Karşımızdakini anlamak. Eğer anlaşılmı- yorsak, diğerinin bize karşı sorumluluğunu yerine getirmediğine hükmedebiliriz. Eğer diğeri anlaşılmıyorsa ona karşı bizim sorumluluğumuzu yerine getirmediğimiz söylenebilir. Bu durumda herkesin öncelik vereceği şeyin kendi sorumluluğu olduğu açıktır. Öyle ise anlamak durumundayız. Karşımızdakini anlamak, anlamaya çalışmak. […]
0 Yorumlar