Mevlana’ya Göre İnsan

 İNSAN Tasavvufî düşüncede ve bilhassa vahdet-i vücûd anlayışında insan, varlık hiyerarşisinde kendinden önceki tüm yaratılış basamaklarım zatında toplayan, nihai hedef konumundaki bir varlıktır. Özel anlamda bunu temsil eden ise insan-ı kâmil yani üstün insandır. Âlemlerin hulasası olan insan-ı kâmil, Hakk’ın isim ve sıfatlarının tecellîgâhı olmuş, böylece başlangıçtaki ilahı irade tahakkuk etmiştir.113 1. insanın Yaratılışı Mevlânâ’ya […]

Daha fazla oku
Üç insan tipolojisi

  Çok genç yaşta üç karakterde insan tipolojisi nazarlarıma takılmaya başladı. Sonraki yıllarda farklı karakterler de dikkatimi çekti ama bahsedeceğim bu üç insan tipolojinin evrensel tipolojiler olduğuna bulunduğum uluslararası ortamlarda da şahitlik ettim. Buradaki evrensellik değer atfetme manasında değil, tüm farklı ırklarda da mevcut olduğuna vurgu yapmak içindir. Birincisi. Eleştirmeyi mizaç hâline getirmiş ve insanda […]

Daha fazla oku
Sen Cisminle Değil, Ruhunla İnsansın”

Kınalızade Ali Efendi Malum olsun ki varlıklardan her şeyin kendisine ait bir özelliği vardır ki, ondan başka bir eşya o özellikte ona ortak olamaz. “Hassa-i mahsusa” denilen bu özellikten başka hususlarda ortak olmak mümkün olabilir, mesela kılıcın her eşyadan farklı kendine ait özelliği, büyük cisimleri kesme işinde kesme olayını kabullenmesidir. Atın bir özelliği binicisine itaatkar […]

Daha fazla oku
İnsan Eşref-i Mahlûkattır

“Andolsun ki biz, âdemoğullarının üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışızdır. Onlara karada ve denizde taşıyacak (vasıtalar) verdik. Onlara güzel güzel rızıklar nasib ettik. Onları, yarattığımız şeylerin birçoğundan cidden üstün kıldık” (İsra. 70). Bil ki bu ayetin maksadı, Allah’ın insana verdiği o yüce ve kıymetli nimetlerinden bir diğer çeşidini dile getirmektir. Bunlar, sayesinde insanların başka […]

Daha fazla oku
Soru da İnsandır, Yanıt da

  Soru da İnsandır, Yanıt da Nasıl ki bir gülün var olabilmesi için bütün bir Evren’in varolması elzem ise, bir insanın varolabilrnesi için de Evren’in yanında bütün bir hayatın varolması gerekir. Çünkü şey tabiata doğarken insan hayata doğar. Bu nedenle insan, tabiata bağlı beşeriyeti yanında, metafizik bir varlıktır. Metafizik bir varlık olduğu için de, her şeyiyle bir sorudur. İnsan denilen […]

Daha fazla oku
İnsan’ın Sorumluluğu

Her nesil,sırtında bütün bir geçmişin yükünü de taşımıştır. Bunun bilincinde ve sorumluluğunda olaydı,bu yük , ona tarihin bir şeref nişanı gibi takılmış arması olacaktı. Ama her zaman böyle olmamıştır. Bunalımlar, karışıklıklar, desiseler, entrikalar, bu yükü dayanılmaz bir ağırlık haline getirmiştir onun sırtında.Tarihin,mutlak çizgi üzerinde yürümesine karşı çıkmak isteyenler, bu yükü, insanın sırtına, âdeta bir zillet damgası olarak […]

Daha fazla oku
İnsan: Hükümdar, Yırtıcı Hayvan,Hınzır

Bilin ki,“Birinci Bölüm”de anlattığım üç nefis için en iyi örnek şudur! Değişik üç canlı bir yerde toplanmış»bunlardan biri hükümdar, biri yırtıcı hayvan, diğeri de do­muzdur. Bunların hangisi gücüyle ötekileri yenerse, onun sözü geçer. Bu örneği göz önüne alan kimse bilmelidir ki; nefis bir cevherdir, cisim değildir. Onda cismin güçleri ve arazları yoktur. Nitekim bu kitabın […]

Daha fazla oku
Sen İstisnai Varlıksın

* İstisnai olan her şeyi sıradanlaştırıyoruz, sıradanlaştırdığımız oranda hayretimizi de kaybediyoruz, yaşamın tadını da kaybediyoruz. * Yüce Yaradan hiçbir insanın göz irisinin desenini başkasınınkiyle aynı yaratmamış. * Hiç kimsenin parmak izi diğerlerininki gibi değil. * Bu türden örnekleri saymakla bitiremeyiz. * Yüce Yaradan her insana Kendi Rûh’undan üflemiş. (Kur’an-ı Kerim, Hicr suresi, 15/29) * Sözün […]

Daha fazla oku
Sufiler Dünya İşlerinden Uzak mı Durur ?

Sûfiler, “dünyayı kınarken dünyanın amaç haline geti­rilmesini eleştirmişlerdir. Yoksa dünyanın araç olarak kulla­nılması zaten kaçınılmazdır. Kuranda da bir yanda semavat (göklerde) ve arzda ( yeryüzünde) olanların “Allah’ın ayetle­ri” (varlığının tanıkları) olduğu vurgulanırken öbür yandan dünya hayatının (el-hayatu’d-dünya) “oyun ve eğlence” ol­duğu vurgulanır. Eğer dünya yalnızca bir araç olarak kulla­nılırsa, insan için Allah’ın ayeti olur. Ama […]

Daha fazla oku
Eşref-i Mahlukat olan İnsan

İnsanın “eşref-i mahlûkat” olduğu hususundaki söylem, müslümanca kavrayışta ona, Batı kültüründe olduğu gibi yeryüzü tanrısı olduğu vehmini vermemiş, tersine ona kul olma bilincini getirmiştir. Müslüman, kendisini “eşref-i mahlûkat” olarak görünce, bu görüş, ona Allah indinde kendisini kul olarak kavrayabilmesinin yolunu açmıştır. Çünkü insan, eğer “eşref-i mahlûkat” (yaratılmışların en şereflisi) ise, bu durum ona tabiata ve […]

Daha fazla oku