Adem İnce – Eğitilmiş İnsanın İmali. -Alıntılar-

  Bourdieu’ye göre kurumsallaşmış olan her eğitim sistemi, “yapısının ve işleyişinin özgül karakteristiklerini, bir kültürel keyfiyeti yeniden üretme işlevinin yerine getirilmesi için gerekli kurumsal koşulları kuruma özgü araçlarla üretmek ve yeniden üretmek zorunda olmasına borçludur.”196 Eğitim, bu yeniden üretim süreci dâhilinde “ideolojik endoktrinasyon” (ideolojik aşılama/ beyin yıkama) politikalarında etkili bir toplumsal kurum olarak işlev görür. […]

Daha fazla oku
O başka, bu başka!’ felsefesi

‘O başka, bu başka!’ felsefesi ya da günümüz din dilinin eleştirisi Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!”… Durumun imlediği üzere, kişinin bir uzayda inanıp başka bir uzayda yaşaması ne demektir? Başka bir deyişle, inanç küresi ile eylem […]

Daha fazla oku
İhsan Fazlıoğlu Okumaları

AFORİZMALAR Önsöz Yerine, Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun “bilgi kendine kayıtsız kalan kişileri ve toplumları affetmez” nasihatini dikkate alarak, bilgiye ve bilginlerimize kayıtsız kalmama adına fazlioglu.blogspot.com adresinde samimi bir çalışma başlatılmıştır. Bu platform üzerinden Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu’nun vermiş olduğu konferanslar, seminerler, dersler, katıldığı radyo ve TV programları, gazete ve dergilerdeki röportajları ve yazıları ile hocamız […]

Daha fazla oku
Nereye:Saadete mi,Selamete mi?

Hocazâde’nin Tehâfut el-felâsife ile Hâşiye ala şerh el Mevâkıf adlı eserlerinin dibacelerinde belirlediğine göre, insanoğlunun en önemli kaygısı yer sorunudur; bu nedenle de insan, yerini bilmek ister. T(h)eo-logos, Kosmo(s)-logos ve Eschato(s)-logos anlayışlarını mecz eden bu bakış-açısına göre, insan üç yer idrâkine sahiptir: Nere-den(min-eyne), nere-de(fî-eyne) ve nere-ye(ilâ-eyne) biçiminde üç yer sorusuna yanıt olarak verilebilecek, mebde(geliş), meâd(dönüş) […]

Daha fazla oku
Sahih Bir Gelecek İçin Sahih Bir Geçmiş Tasavvuru Şart mıdır ?

Unlü Osınanlı düşünürü Müııeccimbaşı Ahmed Dede (ö. 1702}, mensup olduğu İslâm-Osmanlı felsefe-bilim geleneğini takip ederek insanın doğduğunda insan-olma durumundan kaynaklanan yetileri dışında hiçbir bilgiye sahip olmadığını; başka bir deyişle, insanın ilk fıtrat anında boş olduğunu söyler. Devamında da duyular aracılığıyla dış-diinyayh kurutan ilişkiler sonucunda harekece geçen yetilerin duyu-verilerini muhtelif yöntemlerle işlemeleriyle ortaya tümel bilginin çıktığını […]

Daha fazla oku
Akıl Kayıp, Vicdan Metruk, Gönül Mahzun

Konya… Oğuzlar’ın ilk hakikî sükûnete kavuştuğu şehir. Bursa’ya varan menzil, İstanbul’a akan ırmak. Davud-i Kayserî’nin su içtiği pınar, Molla Fenarî’nin feyz aldığı kaynak, Şeyh Galip’in mirî malı, Dede Efendi’nin nağmelerini devşirdiği hayali. Uluğ Keykubad’ın karargâhı; akıl ve adaletin nizam-ı âleme dönüştüğü, bilgi ve eylemin buluştuğu ilk yer [—idi]. Oğuzlar ‘bağdaş kurup’ Konya’yı kurdular; çünkü “şehir […]

Daha fazla oku
Milleti Millet Kılan Hüznüdür

İnsanoğlunun kullandığı hemen hemen her nesne, örnek olarak bir araba, tarihî bir geçmişe sahiptir. Bir arabayı oluşruran tekerlek, cam ve diğer unsurlar hem maddî hem de kavramsal olarak insanlık tarihinin bütünlüğüne işaret ederler. Öyle ki, arabayı mümkün kılan her bir unsurun tarihi tespit edilip dışarıda bırakılsa ne maddî ne de kavramsal olarak araba varlığa gelebilir; […]

Daha fazla oku
Ayık Olan Dik Durur…

Ayık Olan Dik Durur, Dik Duran Yürür, Yürüyen Yol Alır Yazan: İhsan Fazlıoğlu Her bir insan ister farkında olsun ister olmasın içinde yaşadığı medeniyetin varlık – bilgi – değer çanağı içinde soluklanır. Medeniyetlerin kendilerine hâs hayat görüşü ile dünya resimleri arasındaki etkileşimlerinin bir hâsılası olan dünya tasavvurları, bu soluklanmanın hem derinliklerini hem de sınırlarını belirler. […]

Daha fazla oku
Selçuklular Döneminde Anadolu’da Felsefe ve Bilim

Aristoteles’e göre “episteme”nin yani nazarî bilginin (ilm) üretimi için “boş vakit” ve “merak” vazgeçilmez asgarî iki şarttır. Boş vakit ile merak, kısaca dendikte, maddî ve manevî ihtiyaçların azamî düzeyde karşılandığı bir ortamda ortaya çıkar. Böyle bir ortamın adı şehirdir. Şehir maddî ve manevî emniyetin bulunduğu mekandır. Şehir, içerisinde yaşayan insanlar arasında ortak bir vicdanın, ortak […]

Daha fazla oku
Soru da İnsandır, Yanıt da

  Soru da İnsandır, Yanıt da Nasıl ki bir gülün var olabilmesi için bütün bir Evren’in varolması elzem ise, bir insanın varolabilrnesi için de Evren’in yanında bütün bir hayatın varolması gerekir. Çünkü şey tabiata doğarken insan hayata doğar. Bu nedenle insan, tabiata bağlı beşeriyeti yanında, metafizik bir varlıktır. Metafizik bir varlık olduğu için de, her şeyiyle bir sorudur. İnsan denilen […]

Daha fazla oku