Terimsiz ve Yöntemsiz Düşünme

  İster hoşlanılsın ister hoşlanılmasın, bilgi, herkese açık, ancak belirli bir eğitim sürecini başarmış insanların elde edebileceği bir şeydir. İnsanlar içerisinde doğdukları toplumun eşyayla temas kurma tarzını eğitim/terbiye yoluyla, eşyanın bilgisini ise talim/öğretim yoluyla kazanır; davranışta ehlîleşme yanında bilgide de bir ehlîleşme süreci yaşarlar. Elbette herkes günlük tecrübe içerisinde bakkal hesabı yapacak kadar aritmetik bilir; […]

Daha fazla oku
Eleştiri ne demektir?

Genellikle reddiye, karşı çıkma, hatta hakaret etme olarak anlaşılan eleştiri, esasen, düşüncenin üç özelliğinden birisidir. Kavramsal ve nedensel bir örgü olan düşünce, başka bir kişi tarafından yeniden el-de-n geçirilmeye uygunsa eleştirel özellik gösteriyor demektir. Bu anlamda el-e-ş-tiri, bir düşünce manzumesini, kavramlarına ayrıştırmak, aklın temel ilkeleri, mantık kuralları ve takip edilen yöntem açısından nedensel bağlantılarına geri […]

Daha fazla oku
Söz ola sıhhati müspet istikameti muhkem

CEHÂLET kelimesinin kökü olan, ‘c-v-l’, dönmek, dolaşmak, amaçsızca ve nereye gittiğini bilmeksizin daireler çizerek endişeyle gezinmek; ilim kelimesinin kökü olan ‘i-l-m’ ise, nişan, yol işareti, alâmet gibi anlamlara sahiptir. Her iki kelimenin anlamı, köklerini çöl ile bedevî arasındaki günlük ilişkilerde bulur. Bu nedenle, ilim esas itibariyle, çölde yol almak, dolayısıyla hayatta kalmak için takip edilmesi […]

Daha fazla oku
Alet Derin Evreni Resmeden Metafizik Yoldaştır

İnsan niçin cetvel, pergel gibi aletleri icat etmiştir? Aklettiğimiz ‘doğru çizgilik’ kavramını tahayyül edip, onu aklî mükemmelliğine yakın bir şekilde, dış-dünyadaki maddî bir zemin üzerinde çizmek için cetvele ihtiyacımız var; benzer biçimde ‘dairelik’ kavramını aklî mükemmelliğine yakın çizebilmek için de pergele. Öte yandan maddî dünyadaki şeyleri ve olayları aklî olarak tasvir ve temsil etmek için […]

Daha fazla oku
Akıl,İlim ve İbadet

Kanunî Sultan Süleyman döneminin büyük müderris-filozofu Taşköprülü-zade muhalled eseri Miftahu’s-saade ve misbahu’s-siyade adlı çalışmasında bilginin hem dünyevî hem de uhrevî mutluluk’un anahtarı ve hakimiyet’in/efendilik’in ışıkı olduğunu belirttir ve ekler: “İlim aklın ibadetidir”. Seleflerimiz bu cümleyi kendilerine ilke edinerek ‘bilgi’yle meşgul oldular; çalıştılar; temsil ettikleri hakikatin omuzlarına yüklediği yükü taşıdılar; bu hakikatin hem saadet cihetini hem […]

Daha fazla oku
Kendilik Üzerine Düşünceler

Büyük halk “filozofumuz” Temel ile arkadaşı Dursun, günlerden bir gün, birlikte köylerinin civarında bulunan ormanda gezintiye çıkarlar. Güzel bir ilkbahar günü, güneş ışığının bile zor girdiği ormanın derinliklerine doğru yol alırlar; doğanın tüm ihtişamıyla tezâhür ettiği ormanın içinde bir süre dolaştıktan sonra yorulur ve dinlenmek için yere uzanırlar. Bir süre sonra Dursun, birden yerinden doğrularak, […]

Daha fazla oku
Nizam-i Âlem “İnsan” demektir

Hiç bir işaret, simge olarak bizatihi kendisini göstermez; belirli bir duruma, eyleme işaret eder. Her bir kavram da delalet ettiği nesneyi ortaya çıkarırken diğer tüm nesneleri örter. Tüm bunların nedeni ise işaret ve kavramlarla iş gören insanın nutkiyetidir [düşünen/konuşan bir canlı olmasıdır]. Bu gerekçeyle öncelikle kadim kültürümüzde kullanılan ve hala kullanılmaya devam eden ‘nizam-i âlem’ […]

Daha fazla oku
Siyasetin Nihai Amacı da İnsandır…

Nasıl ki Evren’deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak… İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işlevi ve ilişkileridir. Bu özellikleriyle hem bir birey hem de bir toplum olarak insan bir süreç, bir örüntüdür. Hem hakikatin hem de siyasetin bir süreç ve […]

Daha fazla oku
İnsan olmak işte tüm mesele!

Anlayış Dergisi’nde şimdiye değin kaleme aldığımız pek çok yazıda, kullandığımız kavramların, bakışımızı, görüşümüzü mümkün kılan mikroskop ve teleskop gibi âletler olduğunu belirtmiş; düşünmenin, teknik anlamıyla felsefenin bir kavram matematiği olduğunu vurgulamıştık. Vurgulaşmıştık çünkü kavramsal düşünmenin, başka bir deyişle, nedenselliğe dayalı biçimsel düşünmenin, kısaca mantıklı düşünmenin olmadığı, malumatın sıhhatinin bulunmadığı, söze içkin istikametin belirlenmediği söylemlerde bilginin […]

Daha fazla oku
Modernite’nin İndirgemeci İnsan Tasavvuru

… Tarih boyunca insana saadetini sağlamak iddiasında bulunan her yanıtın en çok zorlandığı, idealler/fikirler ile gerçekliğin en çok çatıştığı alan, hiç şüphesiz kişinin inancını/görüşünü korumadır. Çünkü ister beşerî, ister dinî her inanç ve görüş varoluşunu, büyük oranda, bir başkasının varlığını ortadan kaldırmakta görmüştür. Yanıtın –ilkece- hem kendi benimseyenlerinin, hem de katılmayanlarının inanç ve görüşlerini koruması, […]

Daha fazla oku