Aydınlanma Sonrasında Ne Başlar?

Yuh Hui Haziran 2018 tarihinde Henry Kissinger, The Atlantic adlı dergide “How the Enlightenment Ends” [Aydınlanmanın Sona Erme Biçimi] başlıklı bir makale yayınladı. İlk bakışta, Aydınlanma yahut “Akıl Çağı”na yapay zekânın son verdiğini söylüyor gibiydi makale. Analiz ve muhakeme kapasitesine sahip makineler, insanın idrak kapasitesini solluyordu. Aydınlanma düşüncesine dayanan teknoloji, temel ilkesi olan felsefeyi azlediyordu. Aydınlanmanın […]

Daha fazla oku
Sivil Kültür,Neoliberal Kültür

Sivil kültürden bahsetmek her şeyden evvel aydınlanma­nın, dolayısıyla ulus devletin kurucu rol üstlenmiş, buna karşılık kaypak özellikli birkaç kavramından biri olan “kültür” kavramını, sonra da Müslüman cihetinden bu kavramla hesaplaşmayı gündeme getirir. Ödünç alınmış bir kavram olarak “sivil kültürü” ancak bundan sonra söz konusu edebiliriz. Ne var ki, sivil kültür de bu defa bizi “vatandaş” […]

Daha fazla oku
Neoliberal Kültür

Modernist toplum tasarımı demokratik, politik kuram­ların sürdürülebilmesi için toplumların kültürel farklılık­larının ihmal edilmesini gerekli görmüş olmasına karşı­lık, küresel ya da neoliberal kültür bu farklıklara şiddetle vurgu yapmaktadır. Günümüzün evrilmekte olan toplumunun yeniden düzenlenmesinde ve bireyci tüketim toplumumun ihtiyaç duyduğu hedeflere ulaşmasında, söz konusu kültür aydınlanmacı geleneğin aksine bugün yeni yolların denenmesine kapı açmakta ve meşruiyet […]

Daha fazla oku
Çoğulculuk

  Çoğulculuk, Batı düşünce tarihinde ilk defa Aydınlan­mayla beraber dile getirilen bir kavram olmuştur. Kilise­nin monist yorum ve evrensel temsil anlayışına karşılık, Aydınlanma tahayyülünün farklı yorumlara olduğu ka­dar farklı siyasal temsillere ve hayat pratiklerine imkân veren bir çoğulculuğa kapı açması şüphe yok ki, kolay olmamıştır. Tek yorum, tek hakikat ve tek hayat anlayı­şından farklı ve […]

Daha fazla oku
Kültürün Siyasi Bağlamı

Bu durum, bize çoğulculuk tartışmalarının siyasi bağlamı hakkında önemli ipuçları veriyor. Çoğulculuğun sınırları sadece “uzaktaki öteki”ler üzerinden çizilmiyor. Ulus-devletin yaptı­ğı birey, vatandaş, kültür, kimlik tanımları en az diğer unsurlar kadar belirleyici bir niteliğe sahip. Bu tanımların hiçbiri tarihin boşluğunda ve siyasetin uzağında ortaya çıkmıyor. Çağdaş çoğul­culuk söylemleri, ulus-devletin kendini koruma altına alma gü­düsünün bir sonucu […]

Daha fazla oku