Bir tanıma göre medeniyet, insanın tabiat üzerinde hakimiyet kurma ameliyesidir. Toynbee medeniyeti çevre şartlarının insanları değil, “insanların çevrelerini kendi arzularına göre düzenleme süreci” olarak tanımlar. Böylece insan-tabiat ilişkisinde tabiatın “mekanik kuralları” değil, giderek insan iradesi temel belirleyici faktör haline gelir. Barınma, korunma ve çoğalma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak isteyen insan, bunun için birtakım araçlar geliştirir. […]
Aydınlanma” dönemi ve sonrasında Batı’da doğan bütün ideolojilerin özelliği, dine karşı olumsuz tavırda olmaktır. Temeli materyalizm olan bu ideolojilerin en tesirlisi de, hemen hemen diğer bütün ideolojilerin de içine sızmış olan sözde milliyetçiliktir. Batı tipi milliyetçilik diyebileceğimiz bu ideoloji, ilkel toplumlarda görülen kavmiyetçiliğin, “modern” Avrupa’da “bilimsel” bir görünüm verilmiş halinden başka bir şey değildir. İslamiyet’in […]
“Foucault’ya göre genellikle, ‘Aydınlanma olarak adlandırılan ‘Klasik Çağ’ın ayırt edici özelliği, entelektüel özgürleşmeye olan inançtan ziyade, insan davranışını disipline etme kararlılığıdır.” Anlaşılıyor ki bu ‘disipline etme’de disiplinatör olarak Antik Dünya figürleri ve düşüncesi seçilmiştir. Tanzimat’la başlayan bizim edebiyatımızda bile, bizim aydın figürlerimizin Batı’nın izlediği bu yolu aynen izlemeye çalıştıkları görülmektedir. “Tanzimattan sonra eski medeniyet sisteminin […]
0 Yorumlar