Yunus Emre – ‘Çıktım Erik Dalına’Şiirinin Açıklaması

Çıkdım erik dalına, anda yedim üzümü Bostan ıssı kakıdı, der ne yersin kozumu. Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattım Nedir, deyip sorana bandım verdim özünü İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş Becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim Çifti dahi çekmedi, şöyle kaldı kazını Bir sinek, bir kartalı salladı vurdu […]

Daha fazla oku
Ahmet Kabaklı – Kültür Emperyalizm Adlı Kitabından Kısa Notlar

”Devlet şirket ve fert olarak yapılan sömürgeci giri­şimleri, nüfusça kendilerinin yüz katı insanları ve ken­di ülkelerinden bin kat büyük topraklan keyiflerince sömürme imkânı sağlamıştı. Öte yandan Rusya ve Çin, aynı sömürgeciliği, daha ilkel usûllerle bitişiklerinde bulunan topraklara yaymışlardır. Rusların, Polonya, Çekoslavakya, Macaristan gibi peyklerinde millî ve de­mokratik olan her kıpırdanışı kanla bastırmaları, ora­larda sömürmekte olduğu […]

Daha fazla oku
İsmet Paşa,Said Nursi ve İmam Gazali

Yukarıda yazdığım iki isimden Said Nursî, mer­hum İsmet Paşa’nın eski fobisi ve gözdağı idi. “İmam Gazali” ise tahminimce yeni işittiği ve “İmam” sıfatını görerek o pek düşman olduğu “Köy imamlarından” bi­ri sandığı, büyük İslâm bilgini dâhisi ve filozofudur. 23 Ocak’ta Paşa, milliyetçilerle birlikte bu iki kişiye hü­cum etmiştir. Sayın İnönü’de nedense bir eziklik kompleksi bı­rakmış […]

Daha fazla oku
Çocuk Elindeki Balta

Akifin “Safahatında yazdığı gibi: Bazı sosyoloji bilginleri “terakki” denen şeyi, bir kök­lü ulu ağacın çiçeklenmesine benzetirler ki, çok doğ­rudur. Şairin ifadesiyle: Bu muazzam ağacın gövdesi baştan aşağı, Sayısız kökleri, tekmil dalı, tekmil budağı Milletin sine-i mazisine merbut, oradan Uzanıp gelmededir… Yolunu sapıtmış aydın kılıklılar, o ağacın bazı yer­lerini meselâ dalını, yaprağını, çiçeğini beğenmezler de, ele […]

Daha fazla oku
Halimiz

Ben gidip görmedim ama gazeteler yazdı ve okuyu­cularım mektupla bildirdiler: İstanbul Belediyesi, Taksim meydanına bir “Noel ağacı” dikmişti. Taksim Mey­danı ve o zamanki adiyle Pera (İstiklâl caddesi) müta­reke meydanında Türk’ün gözyaşları ile sulanmış ve bize düşman olan azınlıkların sevinç naralarıyle çınlanmıştı. O zaman İstanbul’u haraca kesen şımarık palikalyalar, işgal orduları komutanlarının ayakları altına Türk bayrakları […]

Daha fazla oku
Nedir Çağdaşlık ?

Bir hırsız da bize çağdaştır, bir câni de, bir kadın bulucu da… Çağdaşlıkları: Daha “eli uzun”, daha ça­buk öldürücü veya baştan çıkarıcı âletler kullanmala­rından ibarettir. Fakat sormak isterim: Fakat gerçek çağdaşlığı nasıl ayırdedeceğiz? Me­selâ bazı uzak kıt’a yamyamlarının, beyaz adamları ar­tık elektrik fırınında veya düdüklü tencerede pişirdik­lerini duyarsak… “Ooo! Ne âlâ medenî olmuşlar!” diye­bilir miyiz? […]

Daha fazla oku
Çağdaşlık Denemesi

….. Çağdaşlaşma için sunduğumuz formül, her alana uygulanabilir. Biz yalnız “ilâç ve tedavi” konusuna do­kunacağız. 4 Temmuz 1970 tarihli “Paris Match” dergi­sinde, gururla atılmış şu başlık var: “Tedavinin altın kitabında, Fransız âlimleri şeref mevkiini tutuyor.”Aynı sayfada, tedavi ve ilâçta büyük buluşları olan yedi büyük Fransız’ın resimleri. Sonra “harika ilâcı” bulmuş bir profesör, kendisine hayran talebelerinin […]

Daha fazla oku
Okumuşlar

…Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esaslarındaki “Millî Tesanüdü Kuvvetlendirmek” makalesinde, önemli bir müşahadesini anlatıyor: “Mütarekeden sonra İngilizleri, Fransızları yakın­dan görmeğe, tanımağa başladık. Bunlarda ilk gözü­müze çarpan cihet, medenî ahlâkın bozukluğudur. Bil­hassa memleketimize gelen veya Malta’da hâkim bulu­nan İngilizlerin medenî ahlâklarını çok düşük bulduk. Müstemleke ahalisini soymak, mağlûplara kul köle muamelesi yapmak, harb esirlerinin ve hatta sulh esir­lerinin […]

Daha fazla oku
Ferdî ve Millî Şahsiyet

Bu çok acı tarih gerçeğini gördükten sonra, mille­ti milet yapan, millî şahsiyeti meydana getiren oluşlar ve unsurları araştıralım. İnsanlar olmadan nasıl cemiyet olmazsa (Maurras’ın dediği gibi) “Milletler olmadan beynelmilellik de olamaz.” İnsanları, fertleri can sıkıcı, sözü sohbeti çekilmez birer silik, tufeyli yaratık hâline sokan nasıl şahsiyetsizlik ise, milletler de şahsiyetsiz oldukları öl­çüde, insanlık sofrasında hor görülür, […]

Daha fazla oku
Kendi Mazisinden Geri

Bizim bugüne kadarki müthiş yanılış ve garip heve­simiz: Milletin düne kadar mevcut olan törelerini yok sa­yarak, mevcut dinî inançlarını, değer hükümlerini, hatta kültürünü, dilini ve millî hedeflerini bozup dağı­tarak… Kıt aklımız, dar bilgimiz ve taklit düşkünlüğü­müzle yeni töreler, kültürler, değer hükümleri ve hat­ta yeni dil ve inançlar bulmaya kalkışmamız olmuştur. Bu yanlış sevda ve kirli […]

Daha fazla oku