Batı Uygarlığı ile İslam Uygarlığını Karşılaştıranlar Yanılıyolar

Bazı düşünürler Batı uygarlığını,İslam uygarlığıyla izaha çalışırlar.Bunlardan kimisi,özellikle Endülüs ve Sicilya’daki İslam medreselerinin önemli rolü üzerinde durarak,buralarda birçok batılı öğrecilerin okuduğunu söz ederek,adeta Batı uygarlığının tamamen İslamdan kaynaklandığını ileriye sürerler.Bu görüş Rönesans’ı İslam uygarlığının bir uzantısı saymaktadır. Bu düşünceye göre Batı uygarlığı bizden alarak onu işlemiş,geliştirmiş,bugünkü seviyeye ulaştırmıştır.Dolayısıyla Batı uygarlığı,özü bakımından İslam’a aittir.Şimdi biz onu […]

Daha fazla oku
Laisizm

Laisizm,toplumumuzu etkilemesi, beyinleri değiştirmesi bir anda olmamıştır. Batıya ayak uydurmaya başlamamızla birlikle yavaş yavaş. adım adım bastığı yeri bilerek gelmiştir laisizm. Batı karşısında apışan, şaşıran Tanzimat aydını, “ne yardan ne serden” geçiyor, hem batılılaşmayı şart görüyor, hem de manevi değerlerimizin korunmasını istiyordu. İslam ahlak ve faziletinin savu-nusudur Tanzimatçı. Ama bununla birlikle Batılı bir düzen anlayışından […]

Daha fazla oku
Rönesansı Hazırlayan Asıl Sebep

Batının küfründe de, inancında da, Yunan felsesinden etkiler vardır ve eski Yunan’dan ta günümüze kadar batının geçirdiği bütün inanç ve istihalelerinin özünde de bir Doğu düşmanlığı mevcuttur.Batının bu Doğu düşmanlığı, sonraları da doğrudan doğruya İslam düşmanlığına dönüşmüştür. Skolastik dönem İslam düşmanlığının korkunç fikri sabitlerle donatıldığı bir dönemdir. Düşmanlık fanatik bir hüviyete büründü bu dönemde Haçlı […]

Daha fazla oku
Bildiğiyle Amel Edene Allah Bilmediklerini Öğretir

İmam Ahmed Hazretleri,bir gün Ahmed Bin Ebi’l Havari’ye rasladı ve ondan üstadı Ebi’l Süleyman’dan bir kıssa anlatmasını istedi. Ebi’l Havarı Hazretleri söyleyeceklerinin pek acayip olduğunu belirterek: “Önce sübhanallah deyiniz!” dedi. Hanbel Hazretleri bunun üzerine uzunca bir “sübhanallah!” çekince şöyle nakletti: “Üstadım Süleyman Dârânî şöyle buyururlardı: İnsan nefsleri, eğlenceyi ve günah işlemeyi bırakır ve bu halde […]

Daha fazla oku
Her Duaya İcabet Vardır

‘Duanın kabulünün gecikmesi ümitsizlik ve usanç vermemelidir. Mademki Mü’min suresi 60. ayetinde duaya icabet edeceğini vaat etmiştir, kabul eserlerinin erken veya geç ortaya çıkmasında başka hikmet bulunduğu düşünülmelidir. Hekim hastanın istediği gibi değil, hastalığın gerektirdiği şekilde tedavi eder. Cenab-ı Hak da bu hikmet şifahanesinde tabii hallerin ve nefsanî arzuların hastası olan kullarına tedavi kabilinden olan […]

Daha fazla oku
Kul Mutluluğu Hakkın Takdirinde Aramalı

Kul mutluluğu kendi iradesinde değil, Hakk’ın iradesinde aramalıdır. Çünkü Cenab-ı Hak işlerin sonunu bilir. Başta görülen hal işin sonunu ve gerçek durumunu değiştiremedi başta kötü görülen haller, güzel ve iyi olarak ortaya çıkabildiği gibi, güzel görülen çok işlerin sonu kötü gelebilir. Bakara Suresi 216. ayeti bu hikmeti gösterir: “Hoşlanmadığınız birşey hakkında da hayır olabildiği gibi, […]

Daha fazla oku
Rönesans

Rönesansı da, reformu da başlatan birçok sebeplerle birlikte asıl temel sebebin, doğrudan doğruya kilisenin belli ve düzenli bir dünya görüşü hassasiyetine dayanmayan hüviyeti ve buna rağmen zor yoluyla sağladığı hâkimiyet olduğunda adeta ittifak vardır. Nitekim kiliseyi reddetmekle işe başlayan bu hareketler, Hıristiyan dünyasında hızla, bir kamuoyu oluşturmuş, yeni ve din dışı bir uygarlığın kurulmasını gerçekleştirmiştir. […]

Daha fazla oku
Kendini Allaha Teslim Etmeyen Zeka Korkunçtur

Kendini Allah’a teslim etmeyen zekâ gerçekten korkunçtur. Kendini ebedî, hür, bir, sonsuz ve mutlak olan Allah’a adamayan zekânın açlığı korkunç bir ihtiras halindedir. İnsan zekâsını, fânî, esir parçacıkları kemmiyeti ile doyurmak mümkün değildir. Bizce bütün mesele, insan zekâsını Allah’a teslim etmenin çaresini bulmaktır, istismarın en korkunç vasıtası Allah’a teslim olmayan yüksek zekâdır. Bu zekâ, insanlığı […]

Daha fazla oku
İnsan’ın Kendi Nizamını Bulması

Her “nizamın” insan anlayışı başkadır. Yahut, her “nizam” insanı başka türlü tanımlamaya çalışır. İnsan, kendini bulamadıkça, “nizamını” da bulamayacaktır. İşte, bunun için, problemlerin problemi “kendini bilmektir”. İnsan, kendinin ve kendi iradesi ile ilgili çilesinin etrafında dolaşan bin bir düğümlü soru yumağını tek tek çözümlemek durumundadır. İnsan neyin ıstırabını çekmekte ve nelerden şikâyet etmektedir? İnsan, insanca […]

Daha fazla oku
Mükemmelleşmek İhtiyacı

Etrafımızdaki varlıkları idrak etmekle kalmayıp onların da en az bizim kadar âciz ve zavallı durumda olduklarını görürüz. Güneşler ve yıldızlar bile sınırlı ve esir birer parçacık durumundadırlar, işin garibi,imandan başkası da bu sınırlılığın, esirliliğin, fâniliğin, eksikliğin farkında da değil. Pırıl pırıl yanan güneş bile, insan şuurundaki bu aydınlıktan mahrumdur. Ancak, insandır ki, sonsuzluğun,hürriyetin,ebediyetin, mükemmelliğin özlemini […]

Daha fazla oku