Hz. Âdem Yaratılışı ve Bütün İsimlerin Ona Öğretilmesi Hakkında

“Âdem’e bütün isimleri öğretti.” buyruğunda “öğretti” kelimesi tarif et­ti, kelimesiyle eş anlamlıdır. Burada ona öğretmek kesin bir şekilde o bil­giyi ona ilham etmek anlamındadır. Bunun bir melek aracılığıyla olma ihti­mali de vardır. Sözkonusu bu melek ise ileride de açıklanacağı üzere Ceb­rail (a.s)’dır. Bu ayet-i kerimede yer alan Öğretti” kelimesi, “öğretildi” anlamın­da şeklinde de okunmuştur. Ancak […]

Daha fazla oku
Hz Âdem’i ve İnsanları Meleklerden Üstün Görenler ile Âdem’e Secde Emrinin Hikmeti

Adem’i ve onun soyundan gelenleri üstün kabul edenler, yüce Allah’ın meleklere: “Âdem’e secde edin” buyruğunu delil gösterir ve şöyle derler: İşte bu, Hz. Âdem’in meleklerden üstün olduğunun delilidir. Buna cevap şudur: “Âdem’e secde edin” buyruğunun anlamı: Âdem’in yüzüne yönelerek bana secde edin, demektir. Bu, yüce Allah’ın şu buyruğunu andırmaktadır: “Güneşin kaymasından dolayı namaz kıl” (el-İsra, […]

Daha fazla oku
Meleklerin Âdem’e Secde Şekli

İlim adamları, meleklerin Âdem’e secdelerinin, ibadet mahiyetini taşımadığı üzerinde ittifak etmekle birlikte, secdelerinin keyfiyeti hakında farklı gö­rüşlere sahiptirler. Cumhur der ki: Bu, namazda alışılmış secdede olduğu gi­bi alnı yere koymak şeklinde meleklere verilmiş bir emir idi. Çünkü örfte olsun, şeriatte olsun, secde etmekten açıkça anlaşılan budur. Buna dayanı­larak şöyle denilmiştir: Bu secde, Âdem’e bir ikram […]

Daha fazla oku
Sünnet’in Kur’an’ı Teyit ve Beyan Edici Özelliği

Burada Sünnet’in getirdiği hüküm, Kur’an’ın ge­tirdiği hükmü teyit edici [destekleyici] mahiyettedir. Kuran, bahse konu hükmü tesbit ve vaz etmiştir, esas delil odur; Sünnet ise Kura’n ayetiyle belirtilmiş olan bu hükmü teyit edici delildir. Örneğin Hz. Peygamber (s.a.v)in, “Bir müslümanın malı, onun gönül rızası olmadan (başkasına) he­lal değildir’’ şeklindeki hadisi, Kur’an’ın, “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda […]

Daha fazla oku
Sünnet’in, Kuran’da Yer Alan Bazı Hükümleri Neshedici Özelliği

Hemen belirtelim ki, bu mesele ulema arasında ih­tilaflıdır. Özellikle Hanefî Usûl alimleri Mütevatir Sünnet’in Kur’an ayetlerini neshedebileceğini söylemiş­lerdir. Diğer bir kısım ulema ise Kuran ile Sünnet ara­sındaki bu türlü bir ilişkinin nesh değil, tahsis olaca­ğını söylemişlerdir. Meselenin tafsilatını Usûl kitapla­rına havale ederek diyoruz ki: Kuran’da ”Birinize ölüm geldiği zaman eğer bir hayır [mal] bırakacaksa anaya, […]

Daha fazla oku
Peygambere İtaat Nedir ve Nasıl Yerine Getirilcektir?

Bize göre —Müfessirlerin de vurguladığı gibi— ayette itaat edin” anlamındaki “atî’û” kelimesinin hem Allah’a itaati, hem de Peygambere itaati emreder­ken ayrı ayrı kullanılması, Allah’a itaatin adresinin Kur’an, Peygamber’e itaatin adresinin ise Sünnet oldu­ğunu işaret etmektedir. Buna, “Peygamber’e itaatin çerçevesini de Kur’an çizdiğine göre böyle bir ayrım yapmak yanlıştır” şek­linde bir itiraz getirilebilir. Ancak dikkat edilirse […]

Daha fazla oku
Peygamber Efendimiz Hüküm Koyabilir mi?

Kur’an’ın, Allah’a ve Peygamber’e itaati emreden ayetlerinde, itaat mercii olarak Yüce Allah yanında Hz. Peygamber’in de ısrarla zikredilmesi elbette anlamsız değildir. İnsanlara “Allah’tan korkun ve bana itaat edin’’ diyen geçmiş peygamberlerin tavrını da burada anmak gerekir. Dikkat edilecek olursa Yüce Allah (c.c), itaat konusunda kendisi ile birlikte Hz. Peygamber (s.a.v)’i zikrettiği halde, mesela “Benden ve […]

Daha fazla oku
İslam’ı kime söyleteceğiz?

Bu sorunun doğru cevabını bir türlü veremiyoruz. 150 yılı çoktan aşmış bir dönemden bu yana… Sorunun doğru cevabını bulamıyoruz, çünkü sorunun kendi yanlış… Bu soru yanlış, çünkü soruyu ortaya koyan kafa yapısı karışık… Karışık, çünkü karışık bir zeminde muhakeme yürütüyor… Tanzimat’tan önce böyle bir soruya mahal var mıydı? Tanzimat’tan önce hangi Müslüman düşünürün aklına böyle […]

Daha fazla oku
Gurbetin de Gurbeti (Kısa Bir Felsefe Tarihi)

Dinle bilimi uzlaştırmaya çalışan sentezciler her zaman (Aydınlanma’dan/Galile’den beri) olmuştur, ama, bu çabalar, kabul etmek gerekir ki,kalıcı ve inandırıcı olamamıştır. Bunun nedeninin, bağdaşmaz iki dünyanın her ikisinde yaşamaya çalışanların sorunlu/çelişik halleri olduğu söylenebilir. Bağdaşma bulunmayan, birinin reddi temeli üzerinde kurulmuş bir tartışmayı/yanlış anlamayı/kasti eğretilemeyi yok saymanın sonucunda inanç sisteminin her zaman aleyhine çalışacak bir durumdur […]

Daha fazla oku
Sünnetin Korunmuşluğu

Denebilir ki ’’Yüce Allah (c.c) Kur’an’ı korumayı bizzat üstlenmiştir. Ama hadisler için aynı durum söz konusu değildir.” Buna cevaben deriz ki: Yüce Allah (c.c)’ın koru­mayı üstlendiğini belirttiği şeyin, Kur’an değil, ’’Zikir” olduğu ve buradaki ”Zikir”in, Sünnet’i de kapsadığı yo­lunda kuvvetli beyanlar bulunması bir yana, Kur’an’m korunması olgusunun nasıl gerçekleştiği sorusu da önemlidir. Yüce Allah (c.c) […]

Daha fazla oku