Nesneleri adlandırmak görünüşte kolay bir iş gibi durmaktadır. Oysa aynı nesnenin başka dillerde başka adlarla anıldığını hatırlarsak adlandırmanın hiç de kolay olmadığını görürüz. Türkçede “çakmak”, “tabak”, “halı” gibi adlar verdiğimiz nesneler başka dillerde başka kelimelerle karşılanmaktadır.
Nesneler üzerinde durum böyleyken, iş değer yargılarının karıştığı eylemleri adlandırırken büsbütün değişir. Bir adam öldürme eylemi kimilerinin gözünde kahramanlık olarak adlandırılırken, kimilerinin gözünde aym eylem cinayet olabilir. Bu farklılıklar bizim o eyleme hangi perspektiften, hangi değer yargılarından yola çıkarak ve hangi kıstasları kullanarak baktığımızla ilgilidir.
Günümüz dünyasında olaylara, dünyaya Batılıların değer yargılarıyla, onların gözlükleriyle baktırılıyoruz. Batılıların din, bilim, mukaddesat vb. diye adlandırdıkları olguları adeta bir takım nesnel şeylerin adları gibi alıyor ve kendi kültürümüzde de aynı muhtevayı taşıyorlarmış gibi algılıyoruz. Oysa bütün bu tür adlandırmalar her kültür için farklı anlamları içermektedir. Bu tür adlandırmalardan aynı şeyleri anlamaya başladığımız zaman aynı kalıplarla düşünmeye de başlamışız demektir.
Kaynak:
Rasim Özdenören-Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
0 Yorumlar