İnsan Doğası

1.İNSAN DOĞASI Konusu ‘insan’ olan birçok bilim ve sanat dalı vardır: iktisat, tıp, biyoloji, tarih, edebiyat, psikoloji, sosyoloji, antropoloji… As­lına bakılırsa Ay, Güneş, nesneler, her şey insanın emrine veril­miştir; insan bu varlık ve nesnelerden yararlansın diye yaratıl­mıştır. Bu nedenle her bilim dalı, çalışmalarını kolaylaştırmak, daha verimli hâle getirmek için iş bölümü yapmıştır. Antropoloji de bu […]

Daha fazla oku
Varoluşun Merkezini ve Bütünlüğünü Hatırlama Zamanı

    Ömer Türker Bir sinek bir kartalı kaldırdı vurdu yere Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu Yunus Emre İnsanlığın büyük salgınlarla imtihanı yeni bir vaka değildir. Kadim çağlardan beri toplu ölümlere yol açan ve kapsandı karantinaları gerektiren hastalıklar hep var olagelmiştir. Fakat yaşadığımız çağda ulaşım ve iletişim imkanlarının alabildiğine artması, acıyı da sevinci […]

Daha fazla oku
Klasikten Moderne ve Çağdaş Zamanlara İnsan Tasavvurunun Dönüşümü

    Kasım Küçükalp Giriş Klasik, modern ve çağdaş Batı düşüncesinde insan tasav­vurunun nasıl şekillendiğini anlamak günümüzde karşı karşıya kalınan birçok insani problemin anlaşılması ba­kımından son derece önemli bir mevzu olarak karşımızda durmaktadır. Özellikle birçok düşünürün post ön eki ile düşünceler ürettiği çağımızda insanın nasıl bir konum içerisinde olduğu meselesinin açıklık kazanması insan ta­savvurundaki dönüşüm […]

Daha fazla oku
Varlık ve Ahlâk

1.Özneler olarak biz, olup-bitmiş, hazır, duruk bir zâtiyete sahip değiliz hiçbir şekilde. Biz, kendimizi, kend ’oluş suretinde ve dahi varlığı/mızı kat ede ede, tabakadan tabakaya geçerek kazanırız – her dem yeniden ve yeniden yaratılırız, nasıl ki içinde devine-dura ola-geldiğimiz dünya da öyle ise. Dünya-da, bura-da, bu-ara-da bulunuşumuz, bir kitabın raf- ta öylece-durması misalince yer almaz […]

Daha fazla oku
İyi ve Kötünün Temeli: Akıl mı, İrade mi?

  Yazar: Asım Cüneyd Köksal* Platon, Euthyphron diyaloğunda Sokrates’e şu soruyu sordurmuştu: “Dine uygun olan şeyi tanrılar, dine uygun olduğu için mi hoş görürler, yoksa bu, tanrılar hoş gördükleri için mi dine uygundur?”1 Soruyu modernize ederek şöyle de sorabiliriz: “Bir eylem iyi ve değerli olduğu için mi Tanrı tarafından emredilmiştir, yoksa o eylem Tanrı onu […]

Daha fazla oku
Raşit Keskin – Kalbin Leylak Saati -Notlarım

  Dünyayı, insanı ağaçla ilişkilendiren kadim kültür, insanın içinde de bir ağaç olduğunu hayal etmiş. İçimizde bir gönül ağacı var diyor Mevlânâ. Dünyada esen yel gibi içimizde de yel eser. O yel, gönül ağacının dallarına dokundukça dostlarımızı hatırlarız. Ah mine’l-aşk… Eski evleri ve kahveleri süsleyen “ah mine’l-aşk” levhaları, İbnü’l Arabi tarafından kalbe düşen aşk ateşiyle […]

Daha fazla oku
Ebû Zeyd el-Belhî’nin Beden ve Ruh Sağlığı İsimli Eserininin -Ruh Sağlığı- Bölümü

  ESER VE MÜELLİFİ HAKKINDA Kitabın içeriğinde zaman zaman kendisinden nakiller yaptığımız ve 9 – 1 0 . Yüzyıllarda yaşayan filozof- tabip Ebu Zeyd el-Belhi’nin Türkçe’ye Beden ve Ruh Sağlığı olarak tercüme edilen eserinin Ruh Sağlığına ayrılan ikinci bö­lümünü buraya alıntılıyoruz. Zira kitapta şu ana kadar nakledilen ve verilen bilgiler genellikle beden sağlığı ile ilgiliydi. […]

Daha fazla oku
Gaye,Nizam ve Fıtrat Delili

  [Te’vilatü’l-Kur’an’dan]1 (İmam Matüridi) •• “(Allah), geceyi gündüzün içine, gündüzü gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı emri altına almıştır. Hepsi belirlenmiş bir zamana kadar akar (yörüngelerinde döner­ler). İşte bu Allah, sizin Rabbinizdir. Mülk, O’nundur. O’ndan (Allah’tan) başka taptıklarınız, bir kıtmire (hurma çekirdeğinin zarına) bile malik değildir. “2 Gece ve gündüzün, ayın ve güneşin düzenli hareketinde […]

Daha fazla oku
Hamdi Yazır’ın Sosyal Felsefesi’ne Giriş.

Tahsin GÖRGÜN “Zira vücudda ruh ile cismin derin bir ihtilafa vardır. Ya bir tezahûr-i cismâni ifade edemeyen ruhaniyetin hiçbir hükmü yoktur. Ruhun en büyük şiarı vahdet olduğu ve aynı zamanda her kalp ü vicdanın ruhanî duygusu sırf kendine ait bulunduğu için cismâni bir tezahürde bir- leşmeyen ruhlar arasında bir rabita-i vahdet tezahür edemez ve bi­naenaleyh […]

Daha fazla oku
Bir Filozof Müfessir M.Hamdi Yazır

Prof. Dr. Süleyman Hayri BOLAY  Elmalılı Hamdi Yazır Kimdir? M. Yazır, 1294 senesinde Antalya’nın Elmalık kazasında doğmuştur. Anası Fatma Hanım, babası Gölhisar’ın Yazır köyünden Numan Efendi’dir. Hamdi Efendi ilkmektebi ve Rüştiye’yi Elmalı’da bitirmiş; 1310 senesinde İstanbul’a gelmiş ve devrin tanınmış âlimlerinden olan Kayserili Hamdi Efendi’den ve diğer tanınmış bazı hocalardan dersler görmüş, 1324 senesinde Ba- […]

Daha fazla oku