Sevdiği bir şeyi kaybedenin ümidi ve kendine güveni azalır, dünyanın hâllerine tahammül eşiği düşer. Yitirmenin acısı, insanın omuzlarına, kalbine, adımlatma ağır bir taş gibi oturur ve hareket etmesine mâni olur. Acılı insan kendini umutsuz, ürkek, çaresiz hisseder. Dış dünyaya ilgisi zayıflar. Dünyanın sonuymuş hissine kapılır. Konuşmak da susmak da onun en büyük ihtiyacıdır. Acılar […]
Her kimin âlemde mikdârıncadır tab’ında meyl – Fuzûlî’nin sever redifli gazelinden bir mısra. “Herkesin kıymetinin ne olduğu, âmiyâne bir tabirle (ne kadarlık adam olduğu) meyl ettiği yani eğilim gösterdiği, kavuşmak arzûsunda bulunduğu şeyden bellidir.”demeye gelir. İmâm-ı Şâfiî’nin bir sözünü hatırlatıyor: “Aklı, fikri mîdesinde olanın kıymeti bağırsaklarından çıkan kadardır.” Abraham Lincoln de demiş ki: “Para her […]
Allahı sev! Ne kadar?.. «Had» mefhumunu da yaratan o olduğunu bilecek, onun tecelli ettiği her yerde hiçbir zatî had imkânı kalmadığını sezecek, yani «had» mefhumunun zatiyle beraber bütün hadleri yok görecek, yoklukta bile mutlak yokluk haddini tanımayacak kadar… Allah sevgisi, her şeyi sınırlayan mutlak sınırsızlıkta kaybolmanın hudutsuz fışkırış noktasıdır. Onu sev, yanıp kül oluncaya kadar sev!.. Bundan sonra, […]
0 Yorumlar