On dokuzuncu asra kadar, Osmanlı ülkesinde bir ortak şuur vardı: İslâmiyet. Vahye dayanan bir hakikatler bütünü. O cihanşümul dinin izahı, yorumu ve yayılması için binlerce düşünce ve duygu adamı ömrünü harcamıştı. Bütün bir içtimaî nizamın temeliydi İslâmiyet. Sosyal bir sınıfın veya bir kavmin değil, ümmetin inançlarını dile getiriyordu. Ayıran değil, birleştirendi. İnananlar kardeştiler. İnananlar, yani […]
Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkâr’ın savaşı…Hisarlar düşüyordu birer birer. Dost düşmana karıştı. Müstağripler bir ağızdan haykırıyordu. Teceddüt, teceddüt… Nihayet İstiklal Savaşı…Yangın alevleri içinde doğan genç bir devlet. Evet, çetin bir imtihandan yüz akıyla çıkmıştık. Ateş mazinin bir çok levslerini temizlemişti, ama Pyrhusvâri bir zaferdi bu. Batı’nın silâhlı saldırısını püskürtmüş, Batılılaşma sevdasından […]
0 Yorumlar